"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Daha kötüsü ne olabilir?

Faruk ÇAKIR
27 Eylül 2018, Perşembe
2015’e büyük bir siyasî krizle giren Yemen, dünyanın en fakir ülkelerinden biri.

Konu hakkında yazılan notlara göre ülkenin kuzeyindeki Şiî Husi hareketi Eylül 2014’te başlayan ayaklanmasının sonucunda Ocak ayında Yemen’in başşehri Sana’yı ele geçirdi.

Sonraki gelişmeler hep Yemen halkının aleyhinde oldu. Suudi Arabistan ve müttefikleri Yemen’e yönelik askerî operasyon başlattı. 10 ülkenin katıldığı operasyonda İran destekli oldukları ifade edilen Şiî Husilerin denetimindeki yerler havadan bombalandı. ABD de operasyona destek veren ülkeler arasında.

Maalesef Yemen’de ölenler de Müslüman öldürenler de. Gruplar arasındaki ihtilâf ülkeyi fakirliğin de dibine çekmiş durumda. Hemen her bombalamadan sonra masum sivilleri, çocukların ve kadınların öldüğüyle ilgili haberler duyuluyor. Bütün bu olumsuz haberlere rağmen Yemen’de nelerin yaşandığını tam olarak  bilemiyoruz. Bazı başka ‘savaş’lar Türkiye’yi idare edenlerin gündemini meşgul etse de, Yemen meselesi hemen hiç tartışılmıyor. Acaba bu noktada devreye girip Yemen’de masum insanların, çocukların ve  kadınların bombalanmasına mani olunamaz mı?

Yemen’de yaşananlar Türkiye’nin gündeminde olmasa da, haklı olarak pek çok hadise karşısında suskun kalan ve her gün kınadığımız Birleşmiş Milletler’in gündemine girmiş durumda. Şimdilik netice alınamamış olsa da çeşitli açıklamalarla orada yaşanan zulüm insanlığın gündemine taşınıyor. 

Meselâ, BM İnsanî İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, ‘’Yemen’de insanlar yiyecek hiçbir şey bulamadıkları için ot ve ağaç yaprağı yiyor, kıtlığa karşı mücadeleyi kaybediyoruz” demiş. (www.ntv.com.tr, 22 Eylül 2018)

İç savaşın devam ettiği ve nüfusunun üçte birinin insanî yardıma muhtaç olduğu Yemen’de insanların yiyecek hiçbir şey bulamadığı için ‘’ot ve yaprak yediği’’ açıklandığına göre acaba daha kötüsü de olabilir mi? İslâm dünyası, Türkiye ve tabiî ki bir bütün olarak insanlık Yemen’de yaşananlara karşı ne zaman harekete geçmeyi düşünür? Yemen’de insanlar ot ve yaprak yerken biz İstanbul’da, Almanlar Berlin’de, Avustralyalılar Sidney ya da Melbourne’da huzurlu bir şekilde uyuyabilirler mi? diyelim ki uyudular ve uyuduk, bu durum insanlığa sığar mı?

BM Güvenlik Konseyi’ni Yemen’deki insanî duruma ilişkin bilgilendiren Mark Lowcock, dünyanın en büyük insanî krizlerinden birinin yaşandığını hatırlatmış ve bu durumun ‘’alarm verici’’ olduğunu kaydetmiş. Bu uyarıya, bu ikaza, bu sarsıcı bilgiye rağmen Yemen’de yaşananlara kulak tıkamak mümkün mü?

Bu olumsuz tabloya ortadayken Uluslararası Kriz Grubu Yemen Danışmanı Peter Salisbury da bir açıkla yapıp Yemen’deki durumun yeni çatışma ihtimalleri sebebiyle daha kötüye gidebileceğini ifade etmiş. Taraflar arasında çıkacak yeni bir çatışmanın Yemen halkı için büyük bir risk ortaya çıkardığını anlatan Peter Salisbury, Yemen’de felâketin önüne geçmek için Birleşmiş Milletler’in (BM) hızlı ve etkin müdahalesinin  kaçınılmaz olduğunu da hatırlatmış.

Yemen halkının ‘ölümlerden ölüm beğen’ ikilemiyle karşı karşıya kalmış olması bütün insanlığın derdi olmalı ve mümkün olan en kısa zamanda bu savaş sona erdirilmelidir. Biz kavli duâlarımızla, idarecilerimiz de fiilî duâlarıyla ve diplomatik yollarla bunu sağlamaya çalışmalı. Daha kötü bir Yemen olmasın...

Okunma Sayısı: 2816
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı