Tabiatta sıklıkla rastladığımız ve pek çok yerde karşımıza çıkan, ancak dikkat etmediğimiz için pek farkına varamadığımız şey, “altın oran”dır.
Meselâ ideal insanın ölçülerine göre boy uzunluğunun göbekten ayak uçlarına olan uzunluğa oranı, göbekten ayak uçlarına olan uzunluğun göbekten başucuna olan uzunluğa olan oranına eşit.
Altın oranın görüldüğü ve kullanıldığı yerlerden bazılarını şöyle sıralamak mümkün:
• Ayçiçeğinin merkezinden dışarıya doğru sağdan sola ve soldan sağa doğru tane sayılarının birbirine oranı altın oranı verir.
• Çam kozalağındaki taneler kozalağın altındaki sabit bir noktadan kozalağın tepesindeki başka bir sabit noktaya doğru spiraller (eğriler) oluşturarak çıkarlar. İşte bu eğrinin eğrilik açısı altın orandır.
• Deniz kabuklarına dikkat edenimiz, belki de koleksiyon yapanımız vardır. İşte deniz kabuğunun yapısı incelendiğinde bir eğrilik tesbit edilmiş ve bu eğriliğin tanjantının altın oran olduğu görülmüştür.
• Verilen tane dirençten maksimum verim elde etmek için bir paralel bağlama yapılması gerekir. Bu durumda eşdeğer direnç, altın orana eşittir.
• Kolumuzun üst bölümünün alt bölüme oranı altın oranı vereceği gibi, kolumuzun tamamının üst bölüme oranı yine altın oranı verir.
• Her bir Mısır piramidinin tabanının yüksekliğine oranı altın oranı verir.
Zaten hendese gözüyle nereye bakarsak bakalım bir matematik, bir altın oran, bir ölçü, bir ahenk, bir simetri ve bir dengenin bulunduğunu apaçık göreceğiz.
Ruh/duygu açısından tekâmül etmiş ve ilminin oranına göre müfessirler, mütefekkirler bu inceliklere de vâkıf olabilirler. İşte, ebced/cifir, ledün ilmine girdiğine göre, bunların üstünde, maneviyatla da ilgisi olan mânâ yönü güçlü kişilerin çözebildiği sırlı bir formül olsa gerektir.