Risale-i Nur Enstitüsü Danışma Kurulu sekiz ay önce toplandı. Gündeminde 2016 Bediüzzaman Haftası’nın ana konusunun ne olması gerektiği vardı.
Teklifler alındı, müzakereler yapıldı ve meşveret neticesinde başlıktaki konu seçildi: Doğuda ve Batıda Doğru İslâmiyet.
Gerekçe belliydi. Mevzu gerekliydi ve acildi.
İslâm’ın dünyada hak ettiği şekilde yayılmasının önündeki engellerden biri de gerçek İslâm ile yaşanan İslâm arasındaki uçurum. Bunu herkes görüyor. Ama çare hususunda herkes fikir üretecek durumda değil.
Çağ yeni. Yenileme yani tecdit lâzım.
Bediüzzaman bir yenileyici. O bir müceddid.
O halde onun “doğru İslâm” hususunda ne söylediği önemli.
Bu gerekçelerle kararı alındı. Çalışmalara başlandı.
Mart ve Nisan ayı boyunca, Türkiye’nin dört bir tarafında, bir kısmına bizim de iştirak ettiğimiz konferanslar ve paneller yapıldı.
Enstitü bu önemli konuya geçici hatimeyi, “Batıda Doğru İslâm”ın bahtiyarlarının merkezi Bahtiyar Alman milletinin kalbinde koymaya karar verdi.
Bu gün ve yarın, uzmanlar Almanya’da konuyu müzakere edecek. Çalışmanın neticelerini Yeni Asya’dan okuyacaksınız. Sunulan tebliğleri de inşallah Köprü Dergisinin gelecek sayılarından okuyacaksınız.
Biz bu yazı serisinde konferans ve paneller için tuttuğumuz hazırlık notlarını paylaşacağız.
Yanlış anlaşılmasın, bu notlar şahsımıza ait değil. Risale-i Nur Enstitüsü’nün Ankara Şubesi’nde dostlarla müzakereli okumalardan elde edilen ortak hasılattır.
O dostlardan Allah razı olsun. Dünyanın dört bir tarafında ilmî meşveretin hakkını veren yani metni müzakereli okumayı başaran diğer dostlara da selâm olsun.
Her gittiğimiz yerde yönlendirici ve öğretici sorularıyla mevzunun daha iyi anlaşılmasına katkı yapan ilgili dinleyicilerimize ve okuyucularımıza da buradan teşekkür ediyoruz.
Bunlardan ikisine özellikle teşekkürler. Şevk kaynağımıza, Düzce’nin minik kahramanlarına: Zehranur Önbaş ve Ecrin Göktepe’ye.