"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bölge savaşı” komplosu

Cevher İLHAN
01 Şubat 2024, Perşembe
Son günlerin bir diğer vahim gündemi, üç Amerikan askerinin öldürüldüğü, onlarcasının yaralandığı Ürdün-Suriye sınırındaki Amerikan askeri üssüne insansız hava aracıyla yapılan saldırı bahanesiyle bölgenin savaşa çekilmesi tuzağı.

Tahran’dan sözkonusu saldırıyla İran’ın hiçbir bağının olmadığının defalarca bildirilmesine karşı, özellikle Biden’le Beyaz Saray’dan “saldırının İran destekli gruplar tarafından gerçekleştirildiği”nin ısrarla iddia edilip “yeri ve zamanı kendileri tarafından tayin edilecek misillemede bulunacakları” tehditlerinin savrulması, körüklenen tahriki ele veriyor.

Keza Fas’tan Afganistan’a yirmi iki İslâm ülkesinin etnik ve mezhebi tefrikalarla bölünüp parçalanmasını esas alan “büyük Ortadoğu Projesi (BOP)”nin peşine düşen ve her halûkârda İsrail’e arka çıkıp Yahudi Lobisiyle çalışan bazı Cumhuriyetçi senatörlerin, Biden’i “pısırıklık, korkaklık ve tâviz vermek”le eleştirip, peşinen “İran’a yıkıcı bir karşılık verilmesi!” çağrıları da aynı maksada yönelik.

Yine Pentagon’dan “her ne kadar saldırının doğrudan İran’dan geldiğine dair bir delil olmasa da silâh ve ekipman sağlandığı”nı ileri sürülmesi de aynı amacı taşıyor.

İSRAİL KAYNAKLI “TEZGÂH!”

Belli ki ABD’nin bölgede 17 askeri üssünün olduğu ve tam da ABD’nin bölgeden çekilme haberlerinin çıktığı sırada, Amerika’nın içinden ve dışından kimi mihraklar, uluslararası ifsad şebekeleri Amerikan ordusunun Suriye’den ve bölgeden çekilmesini istemiyor; “çekilemezsin!” mesajı veriyor.

Tahran’ın çatışmaların bölgeye yayılmasını istemediğini ifade eden İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani’nin,  bölgedeki “direniş grupları”nın karar ve eylemlerinde İran’dan talimat almadıkları”nı söyleyip, sözkonusu iddiaların arkasında “ABD’yi bölgede savaşa çekmek isteyen kesimlerin” bulunduğunu bildirmesi ve Hizbullah’ın da yapmadığı beyânı dikkat çekici.

Bu bakımdan, tıpkı 11 Eylül saldırılarının arkasında ABD’nin küresel hegemonya ve çıkarları uğruna Afganistan’ı işgaline “gerekçe” oluşturmak istendiği gibi, bu saldırının da ABD’nin bölgeden çekilmesini istemeyen İsrail kaynaklı bir tezgâh olduğu istifhamları artıyor.  

Bütün bunların yanısıra İsrail’in yirmi altı bin sivilin katledildiği Gazze katliamını başlattığı 7 Ekim’den bu yana bölgedeki Amerikan üslerine ve tesislerine birçok saldırının olduğunu, ancak ilk kez Amerikan askerlerinin hedef alındığını nazara veren uzmanlar, saldırının Suriye topraklarında, Lübnan sınırında İsrail’in yanıbaşında yapıldığına dikkat çekiyor.

YİNE TUZAK KURULUYOR…

Saldırının bilhassa Uluslararası Adalet Divanı’nında yargılanan İsrail’in “soykırım”la suçlanıp dünya kamuoyu önünde iyice sıkıştığı bir ortamda yapılması da manidar.

Neticede, İran’ın saldırıları reddetmesine karşı Suriye üzerinden bir bölge savaşıyla “BOP’un hedefi”ne alan açmaya didinen İsrail ve Amerika içindeki mihrakların tahrikiyle Ortadoğu’nun ortasında İsrail’in koçbaşı olarak kullanıldığı bir bölge savaşını ateşleme tuzağı kuruluyor. 

Okunma Sayısı: 997
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    1.2.2024 08:41:00

    Öyle de mahlukatın en mükerremi, belki en a'lâsı olan insan, eğer bozulsa bozuk hayvandan daha ziyade bozuk olur. Müteaffin maddelerin kokusuyla telezzüz eden haşerat gibi ve ısırmakla zehirlendirmekten lezzet alan yılanlar gibi dalalet bataklığındaki şerler ve habîs ahlâklar ile telezzüz ve iftihar eder ve zulmün zulümatındaki zararlardan ve cinayetlerden lezzet alırlar, âdeta şeytanın mahiyetine girerler. Evet, cinnî şeytanın vücuduna kat'î bir delili, insî şeytanın vücududur." Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Siracünnur - 126 😭😭😭🙌🌹🤲🌹😥❤🌙☝️🕊🕊🕊🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    1.2.2024 08:38:22

    😭😭😭🙌🌹🤲🌹❤😢🌙☝️🕊🕊🕊🇵🇸🇵🇸🇵🇸 .."İnsanlarda şeytan vazifesini gören cesetli ervah-ı habîse bilmüşahede bulunduğu gibi cinnîden cesetsiz ervah-ı habîse dahi bulunduğu, o kat'iyettedir. Eğer onlar maddî ceset giyseydiler, bu şerir insanların aynı olacaktılar. Hem eğer bu insan suretindeki insî şeytanlar cesetlerini çıkarabilse idiler o cinnî iblisler olacaktılar. Hattâ bu şiddetli münasebete binaendir ki bir mezheb-i bâtıl hükmetmiş ki: "İnsan suretindeki gayet şerir ervah-ı habîse, öldükten sonra şeytan olur." Malûmdur ki a'lâ bir şey bozulsa, edna bir şeyin bozulmasından daha ziyade bozuk olur. Mesela, nasıl ki süt ve yoğurt bozulsalar yine yenilebilir. Yağ bozulsa yenilmez, bazen zehir gibi olur."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Siracünnur - 126

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı