"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bankalar sıkıntıya düşerse…

Bilal Said PARLAKOĞLU
01 Aralık 2018, Cumartesi
Ülkelerde finansal sistemin bel kemiği bankalardır.

Bankaların çökmesi ülkenin finansal gücünün azalmasına, yatırımların finanse edilememesine ve ülke parasının değer kaybetmesine sebep olur. Çünkü bütün bankalar ülkenin Merkez Bankası ile bağlıdır. Merkez Bankası da ülke finansmanını bu bankalar üzerinden gerçekleştirir.

Eğer bir banka gücünden fazla kredi verirse ve bu kredileri geri tahsil edemezse batması kaçınılmazdır. Bu yüzden milletin sermayesini muhafaza etmek için kredi alımında bazı düzenlemeler vardır. Herkes istediği gibi kredi çekemez. Ancak geri ödeme imkânı olanlara kredi verilebilir.

2008 senesinde başlayan küresel krizi hatırlıyor musunuz? Hani ABD’de mortgage (emlak) piyasası çökmüş, bunun etkisi ile bankacılık sistemi geri ödenemeyen krediler sebebiyle zora düşmüş, bazı bankalar batmıştı. Dönemin Başbakanı’nın tabiri ile bu kriz bizi “teğet” geçmişti.

2010’dan sonra alınan bazı ihtiyatî tedbirler ile hane halkının, yani vatandaşın kredi alması ve bankalara borçlanması sınırlanmıştı Döviz cinsinden borçlanmasının ise tamamen önüne geçilmişti. Bu da gayet yerinde bir tedbir olmuştu.

Vatandaşın borcunun GSYH’ye oranı yüzde 16. Bu oranın tamamı ödenmese bile bankalar tarafından tolere edilebilmesi mümkün bir oran olarak görünüyor. Yine de bu oranın sadece ikinci çeyrek (Nisan-Mayıs-Haziran) oranını belirttiğini ifade etmek lâzım. Zira üçüncü çeyrek verileri ve 2018 yıllık verileri açıklanmış değil.

Fakat özel sektör ve kamu kurumları açısından bu durum aynı değil. Kamu için kredi borçlanmasının önünde bir engel olamadığı gibi, özel sektörün de hem döviz hem de Türk Lirası cinsinden borçlanmasına bir kısıtlama getirilmemiş. Özel sektörün borç oranı, bakanın açıklamalarına göre, yüzde 65. Kamunun borç oranı ise yüzde 28.

İşte önümüzdeki esas tehlike aslında bu. Ekonomi ve Maliye Bakanı hane halkı borcunun düşük olduğunu söyleyerek bizleri rahatlatmaya çalışsa da konkordato ilân eden firmaların arttığı ve kamu borçlarının ertelendiği bir dönemde bankaların ve bankacılık sisteminin güvende olduğunu söylemek pek mümkün değil.

Bankaların, dolayısıyla finansal sistemin ve tabiî ki vatandaşın millî sermayesinin sırtında bir yük var. Eğer ithalat yapan firmalar iflâs açıklarsa ve kamu da kredi borçlarını ödemezse bankaların sıkıntıya düşmesi yakındır. Tabiî ki bu borcun sıkıntısını ve bu krizin faturasını da millet ödeyecektir.

Halihazırda vatandaş kendisinin olmayan borcun yükü altına sokulmuş durumda. Vatandaş kendisine ait olmayan bir faturayı ödemeye mecbur bırakılmamalı.

Okunma Sayısı: 2745
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı