Ramazan sohbetleri...
“Kıyamet günü siz, isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Bu sebeple isimlerinizi güzelleştiriniz!”
(Hadis-i Şerif )
İnsanlar isimleri ile müsemmadır. Bu sebeple çocuklarımıza güzel isim koymanın sünnet olduğu söylenir.
“Ramazan” çocuklarımıza en çok koyduğumuz isimlerden birisidir. İsimlerimiz bazen bize uğur getirir yüzümüzü güldürür.
Bazen de başımıza türlü işler açarak, olmadık işlerle bizi karşı karşıya getirir.
Ancak “Ramazan” isminin bir insanı zindana atabileceği kırk yıl düşünülse akla gelmez.
Olur mu canım “Ramazan ismi neden bir insanı hapse atsın” demeyin. Olur.
Bakın kin ve düşmanlık birde üstüne cehalet eklenince, insanları ne hale getiriyor.
İşte size Üstadın hayatından trajikomik bir hatıra.
Yıl 1935
Said Nursî ile birlikte bazı arkadaşları tutuklanarak cezaevine gönderilir. Arama esnasında üzerinde “Ramazan’a aittir” yazılı bir kitap bulunur. Zaptiyeler okuyamadıkları için, kitabın ne olduğunu anlayamazlar.
“Ramazan” isimli şahsa ait olduğu düşünülerek her yerde aramaya başlarlar.
Nihayetinde Isparta’nın köylerinden birinde Ramazan isimli ve hiçbir şeyden haberi olmayan gariban birini bulurlar.
Kitabın ona ait olduğu düşünülerek, tutuklanıp Eskişehir Cezaevi’ne gönderilir.
Aradan iki ay geçer ve kitabın “Ramazan Risalesi” olduğu anlaşılır.
Masum ve mazlûm köylü Ramazan serbest bırakılır.
Bediüzzaman Hazretleri onu gördüğünde tebessüm ederek “Kardeşim Ramazan hakkını helâl et” diyerek teselli eder.