"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ruhumuza protez lâzım!

Ahmet BATTAL
17 Mart 2018, Cumartesi
Geçen gün, birbiriyle sohbet eden üç genç kızın yanından geçerken birinin diğerlerine şöyle dediğini işittik: “Sen ondan hoşlandığın zaman, var ya, Ankara uçuyor kızım, sen de uçuyorsun, bambaşka bir şey oluyor!”

Bu sözler bizi uyandırdı, ürküttü. Uçmaktan, düşmekten ve dolayısıyla kırılma riski olan bir şeyden bah- sediyorlardı.

Evet, vücudumuz gibi ruhumuzun da iç ve dış organları var. Vücudumuz gibi ruhumuz da zaman zaman düşüyor, kalkıyor, uçuyor, kaçıyor.

Evet, vücudumuz gibi ruhumuzun organları da zaman zaman yaralanıyor, hastalanıyor, iyileşiyor.

Bazılarımızın vücudu gibi ruhu da ampüte. Bazılarımızın vücudu gibi ruhunda da bazı organlar doğuştan eksik ya da sonradan eksiliyor.

Ve vücudumuz gibi ruhumuza da tedavi uygulamak ve hatta protez takmak mümkün.

Ama bu anormallikleri, çoğu zaman “onun huyu böyle” veya “senin mizacın bu” ya da “benim fıtratımda bu var” deyip geçiştiriyoruz. 

Bir şeyin sebebini merak ediyorduk. Nihayet buldurulacak galiba.

Yıllardır bu topraklarda ilkokuldan üniversiteye kadar “beden eğitimi” dersi var ve mecburî. Bedenleri eğitiyoruz yani. (Elbette bu işi ne kadar başardığımız da ayrıca tartışılır.) Ama siz hiç “ruh eğitimi” dersi gördünüz mü ya da duydunuz mu?

Ya da üniversitelerde beden eğitimi öğretmeni yetiştiren fakültelerimiz var, ama eğitim fakültelerinde “ruh eğitimi” ya da “duygu eğitimi” öğretmeni yetiştiren bir bölüm ya da program neden yok? (PDR’cileri aklınıza getirdiyseniz büyük bir hüsnüzan sahibisiniz!).

Daha iyi bir soru: Ruh hastalıkları uzmanı doktorlarımızın ne kadarı ruhumuzun doğru bir haritasını çıka- rabiliyor? Daha da önemlisi, ruh doktorlarının ne kadarı gizli ya da açık materyalist yani ruhu inkâr ediyor ve sadece maddeye inanıyor? (Ruhu inkâr eden ruh doktoru da ilginç bir paradoks.).

Evet, protez teknolojisi gelişiyor. Ama acaba ruh ve duygu protezi teknolojisi ne durumda?

Meselâ binlerce kamera tarafından görülür/izlenir halde olan şehir insanının mahremiyet duygusu ne kadar hasar görmüş olabilir. Ve bu insanın tesettür arzusu acaba nasıl tatmin edilebilir?

Meselâ ruhundaki en önemli duygulardan şefkat duygusunu kaybetmiş bir insana ne yapabiliriz. Protez şefkat kaça satılır? Nerede takılır? En iyi operatör doktoru kimdir?

Ya da meselâ ruhunun “adalet” adı duyu organını kaybeden biri, ruhî seyahatinde körlemesine giderken kaç uçurumdan yuvarlanır, kaç direğe çarpar ya da kaç masumu ezer? Ve ruhu körelmiş bu zavallıların yeniden görmesini nasıl sağlarız?

Zor sorular. Doğru cevap için ruhu hem kitabından okumak lâzım hem de hayattan.

Okunma Sayısı: 2960
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı