Abbasi Halifesi Harun Reşid (17 Mart 763-24 Mart 809), savaşta esir aldığı düşman komutanına şu teklifte bulunur:
“Hayatını bağışlarım, ama bir şartım var: Kadınlar hayatta en çok ne ister?’ sualinin cevabını getir bana!”
Komutan bu çetin sorunun cevabını aramaya, sorup-soruşturmaya başlar. Kafdağı’ndaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir.
Gündüz, gece at koşturur, cadıyı bulur ve sorar: “Kadınlar hayatta en çok ne ister?” Korkunç cadı cevap için öyle bir şart ileri sürer ki, kabul edilir cinsten değil: “Benimle evlenirsen, cevabını öğrenirsin!”
Çar naçar daha ehven diye kabul eder ve cevabı alır almaz Harun Reşid’e gider: “Kadınlar en çok kendi hür iradeleriyle hareket etmek isterler!”
Hayatının bağışlanması üzerine, o da verdiği sözü tutar ve cadıyla evlenir! Evliliklerinin ilk gününün gecesi donar kalır: Zira, o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüştür.
“Bu hal nedir?” diye sorar:
“Benim kaderim böyle… Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim. Ne dersin? Geceleri mi güzel olayım, yoksa sen gündüzleri dışarıdayken mi?..”
Komutan düşünür ve “Sen bilirsin kararı kendin ver!” der.
Bunun üzerine o korkunç cadı, o andan itibaren ömrünün sonuna dek güzel bir kadın olarak kalır! İyi ki, “Bana görünme de kime görünürsen görün!” dememiştir…
Belli ki, bu kıssa, ibret alınması için Harun Reşid’e nispet edilen bir efsane, bir hikâye.
1- Kadınlar en çok kendi hür iradeleriyle hareket etmek isterler.
2- Hür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir.
3- Anlayışlı biriyle rastlarsanız anlayışınız, zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir.
4- Hayatınız, seçtiğiniz kadın veya erkektir.
Şöyle denmiştir: “Hayat, Babil’in Asma Bahçeleri gibi kat kattır. Teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi eşler (özellikle kadın eşler) yükseltir.” Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, yaşadığınız hayat, yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır… Hayatınız seçtiğiniz kadındır…Veya hayatınız seçtiğiniz erkektir…
O halde, nasıl bir hanım veya nasıl bir koca seçmeli?
“Şer’an koca, karıya küfüv (denk) olmalı, yani, birbirine münasip olmalı. Bu küfüv ve denk olmak, en mühimi, diyanet (dindarlık) noktasındadır.
“Veyl (yazık) o erkeğe ki, saliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer.
“Ne bedbahttır o kadın ki, müttakî kocasını taklit etmez, o mübarek ebedî arkadaşını kaybeder.
“Binler veyl o iki bedbaht zevc ve zevceye ki, birbirinin fıskını ve sefahetini taklit ediyorlar, birbirine ateşe atılmasında yardım ediyorlar.” 1
Dipnot:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 199.