"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gıybet cinayettir

Ali FERŞADOĞLU
08 Eylül 2018, Cumartesi
Gıybet, başkalarının arkasından, onların hoşlanmayacağı şeyleri konuşmak; insanların zaaf, kusur, yanlış ve kabahatlerini anlatmak, yaymaktır. Eğer anlatılanlar doğru ise, gıybet adını alır. Yalan ise iftiradır.

Gıybet, dedikodu, ileri-geri konuşmak içtimaÎ barışı bozar.

Zira, gıybet, yâni dedikodu; zâlimâne bir cinâyet, büyük bir günah, toplum hayatını zehirleyen bir hıyânettir.

Gıybet, İslâm âlimlerince, “Aciz ve korkak insanların, başkalarına karşı kullandıkları alçak bir silâh” olarak gösterilmiştir.

Gıybet, düşmanlık duygusunu, hemcinslerine, yâni bir arada yaşamak zorunda olduğu insanlara karşı kullanan, kıskanç, tembel ve inatkâr insanların işidir.

Onun için mü’min akıl, kalb, vicdân, insanlık, fıtrat ve milliyetin kabul etmediği bu alçak silâha tevessül etmez. Kur’ân, gıybeti öylesine şiddetle men etmiştir ki, bu âyet karşısında vicdânlar titrer, tüyler diken diken olur:

“Sizden biri ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?”1 

Kur’ân’ın kullandığı, “ölü kardeşinin eti” tâbiri gerçekten düşündürücüdür. Evet, gıybet edilen adam, âdeta gıybet edilen insanların nazarında öldürülmüştür! Şöyle düşünelim: Gıybetle, bir insanın bütün zaafları ortaya dökülmüştür. Uzun bir zaman içinde kendisinden sudûr olan eksik ve kusurları, sanki her zaman işlemiş gibi gösterilmiştir. Dinleyenler, o insanın aleyhinde şartlanmışlardır. Yani, gıybet edilene, gıybetçinin sıraladığı kötü sıfatlar penceresinden bakılmaktadır. 

Allah’ın Resûlü, bu çirkin işin dehşetini gösterip, ümmetini bu hastalıktan men etmek için şunu anlatır:

“Mi’rac’a çıktığım gece, tırnaklarıyla yüzlerini tırmalayan bazı kimseler gördüm. Cebrâil’e, ‘Bunlar kimlerdir?’ diye sordum. ‘Bunlar insanlarla gıybet edip gizli hallerini araştıranlardır,’ diye cevap verdi.”2 

Hassas ve önemli olan bu mevzû, İslâm kaynaklarında çok teferruatlı olarak işlenmiştir. 

Şu hususların ise gıybet sayılmayacağı belirtilmiş:

- Kendisine yapılan haksızlığı gidermek için ehline ve vazifeli şahıslara durumu anlatmak,

- Herhangi bir iş için ortaklık kurmak isteyenlerin, sormaları halinde, sırf meşveretin hakkını vermek için his ve duygularını karıştırmadan gerekli bilgileri vermek, muhtemel zaaf ve zararlara dikkat çekmek,

- Tahkir ve teşhir için değil de, sırf târif için, insanları “kör, topal, kısa” gibi sıfatlarıyla anmak,

- Yaptığı kötülüklerden sıkılmayıp alenen işleyen ve onlarla iftihar edenler hakkında yapılan uyarıcı konuşmalar, tarifler de gıybet sayılmaz.3

Dipnotlar: 1- Hucurât Sûresi: 12. 2- Ebû Davud, Edeb: 35. 3- Mektûbat, s. 267, 268.

Okunma Sayısı: 2146
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı