"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğuda ve Batıda doğru İslâmiyet (6)

Ahmet BATTAL
26 Mayıs 2016, Perşembe
İslâm’ı dünyaya doğru anlatmanın prensiplerine gelince:

- Hürriyetler asrındayız. Hürriyetin İslâmî yolu vardır. Hürriyet düşkünü Batılılara, bunu, yaşayarak ve yaparak göstermek lâzım.

-Din için asıl hürriyet, vicdan hürriyetidir. Bu aynı zamanda ihlâstır. Asıl din, vicdandan tezahür eden dindir. O halde vicdan hürriyetine riayet lâzım.

-Medenîlere galip gelmenin yolu iknadır. Söz anlamayan vahşiler sürüsünü sürükler gibi bir cebr ile insanları bir dine dahil etmek, hele bu zamanda çözüm değildir.

-Fetih cihadı dönemi artık bitmiştir. Cihad artık kalemle, klavyeyle, internette…

(Savunma savaşı elbette cihaddır ve bazen gerekebilir. Hazır olmak lâzım. Ama unutmamak lâzım ki savunmanın meşrû olanı masuma zarar vermeyenidir.)

-Müslüman olmayanları dost edinme yasağı, onların gayrı İslâmî sıfatlarını güzel görüp taklit etme yasağı mânâsındadır.

O halde onlara İslâmı anlatabilmek için “beşerî ilişkiler” anlamında dost olmak lâzım.

-Kanuna ve sisteme riayetin kıymetini bilen Batılılara, “sistemin kıymetini biz de biliyoruz” demek ve bunu da şahsî ve içtimaî hayatımızla göstermek lâzım.

-Meşveret Kur’ân’ın emridir. Dünyaya demokrasinin hakikisini göstermek lâzım.

- Batılılara “sizin bu güzel sisteminizin ruhu nereden kaynaklanıyor” diye sorduracak kadar ilham ve hayret verici olmak lâzım.

-Dünyanın asıl düşmanı dinsizlik. Müslümanlar ve Hıristiyanlar ayrı ayrı iken bu büyük düşmanı yenemiyorlar. O halde ehl-i kitapla ve bilhassa Hıristiyanlarla ittifak etmek lâzım.

-Bu ittifak için de şartları hazırlamak, yani bilhassa Hazreti İsa’nın manevî kişiliğinden ibaret olan hakikî Hıristiyanlığın ortaya çıkması için gayret etmek lâzım.

Bu ittifakta İslâm’ın Batıya vereceği şey bellidir: Vahyin sahih ve son versiyonu; Kur’ân.

Bu ittifakta Müslümanların Batıdan alacağı şey de bellidir: Adalete ve hakkaniyete hizmet eden bilimsel gelişmeler.

Böylece Batının elinde parlayan ve aslında vahiyden kaynaklanan bazı temel insanî değerler (ki Bediüzzaman buna “küçük insanlık” mânâsında “insaniyet-i suğra” diyor), büyük İslâmî değerlerle birleşmeli. Böylece İnsaniyet-i Kübra olan İslâmiyet ortaya çıkmalı ve “yüze vuran” dinsizlik zulmetini nuruyla parçalamalı.

Özetle, Batılılara, “dünyası cehennem gibi olan bu Müslümanlar gibi Müslüman olup ölünce bu Müslümanların Cennetine gitmeyi ummaktansa, ben hem dünyada kendi Cennetimde kalayım, hem de ölünce kendi Cennetime gitmeyi bekleyeyim, bu daha iyi!” dedirtmemek lâzım.

Okunma Sayısı: 2090
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    26.5.2016 12:59:17

    Evet,bugün müslümanların en büyük sorunu,imanın kemalatını ve islamın ahlakını fiilen yaşayıp gösterememektir.Bu kemalat ve ahlakı hayata taşıdığımız gün insanlığın kurtuluşu başlamış demektir.Bu kemalatları izharımızla,sair dinlerin mensupları küme küme islamiyete girecek,belki kıtalar dehalet edeceklerdir diyor Üstadımız.Bu kemalat ve islami ahlak birçok fedakârlıkları beraberinde getirecek,bu da manyetizme gibi bir tesir icra edecektir inşaallah...Müslümanlar bir cazibe merkezi haline gelecek,dünyanın teveccühüne mazhar olacaklardır.Bu hal menfi hareket edenlerin de ipliğini pazara çıkaracak,etkisiz hale getirecektir. O günler çok uzak değildir. Gayretlerimize bağlı olarak er veya geç gelecektir,Allahın inayetiyle....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı