"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğuda ve Batıda Doğru İslâmiyet - 4

Ahmet BATTAL
21 Mayıs 2016, Cumartesi
Doğru İslâmiyeti nasıl yaşarız” sorusuna cevap aramaya devam edelim.

-Dünyayı ve devleti fazla önemsememek lâzım. Devlet elbette önemlidir. Ama ondan önemlisi devlete nasıl ulaşılacağıdır. Devleti elde etmek ya da elde tutmak için dini feda etmemek lâzım.

Ama bu yetmez, devlet için dini alet de etmemek lâzım.

-Özel sektörde de devlette de işi ehline vermek lâzım.

Hepimiz biliriz. Hazreti Peygamber (asm) Mekke-i Mükerremeyi yeniden fethedince Kâbe-i Şerif’i putlardan temizledi ve fakat anahtarını putlara tapmayı sürdürmüş olan kişiye verdi.

Neden? Zira o işinin ehli idi.

“Devlet dindarların elinde olsun” diyen bizimkiler, işi ehline vermek konusunda devleti Kâbe’den daha mı mühim görüyorlar? Gaflet ki ne gaflet!

-Devleti hizmetkâr yapmak lâzım.

Devletin hizmetkârlıkta tarafsız olmasını sağlamak lâzım. Laikliklikse laiklik. Ama insanı samimî mü’min yapan budur.

-Hizmetkârlıkta muhalefete hazır ve hazımkâr olmak lâzım.

Muhalefetini sevmeyen, hele bu zamanda, galiba “adam bile” değildir.

Hazreti Peygamber (asm) bir konuda fikir beyan ettiğinde sahabe ona sordu: “Bu vahiy midir yoksa senin kanaatin midir?”

Yani dedi ki “vahiyse muhalefet edemem. Zira Allah’a muhalefet benim değil şeytanın işi. Ama senin fikrinse müsaade et fikrimi söyleyeyim. Yani izninle sana da muhalefet edebileyim”.

Bu “muhalefetini sevmek” konusu doğru İslâm hususundaki en esaslı meselemizdir. Zira muhalefeti gayrı meşrû ilân eden her iktidar sahibi aslında kendisini–haşa–muhalefet edilmesi caiz olmayan Allah’ın makamında görmektedir desek yeridir.

Yani bu muhalefet meselesi sıradan ve basit bir günlük siyaset meselesi değil. Doğrudan ve esastan bir iman ve itikat meselesidir.

Bunu okuyan dostlarımız bize kızabilirler. Ama bilsinler ki kızmakla yetinmeyip de fikirlerimize karşı fikirlerini söyleyebilirlerse biz de okur/dinler ve kendimize çekidüzen veririz.

Böylece anlarlar ki yazdıklarımızın arkasındayız. Söylediklerimizi yaşamaya çalışıyoruz.

Okunma Sayısı: 1973
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali

    21.6.2016 06:11:28

    Sayın Ahmed hocam, Aynen bu yazınız ile eksiği ile gediği ile sürdürülen demokrasi denilen sistemin en püf noktasını yakalamışınız tebrik ile beraber takdir etmemek elden gelmez zira biz müminleri mümin kılan bizden olmayana hoş görü ile yaklaşmak diye öğrendik ve bu şekilde Avrupa'daki insanlara dinimizin döndüğü kadar aktarıyoruz . Ama anavatanimizdaki uygulamaya bakıldığında bizleri zahiri tezat ile tohmet altında bırakıyor devlet ricalimiz maalesef . En basiti bayanların erkeklere el teması meselesi en üst düzeydeki devlet ricalimizin mutesettire hanımları bu konularda hassasiyet sahibi devlet riskine tereddütsüz elini uzatıyor . Biz burada bu konunun doğru anlaşılması için zahmet ede duralım alacağımız cevap aynen şu : baksana senin dindar cumhurbaşkanın başbakanın Vs. Bile hanımları tereddütsüz diğer mutesettir hanımların beylerine ellerini uzatiyorlar sana ne oluyor burada burası Avrupa Tekrar gorusmek uzere saygı ve selamlarım ile

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı