"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Özerk kurumlar işe yarıyor da…

Ahmet BATTAL
21 Temmuz 2015, Salı
Son dönemde, bilhassa her tür devlet iktidarının tek kişide toplandığı ya da toplanmasına çalışıldığı iddiaları sebebiyle kuvvetler ayrılığı meselesi sıklıkla konuşuldu, tartışıldı.

Endişeler ve tartışmalar haklı idi. Ama seçim sonuçları bu tartışmanın ateşlini söndürdü. 

Zira sonuçlar, o tek kişinin mutlak iktidar isteğini hayale dönüştürdü. Bu saatten sonra geriye dönüş de beklenmiyor.  

Böylece kuvvetler ayrılığı bir can simidi olarak yerinde duruyor. 

Mesela Anayasa Mahkemesi, birçok tartışmalı kararına rağmen, yasamayı yutan yürütme karşısında bir denge unsuru olarak varlığını muhafaza ediyor. (Mehmet Metiner gibi Tanzimat-ı cedidecilerin bu Mahkeme üyeleri için ağır ithamlarda bulunup yeni tanzim istemeleri de bunu gösteriyor). 

Ama pek fark edilmeyen başka bir kuvvetler ayrılığı ilkesi şimdilerde aktif olarak devrede ve daha da işe yarıyor: 

Çifte hükümet ilkesi.

Bilindiği üzere, devlet idaresi (yürütme) ikili yapıda işliyor. 

Mahalli idareler kendi coğrafi alanlarında ve kanunla verilen yetkileri kapsamında yerel birer hükümetçik durumundalar. 

Meclisin emirleri olan kanunları uygulayarak ülke geneline etkili icraat yapma yetkisi ve görevi ise Bakanlar Kuruluna yani hükümete ait. Bu yetki devletin merkez ve taşra örgütü eliyle kullanılıyor. 

Ancak idari sisteme son yirmi yılda eklenen ve sayıları hızla çoğalan yeni bazı kurumlar var:

Özerk kurullar ve kurumlar. 

Adı üzerinde; bunlar “erki özünde” yani gücü kendinde kurumlar. 

Yetkiyi doğrudan kanundan alıyorlar. Üyelerini hükümet de atasa hükümet görevden alamıyor. Dolayısıyla gelene ağam gidene paşam diyerek bildiklerini yapabiliyorlar. 

Her biri kendi ilgi ve görev alanında birer küçük hükümetçik durumunda. 

BDDK böyle, EPDK ve diğerleri de… Merkez Bankası da şeklen değilse de fiilen böyle.

Bu özerk kuruluşların sayısının artması bazı endişelere sebep olmuştu. Endişeler bu gün de geçerli. 

Ama bu gün önemli bir fonksiyon icra ediyorlar. 

Mevcut hükümet zayıf (topal ördek durumunda), yeni hükümet hemen kurulamayabilir, kurulacak olan hükümet kalıcı olamayabilir ama bunlar bilhassa iktisadi açıdan çok da önemli değil. 

Zira ekonominin ve piyasaların denetimi siyasi iktidardan (hükümetten) ziyade bu özerk kuruluşların elinde ve onlar da seçimden ve siyasi süreçten etkilenmiyorlar. 

Yeter ki üye sayıları “toplanmalarına yetecek kadar” olsun. 

Okuduğumuz kadarıyla bu üst kurullardan bazıları böyle değil. Üye sayıları yetersiz ve toplanıp karar alamıyorlar. 

Sorumlusu kimse öne çıksın, hesap versin.

Yoksa seçim gelince biz yurttaşlar hesap soracağız.  Hem de en ağır biçimde.

Okunma Sayısı: 2407
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    21.7.2015 10:42:01

    Sayın Hocam özerkliğin manası acaba kuvvetler ayrılığını mı ifade ediyor yoksa 'Cumhurbaşkanını,AKP Hükümetini' onaylayan ve onların istediklerini kayıtsız şartsız yerine getirmeyi mi ifade ediyor...Ne dersiniz...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı