"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Yakınların öldü, sana oyuncaklar alayım!”

Ali FERŞADOĞLU
05 Eylül 2020, Cumartesi
Kendimizi, yaşlıları, özellikle çocuklarımızı ölüme karşı nasıl hazırlamalıyız? Hayat varsa, ölüm de var olmalıdır. Ölüm de doğum gibi bir gerçektir.

Herkes ölüm karşısında titrer. Mü’min de korkar, göz yaşı döker. Eğer ölüme karşı hazırlanılmazsa “ölüm travmaları” yaşanır. Anne-baba, kardeş, akraba veya arkadaşlarından ölen bir çocuğu şununla teselli edebilir misiniz? 

“Yavrum sana oyuncaklar alayım! Yavrum seni kafelere göndereyim! Yavrum sana oyuncak arabalar değil, hakiki araba alayım!” demek onları teselli verir mi? 

Veya, “Yavrum, annen, baban, kardeşin, vs. öldü, derin bir uykuya daldı, bir daha uyanmayacak!” onu teskin eder mi? Veya, “Yavrum, annen, baban, kardeşin, vs. öldü…, ama uzun bir seyahate çıktı, bir daha geriye dönmeyecek?” 

Bu nasıl teselli olabilir? Ne kendisi gezmeye gidiyor, ne yakınlarını seyahate gönderiyor! İçine kapanık, hastalıklı bir ruh ve çeşitli nevrotik, psikosomatim hastalıklar, depresyon, melankolikli!.. 

Gerçek teselli nedir? “Nev-i insanın dörtten birini teşkil eden çocuklar, âhiret imanıyla insanca yaşayabilirler ve insaniyetin istidatlarını taşıyabilirler. Yoksa, elîm endişeler içinde, kendini uyutturmak ve unutturmak için çocukça oyuncaklarıyla, haylâz bir hayatla yaşayacak. Çünkü, her vakit etrafında onun gibi çocukların ölmesiyle onun nazik dimağında ve ileride uzun arzuları taşıyan zayıf kalbinde ve mukavemetsiz ruhunda öyle bir tesir yapar ki, hayatı ve aklı o biçareye âlet-i azap ve işkence edeceği zamanda, âhiret imanının dersiyle, görmemek için oyuncaklar altında onlardan saklandığı o endişeler yerinde, bir sevinç ve genişlik hissederek der: 

“Bu kardeşim veya arkadaşım öldü, Cennetin bir kuşu oldu. Bizden daha iyi keyf eder, gezer. Ve validem öldü, fakat rahmet-i İlâhiyeye gitti, yine beni Cenette kucağına alıp sevecek ve ben de o şefkatli anneciğimi göreceğim” diye insaniyete lâyık bir tarzda yaşayabilir. (...) Fakat âhiret imanı onlara der: “Merak etmeyiniz. Sizin ebedî bir gençliğiniz var, gelecek ve parlak bir hayat ve nihayetsiz bir ömür sizi bekliyor. Ve zâyi ettiğiniz evlât ve akrabalarınızla sevinçlerle görüşeceksiniz. Ve ettiğiniz bütün iyilikleriniz muhafaza edilmiş; mükâfatlarını göreceksiniz” diye, iman-ı âhiret onlara öyle bir tesellî ve inşirah verir ki; her birinin yüz ihtiyarlık birden başlarına toplansa onları meyus etmez.” (Bediüzzaman, Şualar, s. 203.) 

Okunma Sayısı: 1916
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bülent Bektaş

    5.9.2020 10:54:22

    Allah razı olsun Yazinizi okuduktan sonra Hafta sonu yipranmislik sendromu nu attım çok şükür Dua ediyorum size ve sızı ve tüm yazarlarımızi Allah'a emanet ediyorum

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı