Risale-i Nur’un içtimaî, siyasî meslek ve meşrebiyle ilgili müzakerelerde bulunan bir grup kardeşimiz şu suali sordu:
“Üstadımız; ‘Medâr-ı nizâ bir mesele varsa meşveret ediniz. Çok sıkı tutmayınız; herkes bir meşrepte olmaz. Müsamahayla birbirine bakmak şimdi elzemdir.’1 diyor. Risale-i Nur’un bilhassa içtimaî, siyasî mesleğine aykırı hareket eden bazı kardeş ve ağabeylerimiz bunu kendilerine referans alarak ‘Biz siyasî noktada farklı düşünüyoruz, bu bizim meşrebimizdir, çok sıkı tutmamak gerekir…’ diyorlar. Bu değerlendirme bize çarpıtma gibi geliyor. Siz ne dersiniz?”
Evet, onlar “meslek ve meşrebi” ya bilmiyor karıştırıyor; veya kasten çarpıtıyor. Dikkat edilirse, Üstad’ın kullandığı anahtar kelime, “meşreptir”, meslek değildir. “Herkes bir meslekte olmaz” demiyor, “Herkes bir meşrepte olmaz” diyor. Meslek başka, meşrep başkadır. Meslek ve meşrebin ne olduğunu örnekleriyle bir sonraki yazımızda ele alacağız.
Meşrep farklılığı; dâvâ, ekolün metodu ve prensiplerine ters düşmeyi gerektirmez; meslek farklılığı gerektir. Yani meşrepten düşen mesleğe düşer, meslekten düşen ise, başka kulvarlara gider.
Bu vesileyle cevaplandırmamız gereken suallerden bazıları şöyledir:
Meslek nedir, meşrep nedir? Meslek farklılığı, niçin ayrılığı gerektirirken; meşrep farklılığı gerektirmiyor? Risale-i Nur meslek ve meşrebinin ana umdeleri nelerdir? Nur daireleri ve “zıt bir mesleğe girmek!” ne demektir? Zıt bir mesleğe girmenin göstergeleri nelerdir? “Aklını Risale-i Nur meslek ve meşrebine karıştırmamak!” nasıl olur? Meslek ve meşrepte değişim mi, gelişim ve yenileme mi? Hakikat mesleği nedir? Hakikate nasıl varılır? Risale-i Nur diğer meslekleri de nasıl ihtiva eder?
Risale-i Nur hareketinin yönetim biçimi istişare, neden meslek ve meşrebin temelidir? Risale-i Nur’un meslek ve meşrebinde Ahrar/hürriyetçiler, yani, Demokratları desteklemek neden meslek ve meşrebin gereğidir?
Özellikle siyaset atmosferinin havasının ısınacağı, “infirâdî ve şahsî” düşüncelerin, nefsî yaklaşımların gündeme hararetle taşınacağı önümüzdeki günlerde bu suallerin cevaplarını Risale-i Nur’dan almak, hem ferd, hem aile, hem de toplumumuz için önemlidir.
Dipnot: 1- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 181.