İyilik/hasene ve kötülük/seyyie”, Kur’ânî mefhumlardandır. Hasenenin kelime anlamı, güzel söz, faydalı iş veya faaliyettir. Aynı zamanda nimet, bolluk, bereket, mutluluk, huzur, refah anlamlarını da ihtiva eder.
Seyyie ise, kötü, faydasız, çirkin söz, hareket, davranış, iş, fiil demektir. Keza, bu kavram, darlık, kıtlık, musîbet ve ceza manaları taşır.
Kur’ân’da hasene, zaman, zemin ve muhatabına göre en uygun iş; bol rızık, huzur, rahatlık, genişlik; galibiyet, ganimet; rahmet ve mağfiret; seyyie ise, kötü iş, davranış; kıtlık, darlık ve sıkıntı; mağlûbiyet ve ceza anlamında kullanılır.1
Herşeyi Allah yarattığına göre, iyiliğin ondan, kötülüğün kuldan gelmesi nasıl olur?
Burada ilk olarak anlamamız gereken husus şudur: İsteyen biziz, yaratan O’dur. Çünkü, Hâlık/Yaratıcı yalnızca O’dur. İyiliğin meydana gelmesinde, meyilden, yani istemek, arzu etmekten başka hiçbir şey yok! İkinci nokta; kötülüğün meydana gelmesi için herhangi bir güç, marifet, kuvvet gerekmez.
Meselâ, namaz kılmak için abdest, almak, abdest için su gerektiği gibi, hareket edecek güç-kuvvet, ayakta duracak derman, bükülecek bel, dönecek boyun lâzımdır. Bunların hepsini yaratan O’dur. Kılmamak için ise, hiçbir şey lâzım değil. Kılmamaya meyletmek kâfidir. Dolayısıyla kılmayan biziz.
Veya bağ-bahçeyi sulamak bağı sulamak iyilik ise; sulamak için cetveli, musluğu açmak gerekir. Ne var ki, bundan sonra bir sürü fizikî, biyolojik, kimyevî ve coğrafik faaliyet olmaktadır. Bunlarda bizim hiçbir dahlimiz yoktur. Suyu açacak güç ve âletleri veren de O’dur. Dolayısıyla iyiliklere sahip çıkamayız. Su vermezsek, bağdaki bütün sebze-meyve ve tahıllar kurur. Buradaki kötülük bizden kaynaklanmıştır; zira, cetveli (su yolunu) açmayan biziz…
Dipnot: 1- Kur’ân, En’am, 160; A’raf, 131; Tevbe, 49-51; Ra’d, 6.