Ah be insan!
Niye bu hal bu deniyyet
Bulaşmış ki şu insana?
Yakışanı medeniyet
Değil midir şu insana?
Madem öyle nedir derdin?
Söyleyesin çare gele
Yiğitleri yere serdin
Ne geçti ki şimdi ele
Ah be insan dönüver gel
Doktor sarsın “kalp yaranı
Tövbe et ki silsin bir el
Alnındaki şu karanı
Bir hareket bekliyorum
“Yeter” diyen bir sedayla
Harfi harfe ekliyorum
Şairce bir eda ile
Ateşini bolca derme
Yakacaksın sen kendini
Kalan günü sele verme
Kurtarasın gül bendini
CEYHUNÎ der hitabını
Aşmayası haddi sözün
Sağlam oku Kitabını
Bozulmasın temiz özün
Mustafa Avcu (CEYHUNÎ)
***
Dost
Gönül tarlasına bir tohum ektim,
Zira yeşilliği istiyorum dost.
Kur’ân deryasından kalbe Nur çektim,
Çünkü Nurlu olmak istiyorum dost.
Şair olup şiir yazmak isterim,
Şu âlemi hepten gezmek isterim,
Ölmeden mezarım kazmak isterim,
Ben de bakiliği istiyorum dost.
Fâniyim dünyada, biliyorum ben,
Fakat istiyorum, ebedî neden,
Korkulan mezara bir gün girmeden,
Tam bir hazırlığı istiyorum ben.
Ali Asmaz
***
Yeni Asya benimdir
O Yeni Asya gazetesi benimdir
Nurun dairesi benim yerimdir
Elif ilâvesi sohbet ve şiirlerin yeri
Elif’in şairleri hepsi benim pirimdir
Yeni Asya ilk mektebim, okulum
Beşerim, hata yapan bir kulum
Yeni Asya’dır beni Nur’larla bağladı
Savunmasam hatalıyım mes’ulüm
Yeni Asya petek verdi bal verdi
Siper oldu, Camiamıza kan verdi
Hain kuvvetler devreye girince
İçerden, dışardan hep zarar verdi
O, Asr-ı Saadet Resulün talebesi
Cedlerin ceddidir âlemlerin reisi
Risale-i Nuru oku hizmete sarıl
İmanla kabre girmektir en iyisi
Ziyaret yeri Uhud, Hendek ve Bedir
Ziyaret edin ey Hamzalar, ey Tahir
Sadâkalar verilir kurbanlar ve adak
Yetiştirdi Ömer, Ali, Osman, Ebubekir
Kalplerimizi birbirine sevdir Ya İlâhî
Zalimlerin zulmü sürüyor var mı izahı
Bombaların altında masumlar inliyor
Zalimler bir gün tokat yer vallahi
Tevfik Boz
***
Uç beyaz güvercinim
Uç beyaz güvercinim...
Gökyüzü senindir...
Kanatlarında ki ihtişam...
Rabbinin eseridir...
Kanadın kırıksa eğer...
Yaradana tutun...
Çünkü o tüm kırıkların tek merhemidir..
İnadına çırp kanatlarını..
Açıl maviliğin sonsuz coşkusuna...
Bulutların üzerinde gezin...
Fehmet, anla...
Var kâinatın muazzam dokusuna...
Uç beyaz güvercinim...
Gökyüzü senindir...
O gözlerini halk eden...
Kimdir, hangi mahirdir...
Elbette biliyorsun
Bu acip işleri yapan...
Senin ile benim sahibimdir..
Uç beyaz güvercinim...
Gökyüzü senindir...
Seni uzaklara göç ettiren
Levhasız, işaretsiz, yolsuz...
Kimdir..?
Öyle bir rehberin var ki...
Hiç şaşmaz oda...
Sevk-i İlâhidir...
Erkam Yıldırım
***
Şairin Beyanı
Şairin gönlünde bir nehir çağlar
Kaynağı kalbinden çıkmış gibidir
Kalemi titrerken yüreği dağlar
O mana kaynayıp akmış gibidir.
Böyledir şairler sever insanı
Edepli edibin budur ihsanı
Gönlünde gül çoktur yoktur noksanı
Boynuna bir deste takmış gibidir
İçinde bir yeri titreyip dursa
Hisleri dışına söz olup vursa
Bir manâ kasrına şiirle varsa
Hitabet tahtına çakmış gibidir
Bir şair bir şahsa hal hatır sorsa
Hak söyler sözüyle her ne diyorsa
Kelâmı nazmedip dışına vursa
Derdini dostuna dökmüş gibidir
Gurbeti düşünür vuslatı anar
Yüreği ateştir köz olur yanar
Bu hali görenler belki de kınar
Bağrını yarmış da bakmış gibidir.
Kimseden bahsetmez ileri geri
Burası olmasın gıybetin yeri
Bir şeyler söylerse şairin eri
Beyanla hasmını yakmış gibidir.
Bedri Tahir Adaklı