"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Evrensel Adalet Kanunu

Ahmet BATTAL
07 Şubat 2015, Cumartesi
Dün Evrensel Hizmet Kanununu tanıttık. Bu gün de bir başka Kanunu tanıtalım: Bu kanun “ezelden gelip ebede giden” “Şeriat-ı garra”nın Adalet Kanunlarından biri.

Bu kanun, Devletimizin www.mevzuat.gov.tr adresindeki Resmî Kanunları arasında maalesef henüz tam olarak yok. Resmî Gazete’de de kendisine yer bulamadı. (Hiç değilse Yeni Asya gazetesinde sık sık yer buluyor, buna da şükür!).

Hakkını yemeyelim. Anayasa’da ve Ceza Kanunu’nda bu kanunun benzeri kısmen var. Ama yanlışlarla bulaşık biçimde. Onlar bu Kanuna kısaca “suçun ve cezanın şahsîliği ilkesi” diyorlar.

Bu adalet kanununa Bediüzzaman Risale-i Nur Külliyatında sık sık yer veriyor, atıf yapıyor. Hadiseleri ve şahısları da genellikle bu kanun hükmüyle yargılıyor, muhakeme ediyor.

“Hiçbir günahkâra başkasının günahı yüklenmez” mealindeki bu kanun, Hakîm ve Hâkim (hikmetli ve hükmeden) Kur’ân’da dört ayrı yerde va’zedilmiş.

Bediüzzaman’a birileri sormuş: Neden siz ve Nurcular siyasî cereyanlara tabi ya da dahil olmuyorsunuz, neden siyasetli cemaatlerden destek almaya çalışmıyorsunuz?

Bediüzzaman bu soruya bu kanunu hatırlatarak cevap veriyor (Emirdağ Lâhikası, s. 38):

“İçtinabımızın çok sebeplerinden bir sebebi de, Risale-i Nur’un dört esasından birisi olan ‘şefkat etmek, zulüm ve zarar etmemektir.’ Çünkü ‘ve lâ teziru vâziratün vizra uhra’, yani, ‘Birisinin hatasıyla, başkası veya akrabası hatakâr olmaz, cezaya müstehak olmaz’ olan düstur-u irade-i İlâhiyeye karşı, bu zamanda ‘innel insane le zalûmün keffâr (İnsan ise muhakkak ki çok nankördür)’ sırrıyla şedit bir zulümle mukabele eder. Tarafgirlik hissiyle, bir caninin (suçlunun) hatasıyla, değil yalnız akrabasına, belki taraftarlarına dahi adavet (düşmanlık) eder. Elinden gelse zulmeder. Elinde hüküm (hükmetme gücü) varsa, bir adamın hatasıyla bir köye bomba atar.

“Halbuki bir masumun hakkı, yüz cani için feda edilmez; onların yüzünden ona zulmedilmez.

“Şimdiki vaziyet, yüz masumu birkaç cani için zararlara sokar.

“Meselâ, hatalı bir adama müteallik (ilişkili) biçare ihtiyar valide ve pederi ve masum çoluk çocukları ezmek, perişan etmek, tarafgirâne adavet etmek, şefkatin esasına zıttır. Müslümanlar içinde tarafgirane cereyanlar yüzünden, böyle masumlar zulümden kurtulamıyorlar. Hususan ihtilâle sebebiyet veren vaziyetler, bütün bütün zulmü dağıtır, genişletir.”

Özetle diyor ki; “Siyasî taraftarlığı abartıp tarafgirliğe dönüştüren bu günkü siyaset erbabı, sadece siyasî suçlu muhalifine ceza vermekle yetinmiyor. Bir suçu bahane tutuyor ve kuru-yaş demeden, kendi siyasetine muhalif olan suçlunun bütün akrabasına ve fikirdaşına da aynı cezayı veriyor. Böylece zulmediyor. Hatta ihtilâle sebebiyet veriyor. Siyasete tabi ve dahil olan, bu zulme de taraf olmuş olur.”

“Dindarlar böyle şeyler yapmaz” diyenleri duyar gibiyiz.

Doğru. Hakikî ve samimî ve bîtaraf ve hürriyetperver dindarlardan iseler, yapmazlar.

Onlar neredeler? Sormayın…

Okunma Sayısı: 2386
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • bilal bozkurt

    7.2.2015 10:05:36

    halbuki bugün din kisvesine bürünen siyasi erkler " zulüm ve zarar vermekteler. Çünkü ‘ve lâ teziru vâziratün vizra uhra’,düstur-u İlahiyeye muhalif gitmekteler. Va esefa Va hasreta .

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı