Stantta kitaplarımı imzalarken, öylesine bakıyordu. Belli ki, konuşmak için fırsat bekliyordu. 

Elinde tutunduğu bastona dayanmasına rağmen, dakikalarca ayakta durdu ve stanttaki yoğunluğun dağılmasını sabırla bekledi. 

Sonunda, etrafımdaki kalabalık dağılınca, fırsatını bulup, “Tanıdın mı beni?” dedi.

“Hayır” dediğimde gülümsemesini bozmadan, “Ben Zübeyir’in annesiyim” dedi.

Hemen yerimden fırladım, “Çok özür dilerim, bu yoğunluktan tanıyamamışım sizi” dedim. Yanımdaki boş iskemleye oturttum.

Geçmişten sohbet ettik. Gazetemizi gün gün takip ettiğini söyledi. “Çıktığı günden beridir gazetemizi her gün alır, sayfa numarasına kadar okurum” dedi.

“Her yazarı okur, notlar alırım. Özellikle senin köşeni takip ederim.”

Şükran Abla, ilan sayfalarına varıncaya kadar gazetemizi titizlikle okuduğunu söylerken, gözlerinin içi parlıyor. Söylediği her sözü sanki yeni hayata atılan bir gencin heyecanı ile özenle dinledim. Nasihat vermekten kaçınan, ama tecrübelerini aktarmayı şiar edinmiş bir Osmanlı hanımefendisi.

…

“Geçmişe takılmamak lazım” diyor. Havada uçuşan sözlere uçar gider. Kavgalar olur, ama “müsalâha” da olmalı. Özetle böyle diyor Şükran Abla.

En son telefon konuşmamızda da “rahatsız” etmekten hicap duyan bir ses tonu vardı sanki. Köşemizin takipçisi olduğunu hissettirircesine, “Başlamışsın yazılara” dedi. “Devam et yazmaya. Seni veya diğer yazarları okumuyoruz zannetmeyin. Sesimiz çıkmıyor belki, ama yazılarınızı takip eden yüzlerce insan var” diyordu. 

Şükran Abla iyi bir okuyucu… İyi bir Nur Talebesi ve bu dâvânın sessiz takipçilerinden. 

Bu takip, sanal takipçiliğe de benzemez. Yeni Asya okuyucusu, atılan her adımın hesabını sessiz vicdanlarda soran bir kitledir.

…

Bu yüzden Yeni Asya yazarları, yazılarına dikkat etmek zorundadır. Çünkü omuzlarımızda bir misyon yüklü. Bizler, öyle rastgele kalem sallayamayız. Rastgele konuşamayız. Rastgele fikrî tartışmalara giremeyiz. Çünkü, bizler Risale-i Nur gibi bir dâvânın takipçisiyiz.

Yeni Asya gazetesi yazarı olmak ayrıcalıktır. Bu ayrıcalık, ne olursa olsun, şahsî menfaatlere alet edilemez. Edenler zaten uzun ömürlü olmadı. 

…

Şükran Abla, sessiz okurların sesi gibi… Ama aynı zamanda Risale-i Nur dâvâsının yılmaz savunucusu merhum Avukat Bekir Berk’in de muhterem eşleri.

Kendisine Rabbimden uzun ve hayırlı bir ömür diliyor, dualarını bizden eksik etmesin diyorum.