"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hakaik-ı nisbiyeyi bilmeyen mezhepleri anlayamaz

Ali FERŞADOĞLU
04 Eylül 2023, Pazartesi
Mezhepler, cemaatler ve ekoller, "hakaik-i nisbiyenin" zuhurudur. Herşeyin bir hakikati var; bir de "hakaik-i nisbiye” denilen göreceli, izafi hakikatler vardır.

Bediüzzaman, hakaik-ı nisbeyeyi şöyle tarif eder: “Hakaik-i nisbiye denilen şeyler, kâinatın eczası arasında bulunan rabıtalardır. Ve kâinattaki nizam, ancak hakaik-i nisbiyeden doğmuştur. Ve hakaik-i nisbiyeden kainatın envaına bir vücud-u vahid in’ikas etmiştir. Hakaik-i nisbiye, büyük bir ölçüde hakaik-i hakikiyeden çoktur. Hatta bir zatın hakaik-i hakikiyesi yedi ise, hakaik-i nisbiyesi yedi yüzdür. Binaenaleyh, kubuh ve şerde şer varsa da kalildir. Malumdur ki, şerr-i kalil için hayr-ı kesir terk edilmez. Terk edilirse, şerr-i kesir olur; zekât ve cihadda olduğu gibi. Evet,-Nesneler ancak zıtlarıyla bilinirler.- meşhur kaziyeden maksat, birşeyin zıddı, o şeyin hakaik-i nisbiyesinin vücut veya zuhuruna sebeptir. Mesela kubuh olmasaydı ve hüsünlerin arasına girmeseydi, hüsnün gayr-ı mütenahi olan mertebeleri tezahür etmezdi.”1

İşte farklı mesleklerin bulunması gibi, farklı mezhep, cemaat, tarikat ve ekollerin de bulunması bu hakaik-ı nisbiyeden kaynaklanır. Bu perspektiften bakıldığında, mezhepler sosyal hayatın tabii, fıtri, zaruri sonuçlarıdır.

Mezhepler ve cemaatler birleşemez mi? "Terbiye-i vahide kâfi geldiği zaman, ittihad eder mezhepler..." cümlesini Üstadımız, Yirmiyedinci Söz’de daha da açarak şöyle netleştirir:

“Eğer beşerin ekseriyet-i mutlakası bir mekteb-i âlînin (yüksek okulun) talebesi gibi, bir tarz-ı hayat-ı içtimâiyeyi giyse, bir seviyeye girse, o vakit mezhebler tevhid edilebilir. Fakat, bu hal-i âlem, o hale müsaade etmediği gibi, mezâhib de bir olmaz.”2 

Üniversitelerin onlarca farklı bölümleri ve fakülteleri vardır. Ordunun kara, deniz, hava; karacıların takım, manga, bölük, alay, ilaahir, çok farklı yapılanmaları vardır. 

Cemaat aynı zamanda, manevi işlerde ve hizmetlerde iş bölümüdür. Buna esnaf ve pazarcılar örneğini verebiliriz. Kimi sebze, meyve, kimi acı soğan satar. Herkesin aynı şeyleri, aynı üslupta satışa arzetmesi beklenmediği gibi; cemaatler de sosyal hayatta aynı fonksiyonu icra eder.

Dipnotlar: 

1-İşârâtü'l-İ'câz, Ens.,/intr., s. 33.; 

2-Sözler, s. 447. 

Okunma Sayısı: 1373
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ramazan Çalışan

    4.9.2023 08:52:10

    Sayın FERŞADOĞLU, Mezhepler, cemaatler ve ekoller, "hakaik-i nisbiyenin" zuhurudur. Diyorsunuz. Evet, hiç şüphesiz cemaatlerin teşekkülün izahı için "hakaik-i nisbiyenin" bilinmesi büyük bir önem araz eder. Sizde zaten yazının başlığında "Hakaik-ı nisbiyeyi bilmeyen mezhepleri anlayamaz" diye bunu ifade etmişsiniz. Öyleyse"hakaik-i nisbiyenin" anlaşılması için parağrafta geçen şu dört maddayi, 1-“Hakaik-i nisbiye denilen şeyler, kâinatın eczası arasında bulunan rabıtalardır. 2- Ve kâinattaki nizam, ancak hakaik-i nisbiyeden doğmuştur. 3- Ve hakaik-i nisbiyeden kainatın envaına bir vücud-u vahid in’ikas etmiştir. 4- Hakaik-i nisbiye, büyük bir ölçüde hakaik-i hakikiyeden çoktur." izah ettikten sonra meselenin örneklendirilmesi gerekirdi.Buna göre, cemaatlerin teşekkülüne delil olarak gösterdiğiniz Hakaik-i nisbiye, tezden gizli olmuş.Ayrıca, verdiğiniz örnekler meselenin anlaşılması için çok güzel olmakla birlikte, Hakaik-i nisbiye perspektifinden baktırmaya uyğun örnekler değil.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı