Bazı internet çılgınlarımız var. Yeni Asya şunu temsil etmez, bunu temsil etmez deyip duruyorlar.
Biz de düşündük. Acaba kim kimi temsil eder? Kim kimi, ya da kimleri temsil etmez.
Önce temel prensipler:
1. Temsil iki yönlüdür: Temsil edilmek istenen bu yöndeki iradesini açıklar. Temsil edecek olan da bu vazifeyi kabul eder, üstlenir ve böylece taraflar arasındaki temsil ilişkisi başlar.
2. Temsil bir hak değil vazifedir. Temsilci “temsil edilen adına” ya da “kendi adına ve temsil edilen hesabına” olmak üzere üçüncü kişilerle artık kendisi muhatap olur.
3. Ancak temsil ilişkisi güvene dayalıdır ve güven biterse temsil de derhal biter. Temsilci istifa hakkına, temsil olunan da azil hakkına sahiptir.
Bu bilgilere göre Yeni Asya kimi temsil etmez?
1. Yeni Asya, “Yeni Asya beni temsil etmez” diyen hiç kimseyi temsil etmez. Israr da etmez, minnet de... Zira Yeni Asya kimseyle rekabet de etmez, kavga da...
Zira Yeni Asya benliğiyle ortaya çıkan ve “ben”den “biz”e gerçekten geçememiş olan hiç kimseyi temsil etmez. (Bizde bir “ben” varsa o “ben”i bile...)
Zira Yeni Asya daima “biz”i temsil eder. O “biz”in kaç kişiden ya da kimlerden oluştuğunun önemi yoktur. Önemli olan 4444 sırrıdır.
O “biz”in içinde kimler var ya da olabilir?
Kim kendisini. yani buz parçası niteliğindeki egosunu ve benliğini o havuza atıp eritir ve havuzun suyuna karıştırır da tatlı ve nurânî bir büyük havuza dönüşerek havuzu kazanırsa “o” var.
Ama o da artık “o” değildir. “Biz”in bir parçasıdır.
2. Bir zamanlar “biz”in dahilinde iken şimdilerde başka dünyevî havuzların sahilinde olanları Yeni Asya elbette temsil etmez. Zaten onlar da istemez bu havuzu kazanmayı. Hatta çoğu o kadar çiğdir ki “ya benimsin ya da kara toprağın” vahşiliği içinde, kendi renklerine boyayamadıkları bu havuzu sadece kirletmek isterler.
3. Bir zamanlar Yeni Asya’da çalışmış olup da sonra fikir farklılıklarının tolere edilemez seviyeye gelmesi sebebiyle adam gibi ayrılmakla yetinmesi gerekirken, yetinmeyip Yeni Asya ile kavga etmiş ve kavgasını sürdürmekte olanları temsil etmez, edemez Yeni Asya.
4. Bir zamanlar Yeni Asya Neşriyat’ta bir ya da birkaç kitabı çıkmış, ama sonra, içindeymiş gibi göründüğü havuzdan, başka bazı kitapları yayınlanmadığı için ya da bilhassa maddî beklentileri karşılanmadığı için bir sebeple ve bir bahaneyle “ayrışmış” ya da “ayrılmış” olan “okumaz yazar”ları da temsil edemez Yeni Asya.
5. Yeni Asya üslûpsuzları da temsil etmez. Zira üslûbu nezih ve nazikânedir.
6. Yeni Asya “aklıma uymazsa meşverete uymam” diyenleri de “abilerimden iyi mi bileceksiniz” diyenleri de temsil etmez. Sadece ortak aklı oluşturanları temsil eder.
Yeni Asya, yazarlarını dahi temsil etmez. Yazarlarının her fikri Yeni Asya’ya uygun gelmeyebilir.
Yeni Asya’nın yayın kurullarının Yeni Asya eliyle neşrini uygun bulmadığı fikirler, ne kadar orijinal olursa olsun, Yeni Asya’da yayınlanmaz. Yeni Asya o fikirleri neşir ve temsil etmez.
Yeni Asya kendisini temsil eder.
Bir de “Ben Yeni Asya okuyucusu olmaktan memnunum. Onu tenkit etmem. Tavsiyelerim olabilir. Bunları da hasımlarına ve düşmanlarına değil muhatabına bildiririm. Yeni Asya’yı okuyanların sayısını azaltmaya değil arttırmaya çalışırım” diyen Sadık ve samimî okuyucularını temsil eder.
Bu kadarı da zaten hem Yeni Asya’ya, hem de Yeni Asya’nın temsil ettiklerine yeter.
“Ya diğerleri” mi dediniz?
Teklif var, ısrar yok, kendileri bilir...