"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dengesizliğin faturası

Faruk ÇAKIR
18 Haziran 2018, Pazartesi
Her ülkede olduğu gibi ülkemizde de ekonomideki gelişmeler her zaman yakından izlenir.

Başka konularda  tepki göstermeyen insanlar ekonomideki daralma ya da kriz sebebiyle “Ne oluyoruz?” sorusunu sorar ve neticede bir kriz varsa bunun hesabını sandıkta sorar. Geçmiş yıllar buna güzel bir örnek olarak karşımızda duruyor.

İçinde bulunduğumuz süreç de bunu hatırlatıyor. Uzmanların da ifadesiyle ekonomideki gelişmeler, olumsuzluklar ve krizler rey verenlerin tercihini etkiliyor. Millet ekseriyetinin ekonomiden ziyade hak, hukuk ve adaleti önemsemesini arzu ederiz, ama maalesef hayatın gerçekleri farklı. Büyük çoğunluk cebine giren para miktarına göre tavır alıyor. Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının uzun dönemde bu anlayışı değiştirmek için gayret sarf etmesi gerekir.

Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak, internet üzerinden yayın yapan  Medyascope.tv’de katıldığı bir programda artık yatırım yapılamadığına dikkat çekmiş. Türkiye’de artık  insanların “Makine alayım, şirketimi genişleteyim, yeni üretim tesisi kurayım” demediğini belirten Gürkaynak, “Böyle bir şey görmeyişimizin nedeni de faizin yüksek olması değil memleketin bayağı yaşanmaz hale  getirilmiş olması. İnsanlar yaşamaktan korktukları yerde elbette yatırım yapmaktan da korkuyorlar” demiş. (medyascope.tv, 13 Haziran 2018)

Türkiye’nin yaşanmaz hale geldiği yolundaki tesbit büyük ölçüde itiraz görür. Ancak hal ve gidişin iyi  olmadığını idareciler de bilmeli. Belli bir kesim için ‘Her şey yolunda’ olsa da bazıları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. 

Muhalif görüşleri dile getirdiği için bir kişi dahi olsa görevinden uzaklaştırılıyorsa orada bir yanlışlık olduğu akla gelmez mi? Darbe ve benzeri iddialarla hiç ilgisi olmadığı halde KHK ile mesleğini yapamaz hale gelen üniversite öğretim üyeleri yok mu? Böyle gelişmeler en başta iktidara fikren muhalefet edenleri mağdur etmiş olmaz mı? Bu durumda olan yüzlerce, belki de binlerce kişi yok mu?

Son dönemde yaşanılanların önceki 10 yılı anlamadan anlaşılamayacağına da dikkat çeken Prof. Dr. Gürkaynak şu tesbitleri de yapmış: “Genel otoriterleşme, tüm yetkilerin önce bir partide sonra tek kişide toplanmasının bir sonucu, aslında ülkedeki hiçbir kurumun işini yapamaması. Kurun böyle olmaması için enflasyonun kontrol altında olması lâzım. Enflasyonun kontrol altında olabilmesi için Merkez Bankası’nın işini yapabilmesi lâzım, bunu yapacağına güven duyulması lâzım. 2 aydır gördüğümüz şey, 10 yıldır sistematik olarak bozduğumuz şeylerin bozukluğunu kuvvetle fark etmemiz ve bunları sistematik olarak düzeltmek  yerine, seçime kadar idare eder şekilde düzeltmeye çalışmanın sonuçları.”

“Şu anda Türkiye yapısal sınırlarında” diyen Prof. Dr. Gürkaynak’ın çare olarak Avrupa Birliği’ni göstermesi de önemli: “Bizim üretimimizi kısıtlayan şey talep eksikliği değil artık. ‘Fabrikalar, çalışan insan burada, ama neden üretim yapmıyorlar’ değil mesele. Fabrika orada değil zaten, biz yatırımı apartmana yaptık. (...)  Bunlar iktisadî sorunlarımızın sonuçları değil, siyasî sorunlarımızın iktisadî sonuçları. (...) Türkiye ekonomisi 2000-2007’ye kadar bir yandan hızlı büyürken bir yandan enflasyonu düşürmeyi başardı. Diğer yandan  Avrupa Birliği ile yakınlaşma, idamın kaldırılması, özgürlüklerin arttırılmasıyla memleket bir yandan insanlar için yaşanır bir yer, üreticiler için yatırım yapılır bir yer oldu. (...) 2007’ye kadar böyleydi. Sonra  durduğumuz bir dönem var, 2010’a kadar. Sonrasında ise yaptıklarımızı bir bir geri almaya başladık.”

Akıl için bir olan yolu tercih etmek hepimiz için en iyi olanı...

Okunma Sayısı: 3317
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı