"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çokluk mu, kalite mi?

Faruk ÇAKIR
24 Nisan 2018, Salı
Kulağa hoş gelen bir haber var.

Buna göre 15 yeni üniversite kuruluyormuş. Haberin ayrıntısına bakıldığında üniversitelerin yeniden kurulmaktan ziyade, var olan ‘büyük’ üniversitelerin bölünmesinden, bazı binalara yeni isimler asılmasından ibaret olduğu anlaşılıyor. Konu ile ilgili olarak hazırlanan tasarıya göre İstanbul, Gazi, İnönü, Karadeniz Teknik, Selçuk, Dumlupınar, Sakarya, Erciyes, Mersin ve Sütçü İmam Üniversitelerinden 10 yeni üniversite doğacak. Ayrıca Gaziantep, Sivas ve Samsun’a üç yeni devlet üniversitesi kurulacak. İstanbul ve İzmir’e ise iki yeni vakıf üniversitesi gelecek. (Hürriyet, 20 Nisan 2018)

Acaba var olan ‘büyük’ üniversitelerin bazı bölümlerini ‘yeni üniversite’ olarak ilân, yeni tabelâlar asmak Türkiye’nin karşı karşıya olduğu eğitim problemini çözmeye yeter mi? Böyle bir adımı atmanın haklı ve ikna edici bir gerekçesi var mı?

Üniversitelerin bölünmesine itiraz edenler de var elbette. Hem de iktidarı destekledikleri halde itiraz edenler var. Meselâ, Star yazarı Sibel Eraslan, “İstanbul Üniversitesi’nin bölünerek bazı fakültelerinin yeni kurulacak bir başka üniversiteye dahil edilmesine karşıyım. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi tarihi simgesel anlamıyla iftiharımızdır...” de- miş. (@sibeleraslan, 20 Nisan 2018)

“Yeni üniversite kursak, tarihi üniversiteyi bölmek de nedir ki?” diye soranlar da var, ama maalesef Türkiye’yi idare edenlerin “Millet ne düşünüyor?” diye sormak akıllarından geçmiyor. Büyük üniversiteleri idare etmenin kolay olmadığı söylenerek böyle bir adım atılıyorsa, bütün bu üniversiteleri idare etme yetkisinin  Ankara’ya YÖK’e verilmiş olması nasıl izah edilecek? Üstelik bu kararlar, üniversite rektörlerinin ‘Ankara’dan  seçilmesine rağmen yapılıyor. Ankara, kendi yetkisine dayanarak tayin ettiği rektörlere iş yaptıramıyor mu ki bu üniversiteleri bölme yoluna gidiyor? Tabiî ki “Üniversiteler büyüdü, hantal oldu. Artık iş yapılmıyor” diye düşünülüyorsa bu sorular sorulur. 

Son yıllarda her şehirde üniversiteler açıldı. Eğitime önem verilmesi ve üniversitelerin bütün Türkiye’ye  yayılması elbette önemlidir. Ancak sadece üniversite açmanın çare olmadığı da görüldü. Bazı üniversitelerde  yeterli sayıda öğretim üyesi olmadığı ve bu durumun eğitimi aksattığını Türkiye’yi idare edenler de görüyor  ve söylüyor. O halde bu meselelere kalıcı çare bulmak gerekir. 

Gerçekten ihtiyaç duyulduğunda üniversiteler elbette bölünebilir. Fakat bu hem zamana yayılarak hem de millet, oradaki öğretim üyelerine sorularak yapılsa çok daha iyi olmaz mı? “Üniversite sayısı artsın, 200’ü aşsın” diye eski üniversitelerden yeni üniversiteler çıkarmak pek de isabetli görünmüyor. Türkiye’yi idare edenler daha çok üniversite açmak yerine daha kaliteli eğitimin yollarını aramalıdır. Ki burada yeni açılan üniversitelerden ziyade var olan üniversitelerin bölünmesi, yeni adlar verilmesi ile karşı karşıyayız.

Üniversitelerin bölünmesine itiraz edenlerin açtığı imza kampanyasına on binlerce kişi destek vermiş. Kampanya metninin birinde şöyle denilmiş: “Şu an dahi akademik kadrosunun büyük bir bölümünü kaybetmiş olan fakültemizin bu durumdan sonra ne halde olacağını kestiremiyoruz. Gelin bu tarihî kurumu olduğu yerde, yani Çapa’da, bağlı olduğu üniversite olan İstanbul Üniversitesi altında yenileyin.”

Genel olarak eğitim sistemi ve özel olarak da üniversite eğitimine mutlaka neşter gerekir, ama bunun yolu  üniversiteleri bölmek midir?

Okunma Sayısı: 2937
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı