Provokasyon, bu kez Telafer üzerinden ateşleniyor. Batılı kaynaklar, önce Irak merkezî hükûmetinin desteğindeki 120 bin milisi olan Irak’taki Şiî gruplarının çatı örgütü Haşdi Şabi’nin büyük çoğunluğu Sünnî olan 200 bin nüfuslu Türkmen şehri Telafer’e girip katliâm yapacağı şâyiasıyla alevlendiriliyor.

İki yıl önce -6 Haziran 2014’te- IŞİD işgalinden kaçan Şiî Türkmenlerin intikamla Sünnî Türkmen sivillere katliam yapacağı tahriki, Batı medyasından iktidara ilişik medyaya pompalanarak provokasyonlara zemin hazırlanıyor. (Reuters, 19.10.16)

Bundandır ki, 17 Ekim’de başlayan operasyonla Musul’un üç taraftan kuşatılmasına karşı Batı tarafının açık bırakılıp, –Suriye’nin parçalanmasıyla oluşturulacak “uydu IŞİD devleti” stratejisiyle- militanlarının Telafer - Sincar hattından Rakka’ya ve Suriye’nin güneyine kaydırılması taktiği güdülürken, haftalardır mezhep husûmeti körükleniyor…

ŞİMDİ DE TELAFER ÜZERİNDEN…

Irak ve bölgedeki askeri kaynaklarca yalanlanmasına rağmen, halen Telafer’e 75-100 kilometre mesafedeki “Şiî milislerin Telafer’e ilerlediği,” hatta “saldırdığı” şâyiası kasıtlı yaydırılıyor. En son Türkmen komutanları başta olmak üzere örgütten, “amacın, Musul ile IŞİD’in Suriye’deki kalesi Rakka arasındaki ikmal hattı bağlantısını kesip takviyeyi engellemek, Musul’dan Suriye’ye kaçmaya çalışan IŞİD militanlarını durdurmak” olduğu açıklamalarının tersine çarpıtmalar devam ediyor. “Haşdi Şabi’den Telafer hücumu” ve “korkulan oldu!” tahrikleriyle Türkiye operasyona itiliyor. (Sputnik, 1.11.16) O denli ki, İngiliz haber ajansı Reuters’in, “IŞİD’le işbirliği” gerekçesiyle Şiîlerin Sünni Türkmenlere intikam saldırılarında bulunacağı” iddiasıyla günlerdir “Telafer operasyonunun Ankara’yı alarma geçireceği” ileri sürülerek gerginlik tırmandırılıyor.

Öncelikle Telafer’in Türkiye için hassas bir Türkmen şehri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanının, “Telafer’de Türkmen kardeşlerimiz ikiye bölündü. Yarısı Şia, yarısı Sünnî; orada mezhepler çatışması var. Haşdi Şabi burada terör estirirse kesinlikle cevabımız farklı olur” diye konuşması, Türkiye’nin çıkarılacak bir mezhep savaşına müdahalesi endişelerini arttırıyor. (gazeteler, 26-29,10.16)

Bu açıdan Irak’ta ve Suriye’de mezhepçi yaklaşımların tehlikesini nazara veren Dışişleri Bakanının, “Telafer ve diğer bölgelerde saldırıyla bize yönelik bir tehdit oluşursa elbette tedbir alırız” ifâdesiyle şehrin Haşdi Şabi’ye geçmesinin mezhep savaşına sebep olabileceğini söylemesi çarpıcı. (AA)

Keza Millî Savunma Bakanı’nın, “Türkiye’nin kırmızı çizgilerinin aşılmasına ve operasyon fırsatıyla yabancı unsurların zemin kazanmasına müsaade edilmeyecek” ifâdesi de bunun ikrarı.

Kısacası, tuzak şimdi de “Telafer’i kurtarmak” komplosuyla kuruluyor…

TÜRKİYE GİRDABA ÇEKİLİYOR!

Bu arada ABD ve Batılı işgal ortakları güdümündeki Irak merkezi hükûmeti Başbakanı İbadi’nin, Türkiye’nin sınırda askerî yığınağa tepki gösterip, “Irak’ın işgali Türkiye’nin parçalanmasına sebep olur. Türkiye ile karşı karşıya geliriz ve o zaman savaş olur” çıkışına, Bakan’ın “Kabadayılık yapmaya kalkıyor” sert cevabı ile, iş peşpeşe karşılıklı kışkırtmalara dönüşerek ateşin üzerine benzin dökülüyor.

Nitekim son günlerde Anadolu illerinden tank ve zırhlı birliklerin, iş makinelerinin Şırnak – Silopi’ye ve Irak sınırına yığdırılması bunun sinyallerini çakıyor.

Olup bitenler, bölgenin mezhep savaşına ne denli teşne edildiğini bir defa daha açığa çıkarıyor. En vahimi de Türkiye emperyal ecnebilerin dinamitlediği bölgedeki mezhep çatışması girdabına çekilmek isteniyor.

Ankara ve Bağdat çok dikkatli olmalı; iki Müslüman komşu ülke üzerinden kurgulanan ve topyekûn bölgeyi saracak menhus mezhep savaşı oyununa gelmemeli…