"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Göğü delmenin cezası

Faruk ÇAKIR
01 Ekim 2017, Pazar
Ölçüsüz ve plansız şekilde yüksek binalar yapmakla sadece büyük şehirleri yaşanmaz hale getirmedik. Aynı zamanda bu anlayışı vatan sathına yayarak bütün Türkiye’ye kötülük ettik. Artık en küçük kasabadan en büyük şehirlere kadar her yerde ‘daha yüksek katlı bina yapma’ yarışı var.

Sözlerimizle değil, icraatlarımızla çevreye dost olmadıktan sonra ne ekonomik kalkınmayı sağlayabiliriz, ne de başka dertlerimizi çözebiliriz. Yıllar geçtiği halde İstanbul gibi büyük bir şehrin en önemli dertlerinden biri olan binaların yenilenmesi çalışmasını bu sebeple yapamadık. Bilhassa 1999’daki Marmara Depremi’nden sonra belki de bin defa gündeme gelen ve her defasında söz verilen depreme dayanıklı şehirler kurulabilmiş değil. 

Deprem bölgelerinde olan şehirlerin böyle dertleri olduğu gibi başka şehirlerin ve bölgelerin de kendilerine has dertleri vardır. Meselâ, Karadeniz’de de sel ve heyelan tehlikesi var. Yeşilliğiyle dünyanın ilgisini çeken Karadeniz şehirleri, hemen her yıl yaşanan yoğun yağmur, sel ve heyelan sebebiyle gündemden düşmüyor. Karadeniz illerinde yaşanan bu felâketlerin bir yönüyle ‘göğü delmenin cezası’ olduğu da söylenebilir. Çünkü fıtrata uygun olmayan şekilde hareket etmek her yerde göze çarpıyor. 27 Eylül gecesi başlayıp 28 Eylül 2017’de sel ve heyelanlara sebep olan aşırı yağmur hedisesinin Senoz Vadisi’nde yapılan ve çevreyi tahrip eden çalışmalarla da irtibatlı olduğu düşünülmelidir.

Yağmurların taşırdığı derelerin sularının azalması ile birlikte Senoz Vadisi ve diğer vadilerdeki tahribat daha da görünür hale geldi. Maddî zararın hesaplanması bile günler alır. İnşallah bu yaralar kısa sürede sarılır ve benzeri afetlere karşı gerekli tedbirler ertelenmeden alınır.

Aynı vadide 2015’de yaşanan sel felâketinde de büyük mağduriyetler ortaya çıkmıştı. 2015’in Kasım ayındaki sel felâketi o tarihte köylerde daha az insan yaşadığı için fazla gündeme gelememişti. Bu defa hem can kaybı ve yaralanmaların olması hem de bazı evlerin tamamen yıkılmış olması sebebiyle daha fazla gündeme geldi. Buna rağmen Senoz Vadisi köylerinde yaşayanlar bilhassa yöreye hitap eden televizyon kanallarından yana şikâyetçiler. Düşünün, 14 köyün bulunduğu büyük bir vadide sel felâketi oluyor ve bütün yollar ulaşıma kapanıyor. Ama bu hadise medyanın gündemini belki 5 dakika meşgul etmiyor. Peki böyle mi olmalıydı?

Bu vesile ile şunu da hatırlatmak lâzım ki, köylerde bulunan ve internet imkânlarını iyi kullanan kişilerle idarecilerin sağlam irtibat kurmasında fayda var. Aksi halde köylerde yaşanan gerçek durumdan haberlerinin olması mümkün değil. Afet gününden bir gün önce İstanbul’a döndüğümüz halde köylerdeki arkadaşlarımızla hem telefon görüşmesi yaparak hem de sosyal medya hesaplarını takip ederek belki de idarecilerden daha erken bazı hadiselerden haberdar olma imkânı bulduk.

[Çayeli] Gürpınar Köyü’ndeki yaralıyı bir gün sonra (29 Eylül 2017) hastaneye götüren helikopteri neredeyse canlı yayınla izleme imkânı oldu. Aynı şekilde 28 Eylül gecesi ilerleyen saatlerde Yeşiltepe Köyü’nde (Boğosli Mahallesi) komşularımızın mahsur kaldığından haberdar olduk ve dolaylı yollarla köydeki müsaid komşular haberdar edilerek mahsur kalanların daha güvenli bir eve gitmeleri mümkün oldu.

Bu sel ve heyelan hadisesinden maddî ve manevî anlamda ders ve ibret alabilirsek ne mutlu...

Okunma Sayısı: 2453
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat

    1.10.2017 12:05:18

    Ne dersi.Rizede 20 katlı evleri uçurum kenarına diziyorlar.İstanbul zaten facia...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı