"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Viyana’dan geçerken

Ali SANDIKÇIOĞLU
04 Mayıs 2015, Pazartesi
Geçen yıl kara yolu ile Türkiye’ye gitmek üzere Samsunlu Veli Çay ile birlikte Almanya’dan yola çıktım.

Gümrükler kalkmış. Eskiden girmekte zorlandığımız Avusturya gümrüğünde hiçkimse bir şey sormadı. Sadece bir otoban pulu alıp arabanın camına takmak mecburiyeti var. Girişte pulu aldık ve yolumuza devam ettik. Hava yağmurlu idi. Zaten yolda ekseri yerlerde sür’at tahdidi ve radar vardı. Eskiden bir görev dolayısıyla on beş gün kadar kaldığımız Viyana’dan akşam geçiyorduk. Otobanın ve şehrin bütün ışıkları yanıyordu. Viyana oldukça eski bir şehir. Eskiden Viyana’da kalmış iken Viyana’nın yüksek bir tepesi olan “Kalenberg“ tepesini zıyaret etmiş hem o tepe hemde Viyana ile alâkalı birçok hikâyeler dinlemiştim. Viyana kuşatması, kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanması ve Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın idam edilişi hakkında çok çok değişik bilgiler...

Yolculuğumuzu Almanya, Avusturya, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan ve Türkiye olarak planlamıştık. Akşam Budapeşte’de Elazığlı bir arkadaşın işlettiği otelde kaldık. Budapeşte’de birçok ziyaret yeri var, ancak hava yağmurlu ve vaktimiz olmadığı için ziyaret yerlerine uğrayamadık.

Ancak Budapeşte içinde yolumuza devam ederken birçok tarihî Türk binası ve bazı dükkânlarda Türkçe yazılar gördük.

Sofya’dan geçerken şehrin içine girdik. Orada ecdadımızdan kalma kubbeli ve minareli camiyi gördük. Dıştan kısmen tamire alınmıştı. Gerçekten insan o eserleri görünce başka duygulara kapılıyor.

Sanki Osmanlı askerleri ile karşılaşacak bir ruh haline bürünüyor insan...

Türkiye’ye döndükten sonra Viyana bozgununun sebeplerini yeniden okudum. İnternetten bayağı taramalar yaptım... Şunu peşinen söyleyeyim ki, bin bir tarihçi değilim. O hususta uzmanlığım da yok. Tarihcilerimizin affına sığınarak konu ile alâkalı edindiğim bilgilerden bazılarını kısaca nakletmeye çalışacağım.

1683 yılında olan Viyana bozgununun sebepleri neler olabilir. Viyana bozgununu sadece Kara Mustafa’ya bağlamak doğru mudur?

Osmanlı ordusunun maddî hazırlığı, asker sayısı, silâh ve cephanesi çok mükemmeldi. Buna rağmen fetih olmadı. Tarihçilerin büyük bir kısmı bozgunun sebebini askerlerin manevî nimetlere karşı şükürden aciz oldukları şeklindedir.

Başarısızlığın bazı sebepleri:

1- Sefer mübarek üç aylara rastlamıştı. Bu mübarek aylarda Allah’ın emirlerini yerine getirme nimetlere şükür edecekleri yerde askerlerin bir kısmı şımarıklaşmış gayrimeşrû işler işledikleri Osmanlı tarihçileri tarafından ifade edilmiştir.

2- Kurmay heyeti askerlerin çokluğuna güvenerek gurura kapılmış Kırım Hanı Murad Giray ve Erdel Kralı Mihael’in ikazlarına uyulmamıştır. Kendilerini beğenmiş istişareye kulak tıkamışlardır.

3- Vasıfsız bir kısım insanlar Yeniçeri Ocağına alınmış, askerlerin önemli bir kısmı Viyana’ya gelene kadar ganimetler elde ettiler. Çokları ganimet ve servetlerini koruma derdine düşmüşler, asıl gazayı ise unutmuşlar.

4- Osmanlı ordusu Viyana Kuşatması’na kadar katıldıkları bütün savaşlarda İslâmın tesbit ettiği hususlara azamî derecede riayet ederlerdi. Ne yazık ki, Viyana Kuşatması’nda askerlerin bazıları geçtikleri yerlerde bazı tahribatlar yapmışlar. İslâm dininin savaş için koyduğu düsturlara riayet etmemişler. Tabiî cezası da çok ağır oldu.

5- Yukarıda saydıklarımızın yanında başarısızlığın maddî bazı sebepleri de var. İki ayı bulan kuşatmada asker yorgun, bitkin düşmüştü.

Bir kısım komutanlar Kara Mustafa Paşa’ya hasetlik ederek ihanet etmeleri başarısızlığın sebepleri arasında sayılabilir. Viyana Kuşatmasının başarısız oluşunun sebepleri arasında manevî sebepler olduğunu unutmamak lâzımdır. “Her musîbet bir cinayetin neticesidir.”

Her ne kadar Padişah, Kara Mustafa Paşa’nın idam edilmesinin durdurulması için emir göndermişse de hasetciler emir ulaşmadan maalesef Kara Mustafa Paşa’yı infaz eylemişlerdir.

Hepimizin ders alacağı çok önemli bir husus idam edilmeden önce Kara Mustafa Paşa’nın sarf ettiği sözlerdir:

Rıza Allah’ın diyerek seccadesini serdirerek öğlen namazını kıldı. Kendisine asla infial gelmedi. Duâ edip elini yüzüne sürdükten sonra iç oğlanlarına: “Artık siz varın gidin beni duâdan unutman dedi. Kendi eliyle kürkünü, sarığını çıkartıp gelsin dedi. Ve en enteresanı orada bulunan devlete ait olan halının kaldırılmasını istedi. 

“Şu halıyı kaldırın cesedim toprağa alude olsun” dedi. Tarih otoriterleri bu kuşatmanın başarısızlığı itaatsizlik ve söz dinlememektir. İtaatsızlık en kuvvetli orduları nasıl başarısız hale getirdiğinin bariz bir örneğidir.

Her devirde var olan fitne, hased ne mazlûmların feryad ve ahına sebep olmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’in son âyetinde Mevlâmız, Resulü Kibriya’ya “Vemin şerri hasidin iza hased” diyor. Yani hased edenlerin şerlerinden Bana sığın ya Muhammed!

Kara Mustafa Paşa’nın uğradığı çekememezlik ve hased edenlerin kurdukları tuzaklardan ibret alarak Cenâb-ı Hak hepimizi hased edenlerin şerlerinden korusun. Gerçek manada istikametten ayırmasın... Özellikle fitne ateşinin ateşlendiği günümüzde Mevlâm bizleri fitne ateşinden ve gıybet illetinden korusun.

Okunma Sayısı: 1708
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı