"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Manevî hastalıklar ve Risale-i Nur

Ahmet DEMİRDÖĞMEZ
29 Aralık 2015, Salı
Helaket ve felâket asrının insanları olarak hem manen hem maddeten hastayız. Maddî hastalıklar bedenimizi yıpratırken, dalâlet, gaflet ve günahlar gibi manevî hastalıklar da manevî bünyemize zarar vermektedir.

Kur’ân eczahanesinden Risale-i Nur yoluyla çağımıza ilaçlar sunan, çağımızın manevî doktoru Üstad Bediüzzaman Hazretleri, hastalıkların bir nevî musibet olduğunu söyler; fakat maddî hastalıklar için aslında “musibet değil, bir nevî nimet-i İlahiyedir. Çünkü çendan o hastalık onun dünyevî, fani, kısacık hayatına bir zahmet iras ediyor, fakat onun ebedî hayatına faydası dokunuyor. Bir nevî ibadet hükmüne geçiyor.”1 “Asıl musibet ve muzır musibet dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergâh-ı İlahiyeye iltica edip feryat etmek gerektir.”2 demektedir. Gafletten, dalâletten her türlü sefahatten gelen şüphe ve vesveseler ve onlardan hâsıl olan günahlar dinimizi yaşamamıza mani olup ubudiyetimize zarar verdiğinden, asıl olan ebedî hayatımızı tehlikeye atmaktadır. Çünkü “Günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, ta nur-i imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var.”3 Hem, “Günahlar hayat-ı ebediyede daimî hastalıklardır; bu hayat-ı dünyeviyede dahi kalp, vicdan, ruh için manevi hastalıklardır.”4

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, çare ve tedavi için de başta iman ilâcını zarurî görmektedir: “Kat’î ilâç ve kat’î şifa verici bir tiryak olan iman ilâcını aramak ve itikadını düzeltmek gerektir ki o ilâcı bulmakta en kısa yol, aczin ve zaafın penceresiyle, bir Kadir-i Zülcelâl’in kudretini ve rahmetini tanımaktır.”5 “İman ilacı ise, feraizi mümkün oldukça yerine getirmekle tesirini gösteriyor. Hakiki imanın kudsî ilâçlarından ve nurlarından, tevbe ve istiğfarla, dua ve niyazla istimal ediniz.”6 Bir başka ifadesinde ise şu reçeteyi veriyor: “Ey insan! Senin elinde gayet zaîf, fakat seyyiatta ve tahribatta eli gayet uzun ve hasenatta eli gayet kısa, cüz’-i ihtiyarî namında bir iraden var. O iradenin bir eline duayı ver ki, silsile-i hasenatın bir meyvesi olan Cennete eli yetişsin ve bir çiçeği olan saadet-i ebediyeye eli uzansın. Diğer eline istiğfarı ver ki, onun eli seyyiattan kısalsın ve o şecere-i mel’unenin bir meyvesi olan Zakkum-u Cehennem’e yetişmesin. Demek dua ve tevekkül, meyelan-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi; istiğfar ve tövbe dahi, meyelan-ı şerri keser, tecavüzatını kırar.”7 Çağın manevi doktorunun bu reçetesi bütün insanlığı ilgilendirmektedir ve herkese lazım manevi ilaçlardır.

“Bu acib madde ve dinsizlik asrında, nazarlar kısalmış; kalbler, fenalıklar ve kötülüklerle dolmuş; yalnız ve yalnız Kur’ân-ı Hakîm’in bu zamandaki en hakikî ve kat’î tereşşuhatı olan Risale-i Nur; o kısalmış nazarları, âdeta maddenin ruhuna nüfuz ettiriyor, o kötü kalblerin zindan gibi karanlık olan içini nurla dolduruyor. Risale-i Nur, beşeriyetin bu tamiri imkân olmayan yarasını uhrevî ilâçlarla tedavi ediyor.”8 Hem de “tahribatın en müdhiş zamanında hastalanan insaniyeti, manevî ilâçlarla tedavi etmeye çalışıyor.”9

“Hakikat nazarında herkesten ziyade hasta olan, maddî ve gafil doktorlardır. Eğer eczahane-i kudsiye-i Kur’âniyeden tiryak-misal imanî ilâçları alabilseler, hem kendi hastalıklarını, hem beşeriyetin yaralarını tedavi ederler, inşaallah”10 diyen Üstad Bediüzzaman Hazretleri, çağın en büyük manevî doktoru olarak herkese ve her kesime kat’î şifa olacak devâları, Kur’ânî Risale-i Nur ilâçlarıyla asrımıza ve günümüz insanının bünyesine uygun bir şekilde takdim etmiştir.  Mesela, mektepliler için Asa-yı Musa, hastalar ve musibetzedeler için Hastalar Risalesi, gençliğin gaflet ve taşkınlığına karşı Gençlik Rehberi, hanımlara Hanımlar Rehberi, tabiatperestlik ve maddecilik için Tabiat Risalesi, siyaset tabibleri için Münazarat, her nevî dinsizlik ve inançsızlık hastalıklarına karşı Ayetü’l-Kübra, Yirminci Mektub, Otuz İkinci Söz ve benzeri risaleler, benlik ve hodfüruşluk hastalığı için İhlâs ve Ene Risaleleri, vesvese için Vesvese Risalesi, ihtiyarlık ve ölüm korkusuna karşı İhtiyarlar Risalesi ve ölümün hakikatini beyan eden bahisler, ümitsizlik, tembellik ve nemelazımcılık hastalıkları için de Hutbe-i Şamiye Risalesi, her nevî fitne hastalığı için Uhuvvet Risalesi ve israf ve şükürsüzlük hastalığı için İktisad ve Şükür Risaleleri gibi çok tesirli manevî ilâçlar bunlardan bazılarıdır.

Evet, “Nur Risaleleri, şiddetli ihtiyaç zamanında te’lif edildiğinden, her yazılan risale, gayet şifalı bir tiryak ve ilâç hükmünü taşıyor ve öyle de tesir edip pek çok kimselerin manevî hastalıklarını tedavi ediyor.”11

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, “Risale-i Nur, şu zamanın yaralarına en münasib bir ilâç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi’ bir nur ve dalâlet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım. Cenab-ı Hak şu zamanda, i’caz-ı Kur’ân’ın manevî lemaatından olan Risale-i Nur’u, şu dalâlet zındıkasına bir tiryak hâsiyetini vermiş tasavvurundayım”12 diyerek, Risale-i Nur’un cihanşümul ve bütün insanlığın ihtiyacı için ihsan edildiğini ısrarla belirtmektedir.

Kısacası, bu zamanın en büyük dert ve hastalıkları olan ve diğer hastalıkların da sebebi olan imansızlık, cehalet, zaruret, ihtilaf gibi büyük ve ağır hastalıkları ancak binler tiryak hasiyetinde olan Risale-i Nur tedavi edebilir. “Risale-i Nur, belki bin seneden beri tedarik ve teraküm edilen müfsid âletler ile dehşetli rahnelenen kalb-i umumîyi ve efkâr-ı âmmeyi ve umumun ve bahusus avam-ı mü’minînin istinadgâhları olan İslâmî esasların ve cereyanların ve şeairlerin kırılması ile bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumîyi, Kur’ân’ın i’cazıyla ve geniş yaralarını Kur’ân’ın ve imanın ilâçları ile tedavi etmeğe çalışıyor. Elbette böyle küllî ve dehşetli tahribata ve rahnelere ve yaralara, hakkalyakîn derecesinde, dağlar kuvvetinde hüccetler, cihazlar ve bin tiryak hâsiyetinde mücerreb ilâçlar ve hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki; bu zamanda Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın i’caz-ı manevîsinden çıkan Risale-i Nur o vazifeyi görmekle beraber, imanın hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkişafata medardır.”13

“Evet, Risale-i Nur, Kur’ân’ın elmas hakikatleriyle ve Kur’ân-ı Kerim’deki en kısa ve en müstakim bir tarîkle tamir ve o yaraları, Kur’ân-ı Hakîm’in eczahane-i kübrasındaki edviyelerle tedavi ediyor ve edecektir.”14

Bu sebepledir ki, “tarih-i beşer, Risale-i Nur gibi bir eser göstermiyor. Demek anlaşılıyor ki: Risale-i Nur, Kur’ân’ın emsalsiz bir tefsiridir”15 ve beşerin her zaman ihtiyacıdır.

Dipnotlar:

1-Lem’alar, s. 30, 2-age., s. 27, 3-age., s. 21, 4-age., s. 478, 5-age., s. 479, 6-age., s. 499, 7-Sözler, s. 761, 8-Tarihçe-i Hayat, s. 1026, 9-Barla Lahikası, s. 361, 10-age., s. 119, 11- Tarihçe-i Hayat, s. 254, 12-Mektubat, s. 41, 13-Şualar, s. 283, 14-Sözler, s. 1252, 15-age., s. 1253

Okunma Sayısı: 10063
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı