"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân’ın yazılması, toplanması, çoğaltılması, noktalanması ve harekelenmesi

Ali FERŞADOĞLU
06 Aralık 2018, Perşembe
Bu değerlendirmede, Kur’ân’ın yazılması, toplanması, çoğaltılması, noktalanması ve harekelenmesi meselesini özetlemeye çalışacağız.

 1- Kur’ân’ın Allah Rasûlü (asm) zamanında yazılması: Vahiy kâtipleri, Allah Rasûlünün (asm) emriyle Kur’ân’ı parça parça olarak işlenmiş ince deriler, kürek kemikleri, ağaç kabukları ve düzgün taş gibi maddelerin üzerine yazıyorlardı.

Vahiy Kâtipleri, Sahabe-i Kiram, ezberledikleri âyetleri Allah Rasûlünün (asm) gösterdiği sûrelerin altına yazıyorlardı.

2- Kur’an’ın, Hz. Ebu Bekir (ra) döneminde yazılması: Hz. Ömer’in (ra) ısrarı, uygun bulmasıyla, Hz. Ebu Bekir’in (ra) emriyle Zeyd b. Sabit (ra) başkanlığındaki bir heyet; Kur’an âyetlerini biraraya toplamıştır. Vahiy katiplerinin yazdıkları dikkate alınarak bir araya getirilen âyetler, ilk defa bir mushafta toplamıştır.

3- Kur’ân’ın Hz. Osman (ra) döneminde yazılması: İlk Mushaf Kur’ân’ın okunuşundaki tartışmalara son vermek gayesiyle, farklı kıraatleri yansıtacak şekilde Hz. Ebu Bekir’in topladığı ve Hz. Ömer’in kızı Hafsa’nın koruduğu nüshaya bağlı kalınarak yazıldı. Bununla ilgili olarak Hz. Osman, Zeyd b. Sâbit (ra), Abdullah b. ez-Zübeyr (ra), Sad b. el-Âs (ra) ve Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam’ı (ra) görevlendirdi. Bu Mushaf üzerinde noktalama işaretleri ve harekeleri bulunmamaktaydı. Hz. Osman (ra) yazılan Kur’ân’ın bir nüshasını saklamış diğer nüshaları ise çeşitli İslâm şehirlerine göndermiştir.

4- Kur’ân’ın harekelenmesi ve noktalanması üç merhalede tamamlanmıştır:

Birincisi: Hz. Muaviye b. Ebu Süfyan Ebu’l-Esved’i görevlendirmiş, O da Kur’ân okurken meydana gelebilecek okuma hatalarını ortadan kaldırmak amacıyla nokta şeklinde hareke işaretleri koymuştur.

İkincisi: Abdülmelik b. Mervan döneminde Kur’ân’daki bazı harfleri birbirinden ayırmak için noktalar konulmuştur. Mervan bu işte el-Haccac b. Yusuf’u görevlendirmiş; o da bu işi Nasr b. Âsım ve Hayy b. Yasmur’a havale etmiştir.

Üçüncüsü: Bu dönemde i’rab alâmetleri olan Fetha, Damme, Kesre ve Sükûn konulmuştur. Bu harekelendirmede Halil b. Ahmed el-Ferahîdî’nin yolu izlenmiştir.

Okunma Sayısı: 20461
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Timur

    28.12.2023 16:43:46

    İmam Hasani çeşitli vaatlerle eşlerinden birine zehirletip, İmam Hüseyinin icabına bakilmasini oğlu Yezide vasiyet eden, evvelinde ululemre itaat ayetine rağmen Hz. Aliye aşı olan Muaviye bin Ebu Süfyan nereden hazreti oluyor?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı