"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu kadar abartmaya gerek var mı?

Faruk ÇAKIR
25 Şubat 2015, Çarşamba
Suriye toprakları içerisindeki yer alan ve hukukî olarak Türkiye toprağı sayılan Süleyman Şah Türbesi’ne (Süleyman Şah Saygı Karakolu) düzenlenen operasyon, ‘bir kısım medya’ tarafından “3. Dünya Savaşını kazanmak”la eşdeğer görüldü.

Milletçe kazanacağımız her türlü zaferden, başarıdan elbette biz de memnun ve mutlu oluruz. Fakat, hadise bir kısım medyanın anlattığı gibi midir?

Bu operasyonun Türkiye’ye ne kazandıracağı ya da ne kaybettireceğinin tartışması ve tahlilini, tecrubeli diplomatlara, dış politika uzmanlarına bırakıp, hadisenin medyaya yansıyan yönündeyi yanlışa dikkat çekmek gerekecek. Önce, medyaya yansıdığı kadarıyla hadiseyi hatırlayalım: Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah, vaktinde ve zamanında Fırat Nehrini geçerken şehit düşmüş. Türkiye ile Fransa arasında 1921’de imzalanan Ankara Antlaşması ve 1923 Lozan Antlaşması gereğince Süleyman Şah’ın mezarının bulunduğu (Suriye’deki) Caber Kalesi’ndeki türbe, Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edilmiş. Sonraki yıllarda ‘baraj sularının altında kalma’ gibi çeşitli sebeplerle Suriye ile yeni anlaşmalar yapılarak türbe/mezar yeri iki defa (1936 ve 1975) yer değiştirmiş. 

Son hadise, Suriye’de ‘iç savaş’ın başlamasıyla ortaya çıktı. Bölgeyi kontrolü altına alan örgüt, türbeleri bombalayarak yerle bir etmekle meşhur olmuş. Böyle feci bir hadise yaşanmasın diye, Süleyman Şah’ın mezarı ve ‘müze’de bulunan eserlerin nakledilmesine karar verilmiş. Neticede, 572 personel, 100 zırhlı araçla Türkiye sınırına 37 km mesafedeki ‘Türkiye toprakları’na gidilip ‘nakl-i kubûr’ gerçekleştirildi ve operasyonu yapanlar bir kaç saat içinde Türkiye’ye döndü. Yine, Suriye topraklarında ama Türkiye sınırına 150 metre yakındaki Suriye Eşmesi Köyünde yeni bir yer çevrilip oraya bayrak dikildi. Bir kaç gün içinde mezar yeri hazırlanıp şu anda Türkiye tarafındaki bir karakolda bekletilen ‘emanet’ler oraya defnedilecekmiş. Dolayısı ile “Süleyman Şah Karakolu” sınıra 37 km uzaklıktan, 150 metre yakına taşınmış oldu. 

Tabiî ki bunlar, kamuoyu ile paylaşılan bilgiler. Şimdilik gizli kalan bilgiler, önümüzdeki günlerde ya da aylarda ortaya çıkar. Bu bakımdan, idarecilerin yaptığı açıklamaları ihtiyatla karşılamakta fayda var.

Bir kısım medya bu hadiseyi aşırı abartma ihtiyacı duymuş. Oysa, “Mübalâğa (aşırı övgü) zemmi zımnıdir.” (Sözler, Lemeât, s. 656) Yani, gizlice kötülemek anlamına gelir!

Meselâ bir gazete, “Dünya saygı duruşunda” manşetini tercih edip; “Türkiye, Suriye topraklarındaki Süleyman Şah Saygı Karakolu’nu parmak ısırtan bir operasyonla tahliye edip, ‘Bölgede oyunu ben kurarım’ mesajı verdi!” demiş. Yetmemiş, “Talimat başkomutan’dan” demiş. 

Bu kadar abartmaya gerek var mı? Türkiye, Suriye topraklarına “bütün dünyaya rağmen” mi girdi? “Dünyayı karşısına alsın, savaşsın” demiyoruz; ama hadiseyi olduğu gibi anlatmanın ne zararı var? Hiç kimse, Suriye topraklarındaki ‘Türk toprağı’nda görev yapan askerlerin esir alınmasını ya da Allah muhafaza etsin, başlarına kötü bir şey gelmesini istemez. İtiraz edilen nokta, gerçeklerin gizlenmek istenmesi ve hadisenin abartılmasıdır. Madem öyle, bu kadar büyük operasyona imza atanlar; Türkiye’yi tehdit eden ve Kuzey Irak’ta ikamet eden anarşistlere de benzer bir operasyon yapmayı niçin düşünmez?

“Uluslar arası hukuk”taki yerin nedir, bilemem; ama boşaltılan karakola karşılık, yeni ihdas edilecek olan (Suriye Eşmesi’ndeki) yeni karakolun hukukî statüsü nedir? Bu hadise Türkiye’nin önüne  yeni problemler çıkarır mı?

Abartılı manşetler atarak iç kamuoyunu tatmin etmek belki mümkündür, ama unutmayalım ki dünya bir köy haline gelmiştir ve dünyanın ne dediği de önemlidir...

Okunma Sayısı: 1906
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    25.2.2015 07:15:12

    Ooo ahiretlerini bile kurtardılar amma ters köşeden.İşlenen cinayetlerin müsebbiblerinden biri bizdeki kardeş kavgasına odun taşıyan üfürükçülerdir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı