Meclisimizin renklenmesi ve çeşitlenmesi demokrasimiz açısından fevkalade önemli.
Cemiyetteki bütün fikir akımlarının ve yaşayan bütün dünya görüşlerinin TBMM’de temsil edilebilmesi de önemli.
Ancak baraj var ve buna engel oluyor.
Yüzde onluk seçim barajı Meclise sadece “büyük partiler”in girmesini sağlıyor, parçalı bir yapının oluşmasını engelliyor.
Bu sonuç bazı yönlerden iyi, mesela güçlü hükümetler ve bloklar oluşabiliyor.
Ama birçok yönden de kötü, zira temsilî demokrasinin temsil esasını esasıyla ihlal ediyor.
Bir arada yaşama kültürü demek olan demokrasiyi, farklı fikirlerin Mecliste bir arada yaşaması ve birbiriyle yarışması/çatışması şeklinde uygulayamayınca demokrasinin diğer unsurları da eksik kalıyor.
Hele lider merkezli partileşmenin yaşandığı bir “eksik demokrasi”de bu mahzurlar daha da fazlalaşıyor.
Hele hele üç beş partili bir başkanlık sisteminin geçerli olduğu bir demokraside bu
mahzurları giderebilme ihtiyacı fazlasıyla ortaya çıkıyor.
Bu mahzurları gidermek üzere çeşitli çareler teklif ediliyor.
Bizim de bir teklifimiz var (Belirtelim ki barajın düşürülmesi ayrıca bir ihtiyaç. Bizim teklifimiz, barajın yüzde beş ve daha fazla olduğu her sistem için geçerli):
En büyük ilk on partinin liderinin baraj sınırı olmaksızın Meclise girmesi.
Böylece barajı aşan “büyük partiler” liderleriyle birlikte vekillerini de Meclise gönderirken barajı aşamayan “küçük partiler” en azından liderlerini meclise gönderir.
Bağımsız adaylığın aynı ihtiyacı karşılayacağı düşünülebilir. Ancak öyle değil.
Zira bağımsız adayların yerel destekleri ve kişisel karizmaları ile meclise girmeleri hem daha zor hem de aynı amaca hizmet etmiyor.
Zira bağımsız aday çoğu halde bir “fikir akımını” yani partiyi temsil etmez.
Zira bağımsız aday, sadece kendi seçim bölgesindeki seçmeni hareketlendirir ve dolayısıyla sadece orayı temsil eder.
Oysa ilk ona giren partinin lideri her kim ise onun milletvekili olması demek, bir partinin yani bir fikir akımının daha Mecliste olması demek.
Hem de bu akımı temsil edecek liderin Türkiye çapında asgari teşkilatlanmasını tamamlamış bir partinin lideri olması demek.
Bu da daha renkli bir Meclis demek.
Elbette bu sistemin çeşitli mahzurları var ve bulunabilir.
Ancak kanaatimizce faydaları mahzurlarından fazladır.
Bilhassa başkanlık sistemi tartışmalarında bu sistem tartışmasının da yer almasında fayda var.