Yandaş medyayı izlemekle yetinenler muhtemelen “zaten öyle oluyor” diyeceklerdir.  

Ama kafasını birazcık kumdan çıkaranlar “başka bir dünya da varmış” diyorlar ve diyecekler. 

Karadeniz’deki son sel ve vefatlar kriz yönetiminde sınıfta kaldığımızı tescil ettirdi. 

Ayağı kayıp suya yuvarlanayazan Bakanlar mı istersiniz, üstünde sırlı-sırmalı cübbe, ayağında sarı çizme ile “afet denetimi” yapan Diyanet İşleri Başkanları mı dersiniz…

Suçu AKP’li belediyeye atan Bakanlar mı dersiniz, “suçlu yok kader var” diyen Başkanlar mı istersiniz…

Kusur ateşten gömlek ve herkes başkasına yakıştırıyor. Hele korona konusunda tam bir derbederlik yaşanıyor. 

Çok değil üç beş ay önce “en güvenilir Bakan” sayılan Sağlık Bakanı bile hükümetin “yalancı çoban” sıfatından nasibini aldı ve inandırıcılığını kaybetti. 

Kamu kurumları koordinasyonu kaybetti. Planlama yok. Planın açıklanması da yok. 

Böyle olunca vatandaş da ipin ucunu kaçırdı ve metanetini kaybetti. Koronayı saldı çayıra…

(Bir uzmanın, bu dönemde kriz yönetimi konusunda Afrika liginin orta karar ülkelerinden biri ile Türkiye’yi mukayese etmesini ve sonuçları Milletle paylaşmasını doğrusu çok isteriz.) 

Derbederliğin somut bir örneği: 

Yurt dışından tatile gelen ve dönmeye hazırlanan gurbetçilerin, gideceği ülkelerin de talebi ile dönüşte uçağa binmeden önce test yaptırma ve sonuç negatif ise rapora bağlayıp yanında götürme sorumluluğu var. 

Ama bu testin nerelerde ve nasıl yapılabileceği ve sonucun ne zaman ve nasıl raporlanacağı hususunda kamu kurumları arasında büyük bir karmaşa var. 

Bu karmaşa kamuya ait web sayfalarına da tam olarak yansımış durumda. Bu sayfalar güncelliğini kaybetmiş ve hatta yanlış bilgilerle dolu. Havaalanının web sayfası “havaalanında test yapılır” yazıyor. Gurbetçi havaalanına gidiyor, ama “biz yapmıyoruz, şehir hastanesine gidin” cevabını alıyor. Şehir hastanesi sadece bir sürüntü alacak, ana babaya bir yol gösteriyor çocuğa başka bir kapı…

Ulaştırma Bakanlığı başka şey yazıyor. Sağlık Bakanlığı daha başka bir şey. 

Hele alo … hatları tam evlere şenlik. O oraya paslıyor, o oraya. 

İnternette zaten bilgi kirliliği had safhada. Resmî web sayfaları çelişkilerle dolu olunca Devlet de güvenilemez hale geliyor. 

Gurbetçi “neden geldim İstanbul’a” türküsünü söylüyor. 

Akrabası da TV karşısında Avrupa’ya sesini duyuruyor. 

Avrupaaaa, Avrupaaaaaaaa… Duy sesimiziiiii… 

Reisimiz koronaaaaaada yendi siziiiii!

Zira biz uzaya yol yaptık yol…