"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Danıştay’a “iltisak ve irtibat” çarpıtması

Cevher İLHAN
27 Şubat 2024, Salı
Erdoğan’ın önceki hafta daha önce “darbeci katil, onunla asla görüşmem!” dediği Sisi’yle “kardeşim!” diye kucaklaştığı Mısır gezisi dönüşü uçağına aldığı “akredite gazeteciler”e Anayasa Mahkemesi’nin yanısıra Danıştay kararlarını da tanımayacağını ilânı, İliç’teki maden rantı heyelanıyla yoğun siyasi gündemin karamboluna geldi.

Danıştay’ın “’fetö’ ile irtibatlı oldukları” gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 450 hâkim ve savcı hakkında göreve iâde kararı vermesine karşı “AYM kararına saygı duymuyorum” lâfına benzer “AYM’nin aldığı bazı garip kararlarda ‘cumhur ittifakı’ olarak tepkisiz kalmıyorsak, Danıştay’ın kararına da sessiz kalamayız” çıkışı üzerine, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun sözkonusu hâkim ve savcılara yeniden inceleme başlatması siyasetin yargıya müdahale yeniden gündeme getirdi.

Cumhurbaşkanı’nın “hazmedemiyorum” açıklaması, önceki “yargıya gerekli tâlimatı verdik”, “yargıya gerekenleri söyledik, gereğini yapıyor” sözleri gibi “tek kişilik rejim”de Anayasanın 138. maddesindeki “hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve tâlimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz” esasının bütünüyle berhava edildiğini bir defa daha tescilledi.

“HSK HİÇ BİR BİLGİ VE BELGE SUNAMAMIŞ”

Çarpıklıkların başında öncelikle 15 Temmuz” bahanesiyle dayatılan 20 Temmuz “OHAL darbesi” sonrası yedi buçuk yıldır beş bine yakın hâkim ve savcı hakkında devam eden yargılamaların sonunda sadece 450’si hakkında verilen “iâde kararı”nın sanki bir günde verildiği algısını telkinle Danıştay’ın da karalanması geliyor.

Oysa KHK ile ihraçlara 23 Ocak 2017’den sonra yargı yolunun açıldığını ve 5. Daire’nin davalara bakmakla yetkili kılındığını nazara verip “baskı ve tehdit altındayız” diye yakınan bir Danıştay üyesinin, gazeteci yazar İsmail Saymaz’a ifadesiyle, “Dosyalarda somut verilere dayanılmadan meslekten çıkarma işlemlerinin tesis edildiği görülmüş. Yargılama aşamasında, başta HSK olmak üzere belli kurum ve kuruluşlara irtibat ve iltisakına yönelik somut verilerin bulunup bulunmadığı sorulmuş. Davacılarla ilgili bir bilgi veya belge sunulmaması sonucunda -bu kişilerin beraat etmiş olmaları veya haklarında tâkipsizlik kararları verildiği görülerek- yıllara sari şekilde iptal kararları verilmiş…” (Sözcü, 18.2.24)

Doğrusu, bu davalardan bir kısmının beraat ve takipsizlikle sonuçlanmasına rağmen geri çevrilerek “irtibat ve iltisak”la meslekten çıkarılmaları, “tek kişilik rejim”de yargının ne denli vesâyet altına alındığını açıkça ortaya koyuyor. Ve AKP’li Meclis eski başkanlarıyla Adalet bakanlarının “Adalet sarayları yaptık, ama içini dolduramadık”, “mahkemelerin bağımsızlığı ölmüştür” yakınmalarını, yüksek yargı temsilcilerinin “yargıya güvenin sıfırlandığı” hayıflanmalarını haklı çıkarıyor.

YİNE UYDURUK BAHANELERLE…

Keza HSK’nin itiraz ettiği 450 hâkim ve savcının mesleğe dönüşünü Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun henüz gündemine dahi almadığını yazan yazar Müyesser Yıldız’ın “İhraç edilen hâkim ve savcılarla ilgili Danıştay 5. Dairesi’nde 2017’den bugüne kadar 5 bin 112 dava açılmış. Bunlardan 3 bin 799’u reddedilmiş, sadece 435’inde ihracın iptaline karar verilmiş” tesbiti, “Danıştay kararları” bahanesiyle bile bile yargının siyasi maksatlarda suiistimalle “siyasetin sopası” haline getirilerek haksızlığın ve hukuksuzluğun bütün ağırlığıyla dayatıldığını deşifre ediyor. (12punto, 23.2.24)

HSK’nın uygulatıp göreve başlatmasından sonra Danıştay’a yaptığı itirazda sözkonusu hâkim ve savcılar hakkında mahkemelerin bulamadığı ve birer “istihbarat” tâbiri olan “irtibat ve iltisakı” Danıştay nereden, nasıl bulacak?

Belli ki amaç adâletin tahakkuku değil, yargı üzerinden hoyratça siyaset yapılıyor. En son Can Atalay kararında açığa çıktığı gibi Anayasanın açık hükmüne rağmen AYM’nin defalarca teyid ettiği “hak ihlâlleri” kararlarının dinlenilmesinde sırıttığı gibi yargısız infazla, hiçbir hukukta geçerli olmayan “irtibat ve iltisak”la siyasetin istismar malzemesi yapılarak yüz binlerce mâsum insan peşinen “suçlanıp” töhmet altında bırakılıyor.

Okunma Sayısı: 4319
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    27.2.2024 15:29:36

    Türkiye ninhiç dönemde bu kadar vatandaşıı zulüm görmedi. Bu kadar zulmü reva görenlere taraftar olmakla zulme şerik olanların kulakları çınlasın. İhraç edilen 5 bin hakim savcıdan 450 sine göreve iade kararı verilmesine bila tahammül edemeyen vicdana insanlığa yazıklar olsun.

  • S.topuz

    27.2.2024 14:45:46

    ..."Dördüncü günü ve devresi âdileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır." diye, gayet yüksek bir belâgatla ümmetine haber vermiş. Şualar - 587 ..."Rivayetler, Deccal'ın dehşetli fitnesi İslâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiaze etmiş. لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Bunun bir tevili şudur ki: İslâmların Deccal'ı ayrıdır. Hattâ bir kısım ehl-i tahkik İmam-ı Ali'nin (R.A.) dediği gibi demişler ki: Onların Deccal'ı Süfyan'dır. İslâmlar içinde çıkacak, aldatmakla iş görecek. Kâfirlerin Büyük Deccal'ı ayrıdır. Yoksa Büyük Deccal'ın cebr ve ceberut-u mutlakına karşı itaat etmeyen şehid olur ve istemeyerek itaat eden kâfir olmaz, belki günahkâr da olmaz."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Şualar - 585 Allahümme ecirna min fitneti AHIRIZZAMAN...! Amiiin!

  • seyfi doğan

    27.2.2024 14:35:20

    Allah razı olsun kaleminize kuvvet versin. Bu tek adem rejimini yerel seçimlerde CHP ye oy vererek iyi bir ders vermek gerekiyor. KHK ile ihraçların tamamının geri dönmesini , Yurt dışında bulunan hizmet ehli olanların tekrar Türkiye'de hizmete devam etmesi lazım. Burada Demokrat Partiye de iş düşüyor. Biraz önalana neden çıkmıyor ?Gazetemiz gerekli inisiyatifi almasına rağmen onların söylemlerini pek istediğimiz ölçüde göremiyoruz maalesef. Avrupa ve Amerika'daki dostlarımız bizden hareket gelmediği sürece seyrederler vesselam...

  • Semanur Tunoğlu

    27.2.2024 11:29:11

    Fetö ile hiç alakası olmayan insanların KHK ile işlerinden olması kabul edilemez bir zulümdür. Bu zulümde iktidar kadar fetö yapılanmasının da payı vardır. Fethullah Gülen kaçak yaşayacağına ülkeye gelip adalet önünde hesap verseydi iş bu raddeye gelmezdi.

  • Oğuz Yiğiter

    27.2.2024 07:50:07

    Avrupa İnsanları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi ile Danıştayın; evrensel hukuk normlarına riayetle verdiği kararlarla, tek adam rejiminin foyasının meydana çıktığı durumlarda, suç üstü psikolojisiyle fena halde hırçınlaşıp korku ve göz dağı mekanizmasını harekete geçirerek, hukukta normalleşmenin önünü kesmek için hemen düğmeye basıp bir seri "..öcü" operasyonların başlatılması artık "bayat numarlar" olduğunun anlaşılmadığını mı sanıyorlar? Gerçekten "tarzan zorda" sözünü haklı çıkaran haller. Yırmibirinci yüzyılın ilk çeyreğinde ve bu iletişim çağında nereye kadar...?

  • Erhan

    27.2.2024 06:07:48

    Yazıklar olsun, binlerce defa yazıklar olsun. Sureti haktan görünüp, suçu günahı olmayan yüzbinlerce insanın yurdunu yuvasını dağıtan, milyonlarca insanı fişlemek için dava açan bir zihniyet, kime, neye hizmet ediyor merak ediyorum. Konu ile alakalı meclis komisyonunun kurulmasından ısrarla kaçınıldığı, meclis tutanaklarının buharlaştırıldığı, artık bir çok insanın kabul edip el insaf dediği, sahne alan herkesin mükafatını aldığı, herşeyin gün gibi ortada olduğu, bir yaşanmışlıkla alakalı, halen milleti kör alemi sersem sanırlar. Biz iflah olmadık, olmuyoruz, olmayacağız.tüm zalimler için Ya Kahhar.

  • Arif

    27.2.2024 02:39:53

    Şeytanın bile bahane etmekten ar duyacağı uyduruk isnatlarla yapılan saf kötülük. KHK ZULMÜ. Asrın değil insanlık tarihinin en vahşi insanlık ayıbıdır. Maalesef ekseriyetin desteği ile yapılmış ve Gayretullaha dokunmuştur. Bu ayıpta ısrar edenlere yazıklar olsun. Artik Allah a havale edildiler. Başta Kazım beyefendi olmak üzere Asrın yiğitlerine de selam olsun. Vesselam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı