"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öyle ise şeffaflıktan niye kaçıyoruz?

Ali FERŞADOĞLU
15 Eylül 2016, Perşembe
İdarecilerden birisi demiş ki: “Ufak-tefek hırsızlıkları büyütüyorlar!”

Hırsızlıkların, “ufak-tefek”i mi olduğunun anlaşılabilmesi için şeffaf olursunuz, adalet mekanizmasını, demokrasiyi işletirsiniz, “ufak-tefek” mi, “büyük-tefek” mi olduğu anlaşılır. Siz de şaibeden kurtulursunuz!

Hakkın büyüğü-küçüğü olmaz. Hırsızlığın olur. Ancak, bazıları da “büyük-tefek hırsızlıkları küçültüyorlar!”

Biz Allah’ın kullarıyız! Kul olarak iki türlü hakla mükellefiz: Allah hakkı, kul hakkı!

Kul hakkı demek, insan hakları demektir. Hakları, Hak verir, sınırlarını Hak tayin eder. Çünkü, Hak O’dur ve halklar, yani kullar da O’nundur. Mülkün Sahibi de O’dur! Mülkünde de istediği gibi tasarruf eder.

Fesübhanellah! Siz malınızda, mülkünüzde istediğiniz gibi tasarruf edersiniz de Malike’lmülk olan Allah mülkünde istediği gibi tasarruf etme hakkına sahip değil mi!

Allah bir hadis-i kudside, “Benim huzuruma ne ile gelirseniz gelin affederim, ancak kul hakkı ile gelmeyin” buyurmuyor mu?

O haklardan affedilmeyecek temel iki haktan ve “gasp, hırsızlıkla” olanlardan bazılarını sayalım mı?

Zulüm ve şirk; Gafur-u Rahim olan Allah’ın affetmeyeceğini söylediği iki haksızlıktır.

Zulüm, “haksızlık yapmak”,

Şirk, “Allah’a ortak koşmak” demektir.

Kur’ân-ı Azimüşşanda, 324 yerde “zulüm”, 174 yerde de “şirk” mefhumu geçer. Yani, “zulüm” Kur’ân-ı Azimüşşanda, “şirk”in iki katı (iki katından dört eksik) geçmektedir.

Evet, Allah, “zulümü” de, “şirki” de affetmeyeceğini beyan buyurur (mealen): “Zulmedenleri Allah affetmez ve onlara bir yol da göstermez.”1

Mal hakkı gaspı, hırsızlık hakkında ne ile emrolunmuşuz; ona da bakalım mı?

“Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.”2

“Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat, bir uykudur; bir rüyâ gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider.”3

Dipnotlar: 

1- Nisa Sûresi, 168.

2- Bakara Sûresi, 188.

3- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 193.

Okunma Sayısı: 3189
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı