"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Miras mı kördüğüm mü bırakıyoruz?

Ahmet BATTAL
26 Eylül 2015, Cumartesi
Bir hukukçu olarak diyebiliriz ki, güncel hayatın hukuk problemlerinin temellerini görebilmek için Başkentin dışına çıkmak gerekiyor.

Bayram vesilesiyle bu gerçeği bir kere daha yaşadık. Halkın sık yaşadığı hukuki problemlerden biri olan miras problemleri üzerinde bir parça kafa yorduk.

Sebebi de şuydu: Biz bir ortamda ‘’bir insanın evladına bırakabileceği en iyi miras bol kardeştir’’ dedik. İspat için de ‘’bol kardeşi olduğu için şikâyetçi olan var mı’’ diye sorduk. Miras problemleri yaşamış ya da yaşamakta olanlar ortaya çıkıverdi.

Maalesef Türk toplumunun kanayan yarası bu.

Her vefattan sonra, mirasçıların, rızaen ya da hiç olmazsa kazaen en kısa ve makul zamanda mirası taksim etmeleri gerekir.

Ancak uygulamada, mirasçıların çoğu, ayıp olur diyerek ya da başka sebeplerle mirası paylaştırma işini geciktiriyorlar. Sonra içlerinden biri ya da birkaçı daha vefat edince iş iyice çıkmaza giriyor. Problem adeta kördüğüme dönüşüyor.

Elbette en iyi çözüm, mirasçıların rızasıyla ve sonunda helalleşerek olanı. Ama anlaşamazlarsa mahkemeye gitmek de bir çare elbette. Ayıp da değil.

Daha iyisi, mümkünse mahkeme öncesi arabuluculuk ve benzeri yollarla meseleye ’’dostane’’ bir çözüm bulmak. Zira problemin tarafları, zaten ‘’fıtraten dost’’ olan akrabalar.

Ancak hiç şüphe yok ki en iyi çözüm en kısa zamanda olanı.

Daha da önemlisi çözüme hazırlıklı olmak.

Aslında miras paylaşmayı başaramamaktan kaynaklanan hukuki problemlerin çeşitli sebeplerini hepimiz biliriz. Bunlardan biri bilhassa dikkat çekici.

Miras bırakacak olan ana-babaların ve bilhassa babaların ölmeden önce yapmaları gereken basit vazifeyi yapmamaları, geride kalanların mirası taksim işini zorlaştırıyor.

Mesela kat mülkiyetine geçilebilecek iken geçilmemiş binalar, müstakil tapuya bağlanabilecekken hisseli tapusu devam eden gayrimenkuller, birkaç şirkete bölünebilecekken bölünmeden devam ettirilen şirketler, mirasçıların da az-çok katkısıyla elde edilen servetler...

Hepsi, görünüşte miras bırakmak ama aslında geride problem yumağı ve hatta kördüğüm bırakmak demek.

Demek çözüme en büyük katkıyı da aslında mirası bırakacak olanlar yapmalı: Mirası ya bölmeli ve bırakmalı ya da bölünebilecek şekilde bırakmalı ve nasıl bölünmesi gerektiğini de vasiyet etmeli.

Ama tatbikatta böyle olmuyor. Neden?

Cevap belli: Problemin kaynağı konusundaki bilinçsizlik ve daha da önemlisi problemsiz miras bırakabilmeyi sağlayan kanunî imkânlar konusundaki eğitimsizlik.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkililerine çağrı yapıyoruz. Bu meseleyi gündemlerine alsınlar, projesini yapıp çözümleri hayata geçirsinler.

Toplumsal barışa ciddi ve acil katkı yapmış olurlar.

Okunma Sayısı: 1699
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı