AKMHP cumhurunun başkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde yeni dünya düzeninin yeni ve modern devletlerinden birinin krallarından Elon Musk ile New York’taki Türkevi’nde ve ev sahibi sıfatıyla yaptığı görüşme hayli tartışmalı oldu.
Birileri, haklı olarak, Erdoğan’ın; yeşil Tesla’cıya bir kırmızı TOGG hediye etmek varken, yazarı da okuyucusu da meçhul ve muhatabınca da okunmayacak bir iki kitap hediye etmesinin anlamsızlığını vurguladı.
Birileri Erdoğan’ın “kral burada da kraliçe nerede” mealindeki sorusunu anlamlı buldu.
Başka birileri Musk’ın böyle bir görüşmeye “XYZ midir nedir” adlı çocuğunu da dahil etmesinin protokol kuralları karşısındaki anlamını sorguladı ve hatta ayıplığını ve görgüsüzlüğünü vurguladı.
Biz bu görüntünün bilinçli olduğu kanaatindeyiz.
Ve bu bilinçli tercihin başka bir tarafındayız.
Türkiye’deki cumhuriyetin yüzüncü senesinde biz cumhuriyetlerden dem vururken birileri yeryüzü krallığına oynuyor.
Savaşlara müdahil oluyor, silah sanayiini yönetiyor ve hatta sahipleniyor.
O da yetmiyor, insanlığın ortak malı sandığımız uzaya hükmetmeye çalışıyor.
Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı da bu krallık oyununa bu yolla dahil ediliyor.
Üstelik bu oyuna gelen sadece Türkiye de değil.
Bilinen cumhuriyetler ve Macron başta olmak üzere liderler de bu gidişata karşı ne yapacağını bilemez halde.
Hatta Birleşmiş Milletler gibi uluslar üstü teşkilatlar dahi bu gidişata karşı bir öngörü geliştirmekte galiba başarılı değiller.
Tesla’nın yedinci fabrikasının hangi ülkede kurulacağına karar verecek olan Musk’ın hangi lider tarafından ikna edileceği gibi güncel ve pratik meseleler dünya kamuoyunda daha dikkat çekici görülüyor.
Oysa dünyamızın, devlet felsefesi ve teorisi açısından üzerinde çalışılması gereken daha esaslı meseleleri var.
Bilinen devlet formlarını aşan, dönüştüren ve hatta yok eden yeni elektronik devletler var.
Google, X yani twitter, Facebook, Zoom, WhatsApp, Amazon, Alibaba … ve diğerleri.
Bunlar alıcı ve satıcı insanların, şirketlerin, üreticilerin ve hatta devletlerin bilgilerini depoluyor, onlara işlem notu veriyor, big datalara hükmediyor, devletlerin hukuk sistemlerine kafa tutuyor, kendi oyun alanlarında kendi hukuk kurallarına göre oynuyor…
Bunlar dünyanın maddi geleceğine hükmetmekle yetinmiyor, manevi geleceğimize de damga vuruyor ve hatta manipüle ediyor.
Bunlar devletlerin cumhuriyetler devrindeki formunu bozuyorlar. Kitleleri karıncalaştırıyorlar.
Karıncalar cumhuriyetçidir. Tamam.
Tamam ama insanlar karıncalaşırsa oradan bir cumhuriyet çıkmaz.
İnsanlar karıncalaşırsa ardından yecüc ve mecüc belası gelir.
Birbirini kıran insanlar insanlığın maddi ve manevi sonunu getirir.
Bu ise dünyanın sonu demektir. Zira bütün dünyayı kuşatan bir anarşi belası kaçınılmaz sonu erkene çeker ve kıyameti hazırlar.
İnsanlığın akil adamlarının asıl gündemi bu riski ötelemek için projeler üretmek olmalı.