Türkiye seçime hazırlanıyor.
Ankara’da Çankaya-Çukurambar civarı gayrimemnun siyasetçi kaynıyor. Ama kayda değer bir merkez yok.
Bu gayrimemnunların çoğu ülkemize demokrasi getirmek gibi bir ideale sahipler. Güzel.
Bunların çoğu Demokrat seçmenin oyuna cidden talip. Mahzuru yok.
Ama bir sıkıntı var. Baraj ve bölünmüşlük.
Durum bu merkezde iken AYM kararını açıkladı. Seçim barajı yerinde kaldı.
Belki de iyi oldu.
Baraj kalksaydı herkes kendi partisini kurup kendi küçük ekibine “nasıl olsa baraj yok, haydi kendimizi gösterelim” diyecekti.
Oysa şimdi o gayrimemnunlar biliyor ki yüksek bir baraj var.
Gayretler birleşmeden baraj yıkılmaz.
Vatandaşa “oy verecek parti mi var” dedirtmemek lâzım.
Güçler birleşmeden demokrasiye geçilmez.
Siyaset meraklısına “dahil olacağımız ekibi kuracak kadro mu var” dedirtmemek lâzım.
On dört senedir, garip bir “siyasî köşe kapmaca” oyunu oynanıyor:
Bir köşede hızlı-hırslı “adam” AKP…
Diğer köşede yabancı-yaşlı “misyon” CHP…
Ve üçüncü köşede de pusulasız tembel kurt MHP!
Bu oyunda, iktidar denilen köşeye elbette hep hırslı ve hızlı olan uzanıyor. Çift köşeli hatta “dört köşe” yani!
Millet ise Demokratların ancak figüran olabildiği bu oyunu seyretmeye mahkûm“muş” gibi şaşkın bakıyor.
Bu oyunu bitirmek lâzım!
Ne yapmak lâzım?
Lider değil ekip çıkarmak lâzım.
Zaten ne çekiyorsak “kerizmatik” liderden çekiyoruz!
Ey Demokratlar, sorun kendinize: Kürtçüler kadar da mı olamıyorsunuz.
Demokratlar varsaysınlar ki liderleri hapistedir, zincire vurulmuştur.
Bir araya gelsinler. “Kadro hareketi” başlatsınlar.
Her biri eş başkan olsun. İlla lider ben olacağım diyeni de lütfen, artık değil başlarına, aralarına bile almasınlar.
“Kadro hareketi” bunun için gerekli.
Ekip çalışması bu sebeple önemli.
Demokratlar şahsiyet siyasetine son vermeliler.
Hamiyet-i milliye de hamiyet-i siyasiye de bunu gerektirir.