Her yıl olduğu gibi, bu Ramazanda da hilâlin görülüp-görülmediği tartışmaları yaşandı. Tartışma şöyle:
“Oruca başladığımız gün hilâl görülmedi ve bazı Müslüman ülkelerde oruca başlanmadı… Çünkü, âyetle hilâli görürseniz oruca başlayın deniyor. Peygamberimiz (asm) zamanında ve son zamanlara kadar böyle yapıldı…” Dolayısıyla oruca başlamayanlar, bayram günü oruç tutacak!
Bu iddialarda bulunanların bir kısmı, tevhid, Kur’ân ve Peygamberimize (asm) iman zaafı içinde olanlardır. Zira, Allah Kur’ân’da mealen şöyle buyurur: “Güneş ve ay, O’nun buyruğu doğrultusunda, kendileri için belirlenen yörüngelerinde, belli hesaplara göre akıp giderler.1 “Güneşi bir ışık, Ay’ı bir nur yapan, vaktinizi ve hesabınızı bilesiniz diye Ay’a menziller takdir eden de odur. Allah bütün bunları boş yere değil, hak ve hikmetle yaratmıştır. O, bilgi sahibi bir topluluk için âyetlerini işte böyle açıklar.”2
Unutmamak gerekir: Kameri diye isimlendirilen Ay yılına göre asla değişmez. Mübarek gün ve geceler de Kameri Yılına göre olduğundan Kameri Yıla göre her yıl aynı tarihte olur. Bu gecelerin ve günlerin kesin tarihleri kameri yıla göre bilinir, bazı takvimlerde de belirtilir. “Sana yeni doğan aylardan, ayın evrelerinden sorarlar. De ki: Onlar, insanlar için ve hac vakitleri için, birer zaman ölçüsüdür.”3 Artık teknoloji, astrofizik öylesine gelişti ki, namaz vakitleri, güneş, tutulmaları gibi gök hadiseleri dakikalık sapmalar bile olmadan daha önceden tesbit edilebiliyor. Aslında Peygamberimiz (asm), ilim, hikmet, teknoloji ile içinde bulunduğu toplumun yapısına dikkat çekmişti:
“Biz ümmî bir milletiz, ne yazı ne de hesab biliriz. Ay, şöyle şöyledir” dedi. Yani bir defasında yirmidokuz, bir defasında otuz gösterdi” denmiştir.”4
Yukarıda meallerini verdiğimiz âyet ve hadislerle bu hadisi te’lif ettiğimizde, “Yazı ve hesap bilmeyenler, hilâle göre hareket etsin, yazı ve hesabı bilenler de ilim ve teknolojiye göre!..” demek değil midir? Senelerce öncesinden güneşin, ayın hareketlerini böylesine ince hesaplar ortaya koyan ilim, teknoloji, Ramazan hilâlini de dakikası dakikasına tesbit ediyor. Kur’ân ve Sünnet’te hilâlin görülmesi belli bir ölçü ile olduğu beyan ediliyor zaten:
“İnsanlar içinde haccı ilân et; yaya olarak veya uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.”5
Hilâli çıplak gözle gözlemleyerek Ramazan orucuna başlayanlar-ki, kendileri görmüyor, bir yerlerden bir fısıltı geliyor, onun maskarası oluyorlar-neden Kâbe’ye âyette belirtildiği gibi, “yorgun develerle” gitmiyorlar!
Dipnotlar:
1- Rahman Sûresi, 55. 2- Yunus Sûresi, 5. 3- Bakara Sûresi, 189. 4- Buharî, Savm: Kutub-i Sitte, Savm, 11, 3126. 5- Hacc Sûresi, 27.