"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Biraz yaşamak ayır kendine

Armağan Bahtiyar
06 Ekim 2018, Cumartesi
Bi’ başla bakalım! Yola koyul hele! Arkası gelir. Bismillah...

* Adalet terazisi kaymışsa; orada her şey kaymış demektir...

* Selâm verecek kimseniz yoksa;

Şehirler çok tenha;

* Dalından düşmeden bir şeyler söyle!

* Düşüncenin olmadığı her yer slogandır.

* Adalet diye bir şey var ve illâ bir yerde herkes alacağını alacak; vereceğini verecek.

* Dostlarınızla tartışmayın. Hele yabancılarla hiç... Değilse pişmanlık kalıyor geriye.

* Çok telâşlısın; yükün de ağır.

Nefeslerinin farkında değilsin.

Bana kalırsa; biraz dur şöyle;

Ne zamandır bakmadığın aya bak!

Bak bakalım; bu gece hilâl mi dolunay mı?!...

Biraz “yaşamak” ayır kendine!

* Vakit şimdi; dönelim o zaman! Hatadan dönmek fazilet, diye öğrendik ya!

* Şimdi: Sonsuzluk...

* Bu kadar güzel sunulan hayatı çirkinleştirenler; çirkin/çirkef şeyler olsa gerek...

* Açık söylemek gerekirse kapalı toplumlarda hem açık saçıklık alır başını gider; açık saçık konuşmalar kulağınıza gelir, ama öyle kolay kolay, açık açık konuşamazsınız.

* Gökdelenler mi? Piramitler gibi Firavun “kompleksi...” mi?!

* “İnsanca” konuşmadıktan sonra... “nece” konuşursak konuşalım; ne fark eder ki!

* Şimdi ben geç kaldım; ne olacak?

O eski besteler yok.

Kelimelerim kaybolmuş.

Ne gölgelerin koyusu...

Ne o billur su...

Nerde tarihi soluyan ahşap hatıralar!

* Zaten san’atsızdık; şimdi de parasız pulsuz kaldık; ne olacak peki; kim halledecek bu işleri?!... İş başa düştü; herkes işin ucundan tutacak; işi işçiye, dişçiye teslim edip ne yaparsa yapsın; yok!

* Eğitim yatık, paralar batık... 

Gülemem; ülke benim.

Ağlasam; çare değil...

* Öyleleri var ki mezarları bilinmiyor, fakat hayatın hakkını vermişler; ne gam!

* Bugün de sabah...

Doğmayabilirdik;

Hayırlı olsun bu yeni doğuş...

İşte bir ölüm uykusundan uyanış daha...

Yeni nefeslerim, heveslerim...

Ey diriliş selâmı, merhaba!

* Diplomalı işsizler ordusu yetiştiren ve her iki dünyaya kapalı okullarımız var.

* Susmak başka; sus pus olmak başka; karıştırma!

* Serbest olmak başka; serserilik başka; karıştırma!

* Türkiye’de bin kişiye yedi kitap düşüyormuş. Kitap, ihtiyaç sıralamasında 222. sıradaymış. Konuşacak ne kaldı; kelimemiz yok!

* Alo! Hayat?

Orda mısın;

Öldüm ben bu yaşamaktan!

* Sakin ol;

Zaten hayat yavaş!

Sakin ol;

Zaten geçemezsin hayatı!

Sakin ol;

Anca görürsün yaşamayı!

Sakin ol;

Mevsimlere baksana;

Nazlı, heyecan, sevecen...

* Çok zaman uzağında yaşıyoruz kendimizin!

* Kendinle aran nasıl?!...

* Gazete manşetleri iç açıcı değil. Bunca diplomalı adamların dünyası böyle mi olmalıydı! Her şeyi gözden geçirin! Okullarınızı, akıllarınızı, kalplerinizi...

* Hayat hikâyesini dinledim; yoktu içinde kendisi.

* Şu her nefes yeniden doğmak var ya...

Yeniden selâmlamak âlemi...

Ah... okulların öğretmediği...

* Artık hayata geçir; şu okuduklarını!

* Okullar açılıyor;

Yeni her düşünceye kapalı olarak...

* ...ki insanız diye yola düşseydik...hangi insan bizi yoldan çevirirdi! 

* İnsanın dili her yerde aynı: İnsanlık!

* Haddini bil; otur yerine;

Yaşasın birileri gerine gerine!

* Kulağı, kalbi olan herkes duysun ki şikâyetlendiğimiz şeylerin temelinde eğitimin eğitimsizliği (terbiye edilmemişliği) var.

* Aranıp duruyorsun! 

Kendini dinle biraz! 

Git bir çay demle!

Aç sevdiğin bir kitabı rastgele! 

Çize çize oku altını üstünü! 

Not al kenarlarına!

Dünyadan gün gün uzaklaş! 

Gözün hep dışarılarda; içinde o kadar boş yer var ki... 

Kendini doldur biraz!

* Hürriyetin olmadığı yerde; sorular da cevaplar da göstermeliktir.

*Bütün okulları bitir; binlerce cilt kitap oku; kendini okuyamadıktan sonra; cehalet sende saltanat kurmuş demektir...

*İşin özü: Kelime hazinemiz iflâsta... Derdimizi anlatamıyoruz ki derman bulalım. Kem küm ederken nasıl anlaşacağız? Kelimesizlik Cehenneminden çıkmanın okumaktan başka da yolu yok.

*“Sınav”dakileri uyar;

Dönüyor dünya,

Geçiyor zaman...

Son dakikalar...

* İyi ki fani dünya!

Böyleyken kavga, gürültü, kargaşa...

* O da herkes gibiydi;

Ben de ona herkes gibi davrandım;

Hadise böyle!

* Daha mı yakın yollarda gökyüzü?!...

* Okumanın yazmanın heyecanı anlatılabilir mi ki?!...

* Tekrarı yok hayatın; tekrarın hayatı olsun bari!

* Dalından düşmeden bir şeyler söyle!

* İnsan kabalaştıkça; insanlık inceldiği yerden kopuyor!

* Güzeli arayanlar; çirkinliklere takılıp kalmazlar; geçer giderler oradan; işleri var çünkü.

* Şiire yol açın; yollarınız incelecektir.

* Madem ki her ân ölebiliriz; o zaman her ân yaşayalım!

* Ölmeden önce yapacağınız tek şey: İnsanlık.

* Ya bir şeyler bırak git; 

 Ya da bırak git!

* Yarına ne bırakıyorsun;

Ne götürüyorsun gittiğin yere...

* Belki de bugün hiç yaşamadın?!...

* Seni anlamayan dünyayı; sen de anlama.

* Yani diyorum ki hayat çok kolay; biz, olmadık emellerimizin telâşçısı oluyoruz.

* Hep değişen ve güzelleşen şeylerin tarifi mi olur! Güzel/lik seyredilir.

Okunma Sayısı: 1856
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Yavuz

    6.10.2018 07:55:38

    Her bir satırın üzerinde uzun uzun durup tefekkür edilebilecek bir yazı olmuş yine her hafta olduğu gibi. Bir hâl tercümanı bulmanın huzuruyla takip ediyorum yazılarınızı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı