"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yirmi gençle niyet ettik Paris’te okumaya

Dr. Aytekin COŞKUN
27 Ocak 2015, Salı
Risale-i Nur Enstitüsü ve Fransa Nur Vakfı yurtdışı okuma programı

İLK YURT DIŞI OKUMA PROGRAMI

Tarih 2 Ağustos 2014 Cumartesi, saat 15:00’te, en geç Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Departmanında buluştuk. AirFrance ile akşam saat 18:40’da uçuşumuz olacak. Saat 21:00’de de inşallah Paris’e varmış olacağız. Abdullah kardeşimiz bizi karşılayacak ve dersanemize doğru yola koyulacağız. Yer Paris’e otuz km uzaklıkta; tren, otobüs ve diğer ulaşım araçları ile gidilebilmekte. Paris Fosses‘a gidiyoruz. Medresemiz üç katlı, müstakil bir villa....

NİYET ETTİK PARİS’TE OKUMAYA

Oğlumun, “Baba; bu yaz yurtdışında bir yere okumaya gidelim değişiklik olsun” cümlesiyle başlayan niyetimiz, YUHIB’te yapılan istişare ve Risale-i Nur Enstitüsü çatısı altında teklifimiz kabul gördü. Fransa’dayız; niyetimiz nereden nereye taşıdı bizleri. Bediüzzaman ‘’Niyet’’ meselesini ifade ederken ‘’Kırk senelik ömrümün bir mahsulüdür, niyet öyle bir hâsiyete mâliktir ki, âdetleri, hareketleri ibadete çeviren pek acip bir iksir ve bir mayedir. Ve keza, niyet ölü ve meyyit olan hâletleri ihya eden ve canlı, hayatlı ibadetlere çeviren bir ruhtur. Ve keza, niyette öyle bir hâsiyet vardır ki, seyyiatı hasenata ve hasenatı seyyiata tahvil eder. Demek, niyet bir ruhtur. O ruhun ruhu da ihlâstır. Öyleyse, necat, halâs, ancak ihlâsladır. İşte bu hâsiyete binaendir ki, az bir zamanda çok ameller husule gelir. Buna binaendir ki, az bir ömürde Cennet, bütün lezaiz ve mehâsiniyle kazanılır. Ve niyetle insan daimî bir şâkir olur, şükür sevabını kazanır.” (Mesnevi-i Nuriye)

Bu niyetimizle yola koyulduk. Uçuş öncesi Yeni Asya Vakfı’nda gece toplantı yaptık. Program ve orada yapılması gerekenler hakkında gençler ve velileri ile konuştuk. Herkes çok heyecanlıydı. Fransa/Paris olması hasebi ile heyecan farklı bir boyut kazanmıştı. Çünkü Paris zihinlerde popüler bir şehirdi. İlk defa yurt dışında bir okuma programı yapılacaktı. Elbette kafalarda bazı sorular vardı. Duygu ve düşünceler paylaşıldı. İnanın on üç ile yirmi beş yaş arasındaki bu gençlerden inanılmaz fikirler çıkıyordu.

En önemlisi Risale-i Nur felsefesine yakışan ve hayatında Risale-i Nur’u tatbik eden birey olmayı bu kampın sağlayabileceğini, gelecek on yıllık zaman diliminde buradan alınacak prensiplerin, nasiplerin, duaların ve derslerin hayatımıza yön verebileceği ifade edildi. İmanımızı kuvvetlendirecek donelere ulaşılabileceğini, her mekânın bir ruhunun olduğu, ancak bu mekânlarda yaşanıldığında yeni pencerelerin açılacağı ifade edildi. Her katılımcının birer esma sahifesi olduğu düşünülürse bu programların katılımcının esmasının tezahürü için bir fırsat oluşturduğu, esmaların bu programlar vasıtası ile açılabileceği ifade edildi. Esma tecellisinin ortak havuzda keşfi ile hayatında muhteşem bir yeni dönem başlatabileceği tespiti yapıldı. Hicret, hizmet ve gayretin düsturumuz olması gerektiği, birlikte olmak bazı hayırların fitilini ateşleyebileceği tezini savunuldu. 

Dönüşte programın hayatımızda bir iz bırakması, Risale-i Nur bilgi ve ferasetimizin nitelik ve nicelik olarak etkilenmiş olmasını beklediklerini söylediler. Gençlere her zaman ve zeminde fırsatların verilmesi, istidatlara göre vazifelerin taksimi ile bir eğitim planlamasının yapılmasını dilediler. Risale-i Nur hizmeti için genç yaşta dış dünyaya açılımla iletişim, yeni arkadaşlıklar ve kardeşliklerin tesisini beklediklerini ifade ettiler.

Yaşlı Ağabeylerin öne çıkmasından ziyade arkada kalan gençlerin öne doğru itilmesini beklediklerini söylediler. Risale-i Nur’un hafızalarda daima taze tutulmasını hedeflediklerini ifade ettiler. Yurtdışı okuma programlarında gidilen ülkenin kültür ve tarihi yerlerinin ayrıca güzelliklerinin de görülmesi gerektiğini arzuladıklarını söylediler. 

Tabii gelen kardeşlerin pırıl pırıl zihinleri durmuyor, çalışıyordu. Veliler de programımız akışı noktasında sorularını sordukça biraz buruklaştılar. Neden mi? Bize ne zaman program yapacaksınız diye? Çok verimli geçen bir toplantıydı. Çok şeyi gençlerden öğrendik. Tecrübelerimizle güzel bir programa start verdik. 

TÜRKİYE’NİN ÇEŞİTLİ YERLERİNDEN GELEN GENÇLERLEYİZ

Yirmi gençle beraber Risale’i Nur okuma için Fransa/Paris/Fosses’a gidiyoruz. Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Diyarbakır, Tekirdağ, Ankara, Kırklareli, Mersin ve İstanbul’dan gelen gençlerle hayırlı bir yolculuğa başlıyoruz. Saat 15:00’da havalimanındayız. Gençlerle buluştuk, heyecan doruktaydı. El bagajlarımız biraz fazlaydı. Ayrıca risaleler vardı yanımızda. Bir o kadar da küçük Fransızca eserlerden götürüyoruz. Paris’ten kitap istekleri hayli fazlaydı. Abdullah bizden; 6 takım küçük eski basım dipnotsuz külliyat, küçük risalelerin her birinden beşer adet, Cami’üs-Sağır üç takım, Peygamberimizin (asm) hayatı, onlu takım çocuk kitabı dört adet. Fransızca, üç adet Asa-yı Musa, üç adet Mektubat, onar adet küçük risale. Allah’ın (cc) inayeti ile bunları beraberimizde götürebildik. Her bir gence birer poşet içinde kitapları dağıtım yaptık. İlk sıkıntımız AirFrance da oldu. Kilo hakkımızı aşmıştık. Fakat AirFrance yetkilileri yardımcı oldular sağ olsunlar. Namaz sonrası topluca fotoğraf çekildik. 

Üç buçuk saatlik uçuştun sonra Paris-Charles De Gaulle Havalimanındayız. Abdullah kardeş tam beş araba ile bizi karşılamaya gelmiş sağ olsun... İşte hizmet eri... Hepimiz gibi onlarda heyecanlı. Ve final... Şükürler olsun dersanedeyiz. Tanışma faslı, yatsı namazı ve kura ile yataklarımızın belirlenmesi. O gün geç vakte kadar uykusuz olanlarla sohbet ettik, uyku ağır basınca gün tamamlanmış oldu. 

SAĞANAK EŞLİĞİNDE RİSALE DERSİ

Sağanak yağmur yağarken sabah namazı sonrası Tarihçe-i Hayat eserinden okuyoruz. Dünya barışı ile ilgili olan kısa ve öz cümlelerini sizinle paylaşmak istiyorum.

1-Felsefe Fünunu Ulum-u Dini’ye ile barışmalı; 2-Avrupa medeniyeti İslamiyet Hakaiki ile musalaha etmeli; 3-Ehl-i medrese ve ehli mektep, birbirlerine yardım etmeli, ittifak oluşturmalı; 4-Afrika’da Ezher Üniversitesi, Anadolu’da Medrestüzzehra’nın pozitif ilimler ışığında, anarşi, dinsizlik, menfi ırkçılığa karşı (ki Avrupa’yı saran en önemli bu üç hastalığa), ilmi çerçevede çözümleri ortaya koymalı. İslâm milletleri arasına sokulmak istenen bu menfi ırkçılık fitnesine karşı hakiki milliyet olan İslâmiyet milliyeti  kardeşçe yaşamaya yeterli olacaktır. Filipinler Cagayan De Oro’da Mormon kilisesi papazı Quivera bana şöyle demişti: “Risale-i Nur’u tanımadan önce İslâma ve Müslümanlara karşı çok menfi bakışım vardı. Ne zaman Risale-i Nur’u tanıdım o gerçek kardeşlerimizin sizler olduğunu öğrendim ve inandım.” 

Sabah, fecr zamanında yağmur altında üstadımızın Avrupa medeniyeti ile İslâm medeniyetinin neticesini Sabahattin Yaşar ile beraber yaptığımız müzakereli derste bunları tartıştık. Çok bereketli ve feyizle başladık.

CUMA NAMAZI

Bugün Cum’a. Namaz için Paris/Goussainville Ulu Cami’ye gidiyoruz. 1986 yılında Türk Diyanet İşlerine bağlı olarak yapılmış. Gençler ile beraber adeta orayı şenlendirdik. Türkiye’den gelen yirmi iki genç ile birlikte bir anda camiye girdik. Cemaat çok sevindi. Genç bir kardeşimiz imamlık yapıyordu. Maşallah, namaz sonrası musafaha ve tanıştık Elhamdülillah. Güzel bir güne namazla güzel bir giriş yaptık. Goussanville’deki bu Cami Fosses’a yaklaşık 10 km. En yakın cami bu kadar uzak. Düşünün ki, her tarafı cami olan yurdumuzun kıymeti burada daha iyi anlaşılıyor. Rabbim buralara yakın camiler inşa edilmesini nasip etsin. Bir de burada yaşayan kardeşlerimizin ne zorluklar içinde namazlarını kılıyorlar, bilmek gerek.

RÜYADA BİR HİTABE’DEN BAŞLADIK

Cum’a namaz sonrası programımız kaldığı yerden devam etti. İçtimai dersimizde “Rüyada Bir Hitabe”yi okuduk. Ahmet Dursun kardeşimiz bu dersi yaparken gerçek gayenin iman-ı billah ve nesli atide İslâm medeniyetinin geleceği ile ilgili acil ve beklenen müjdeleri bizimle paylaştı. Harb-i Umumi’de kaybetmiş görünsek de ileride kazanılacak İslâm medeniyetinin ve kardeşliğinin müjdesini veriyordu. Deccal ve Süfyan meselesinin gençlerin dimağlarında gerçek yerine oturmalarını sağlamaya yönelik sohbet uzadı gitti.

DERSTEN NOTLAR

-Yeryüzünde her yer bir dergâh, o yüzden her yerde Allah’a dua edebiliyoruz. ‘’DERGÂH’’ aramaya hacet yok. 

-Yaptığımız bir hatada, gayri ihtiyari fıtratımızda gizli olan o lafız ağzımızdan ister istemez çıkar, o da Allah (cc) lafzıdır. Çünkü fıtratımızda saklı olan, adeta şahadet alemin de yaşarken, inanmayanların bile onları fıtratı utandırıyor. 

-En güçlü propaganda dili, ef’alimizdir. Ahlâk-ı İslâmiyeyi fillerimizde göstermek en önemli tebliğ metodu ve propagandadır. Dildeki İslâmiyet değil, fiildeki İslâmiyet önem arz ediyor. Paris’te en önemli fiiliyat ise harama bakmamak, başını haramdan çevirmek olmalı. Paris modanın merkezi ya, herkes denemeye gelmiş sanki, bunlar gözlerimize istemeden ilişenler.

-Tesettürümüz göz kapaklarımızda. Bunu yaşayarak görmek Paris’te nasip oldu. 

-İbadetin ruhu ihlâstır. İhlâs ise amelde rıza-yı İlâhiyeyi görmektir, gözetmektir.

-Tüm nur talebelerini ve tüm nur cemaatlerini akraba-yı taallukat mesabesinde olarak algılıyorum. O yüzden Fransa/Paris’teki diğer nur cemaatimizin yani akraba mesabesindeki kardeşlerimize ziyarete gidiyoruz. 

-İttihad-ı İslâm yaşasın. İtihad-ı Nuriye yaşasın, yaşasın nur kardeşliği, yaşasın nur talebeliği! Ölsün ayrılık, ölsün hizip, ölsün ayrışma. Uzaklardan gelip Cenab-ı Hakkın ismimizi üzerine yazdığı karpuz meyvesini yemek için sanki buradayız. Kısmetimizi almaya gelmişiz, aldık elhamdülillah. Hüseyin Karataş ve Suphi Yeşilmen kardeşlere teşekkür ediyoruz. 

-Okumalarımız hızla devam ediyor. Rabbim okumanın rızkı ile rızıklandırsın, okumakta sonuçta bir rızık. O izin vermez ise sen okuma rızkından mahrum kalırsın. Dualarımız okuma rızkının verilmesi ve okuma ile aklımızın, kalbimizin, ruhumuzun aynı namazda olduğu gibi rahat etmesi. 

-Gönül penceremizin açık kalması, ruhumuzun dinlenmesi, gıdasını alması buna bağlı. Gençlerle bunu buluyor, bu kahramanlarla beraber okuyoruz. Rabb’imizi daha iyi tanımak için...

-İlmihal, Kur’ân ezber, içtimai, müzakereli derslerimiz ve tesbihat ezberlerimiz de önemli. Genç kardeşlerimizle üniversiteli kardeşlerimizi birbirine emanet ettik. Birbirlerine bu konuda yardımcı olmaları için söz aldık. Herkes eğitim, öğrenim ve kazanım peşinde. Son güne kadar devam eden bir süreçti. 

BU DEFA YASTIĞI ATAN BENDİM

Sabah dersimizde, gençlerin uykuları ağır bassa da, onların uykuları âlimlerin uykuları gibidir inşallah. Gençler muhteşem fakat hepimiz gibi, uykuya yeniliyorlar. Bu arada, sene 1978. İzmir/Ödemiş’te medresede sabah namazı sonrası tesbihat yapıyoruz. Ama çocuk olduğumuz için uykuya yeniliyoruz. On bir yaşındayım. Kulakları çınlasın Sabahaddin Aksakal ve Mehmet Özkan ağabeyler bize yastık atarlardı uyandırmak için. Tabii biz daha küçüktük ve bu yastıkların çobanın yanlış yöne doğru ilerleyen koyunlara attığı taş misali anlardık ki, ders yapılıyor ya da tesbihat okunuyor. Kısacası uyku zamanı olmadığını anlardık. Neredeyse otuz beş sene sonra Paris’te aynı duyguları yeniden yaşamak benim için muhteşem oldu. Fakat bu sefer yastığı atan bendim. Bunda dahi bir lezzet var, sizleri bekliyoruz, lezzet kapıları her daim açık.

- Devam edecek -

Okunma Sayısı: 2288
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı