Dünkü yazımızda neden “…öcü” kısaltması kullandığımızı şarkılı türkülü nesnelerle anlattık. Bugün “FETÖ mağduru” üzerinden işin “özne” boyutuna bakalım.
Önce bir küçük rica: Çevrenizdeki insanlarla iki soruluk bir anket yapın ve “FETÖ”nün “ne olduğunu” ve “neyin kısaltması” olduğunu sorun.
Alacağınız cevaplar eminiz ki sizi de şaşırtacak. Aziz milletimizin bir kesimine olan hayranlığınız pekişecek. (Biz burada bir ipucu vermeyelim ki şaşkınlığınız bir kat daha artsın.)
Gelelim başlığa.
Bu özne kelime birbirine zıt iki kesim tarafından iki ayrı manada kullanılıyor.
Bir kısım insanlar “FETÖ mağduru” derken “FETÖ’nün mağdur ettiği kişi”yi kast ediyor.
Bu kısımdakiler için “FETÖ” kısaltması kendilerince doğru anlamı işaret ediyor.
Yani bunlar için her kimlerden oluşuyor ise ve amacı her ne ise bir suç örgütü olarak “FETÖ” var. Darbe planlayıp icra etmek dışında illegal eylemleri ve dolayısıyla bu eylemlerden dolayı mağdurlar da var.
Meselâ şunları sayıyorlar:
- Kopya çekip/çektirip benim hakkımı yediler.
- Makamıma göz dikip ayağımı kaydırdılar.
- Müşterilerimi çalıp şirketimi batırdılar.
- Zekâtımı alıp kötü işlerde kullandılar.
- Çocuğumu kandırıp benden uzaklaştırdılar.
Bunların bazıları da doğrudan doğruya “devlet”in ya da “hükümet”in yerine bu kısa özneyi koyuyor. Üstelik ortaklık halini ve en azından “iğfal eden” ve “iğfal edilen” zorunluluğunu ve ilişkisini göz ardı ederek.
Meselâ:
- Falanca paşayı onlar hapse attı.
- Filanca kanunu onlar çıkardı.
Hatta bazıları “devlet”i temize çıkarmak için bütün kusuru bu özneye yüklüyor.
Meselâ:
- Morbeyin’i ByLock ile bilerek ilişkilendirip masum insanları hapse attırdılar. (Dikkat ediniz, bu cümlede hapse atılanlar masum, ama hapse atan daha masum! Tek suçlu var; o özne).
İkinci grup ise “FETÖ mağduru” derken aslında suçlu olmadığı halde devlet ya da toplum katlarında terörist ya da terörist yardımcısı olarak muamele gördüğüne inandığı kişiyi kast ediyor.
Bunlar da birkaç kısım:
Bir kısmı bir zamanların en muteber cemaatini kast ederek “o cemaat terör örgütüdür” diyor, ama ardından, “başka cemaatte iken ya da hiçbir cemaate mensup değilken suçlananlar FETÖ mağdurudur” diyor.
Bir kısmı da bir suç örgütünün ve örgütün işlediği suçların varlığını kabul etmediği gibi bir zamanların en muteber cemaatine atfedilen suçlar dolayısıyla bütün suçlananların masum ve “FETÖ mağduru” olduğuna, bu işlerin “masum bir cemaate kumpas” olduğuna inanıyor.
(Bu yaklaşım, bize nedense Ergenekon dâvâları sırasında Sıhhiye’deki İşçi Partisi binasının tepesinde uzun süre asılı duran “Ergenekon Yalanı Amerikan Planı” yazılı büyük pankartı hatırlatıyor.)
Diğer kısmı ise bir cemaatin topyekûn bir suç örgütü olamayacağını kabul etmekle birlikte cemaatin içinde bir yerlerde bir suç örgütünün de bulunabileceğini ve bu örgütün suç işlemiş olabileceğini, dolayısıyla bu örgüte mensup olanların terör örgütü üyesi sayılabileceğini, ama kalanların masum iken terörist sayıldığını ve “FETÖ mağduru” olduğunu düşünüyor.
Herkesin mağduru farklı olduğu için kimin kusurlu ve kimin sorumlu olması gerektiği hususu da herkesin kendi bakışına göre değişiyor. Hem de yüz seksen derece.
Bazılarına göre baş suçlu Erdoğan ve asıl suçlu AKP.
Bazılarına göre hükümet ve Erdoğan tamamen masum. “Tek suçlu FETÖ”!
Elbette ortalama bazıları “masum değiliz hiç birimiz” şarkısını ve “ülke tımarhane” nakaratını söylüyor.
En makul olanları ise “herkese sadece kendi suçunun cezasını vermek lâzım kardeşim” diyor.
Şimdi soralım: Dilbilgisinde bu özneye ne tür özne deniyor?
Kullanışlı özne mi dediniz?