Hazmedilemeyecek bunca şeye rağmen -ki, bir kısım örneklerini son yazılarımızda aktardık- inşallah hukuka ve centilmenliğe uygun bir seçim dönemi geçsin. 

Erdoğan kazanırsa muhalefet mecburen hazmeder. Ama Erdoğan kaybederse hem kendisi ve hem de müfrit taraftarları nasıl davranır, doğrusu bilemiyoruz.

İpuçlarına bakalım:

Önceki gün, devlet kesesinden gezerek devlet emirnameleriyle doldurulmuş salonlardaki gençlere tarih anlatan bir tarihçi-romancı (Yavuz Bahadıroğlu - Niyazi Birinci) twitter’da şunu paylaşmış:

“Gün itibariyle seçim sath-ı mailine girdik. Cumhurbaşkanı seçiminin öne çekilmesi isabetli oldu. Harp hiledir. Allah hayırlı etsin.”

Önceki gün “haber 7” şöyle bir haber geçti:

“Muhalefetin hesapları alt üst oldu.”

Bu iki örnek iktidar destekçileri ve muktedirler açısından çok şeyi anlatıyor:

Demek, çoğunluğu bir şekilde elde eden, muhalefeti yiyebilmek için ne yaparsa serbest ve yapıyor.

Aynı gün Muharrem Okur Yeni Asya’daki köşesinde Hüseyin Demirel’in kaleme aldığı “12 Mart’ın İçyüzü” isimli kitabı tanıttığı yazısında kitaptan şunları aktardı:

Hüseyin Demirel: “12 Mart (1971) Muhtırasından sonra ümitsizliğe kapıldığınız oldu mu?”

Süleyman Demirel: “Biz bir haklı dâvânın mücadelesini yaptık ve yapıyoruz. Bu mücadeleyi meşrû yollardan giderek, meşrû zeminlerde ve açıkça yapıyoruz. Entrika ve hile bizim defterimizde mevcut değildir. Bu mücadeleyi millet için ve Allah rızası için yapıyorum. İnandığım dâvâda, önümüze engel çıkacağını bilerek yapıyorum. Üzüldüğüm pek çok şey olmuştur. Ancak yeis ve inkisara düştüğüm anları hatırlamıyorum.”

Demokratlığın kralının bu cevabındaki “mücadeleyi meşrû yollardan giderek, meşrû zeminlerde ve açıkça yapıyoruz, ent- rika ve hile bizim defterimizde mevcut değildir” cümlesi de yukarıda iki örneğini verdiğimiz merd-i kıpti şecaatine tam tevafuk ederek kayda geçti.

Biz de biliyoruz ki, muhalefet seçime hazırdı. Hem de hiç olmadığı kadar. Çünkü millet burnundan soluyor.

Ve AKP taraftarları hiç bu kadar köşeye sıkışmamıştı. Zira artık her hilesi açığa çıkan ve tam olarak açık düşen bir ekibi desteklemenin ahlâkî zorluğunu onlar da biliyorlar. O yüzden de susuyorlar. 

Bu sebeple, yukarıdaki bilgiler ve benzerleri, inşallah onları da uyandırmaya yardımcı olacak. 

Ama bu bilgiler ayrıca şunun için de önemli: 

Tarih mahkemesi çalışmaya başladığı zaman da delil lâzım olacak.