"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her iş ehline...

Faruk ÇAKIR
28 Nisan 2015, Salı
Her işin ehline ve uzmanına verilmesi gerektiği bütün dünyanın kabul ettiği bir meseledir.

İşlerin ehline değil de, ehil olmayanlara verilmesi aynı zamanda ‘kıyamet alâmetleri’ arasında sayılmıştır. Ehil ellerdeki işler iyi neticeler verirken, ehil olmayanların elindeki işler, neticesiz kalır. 

Son yıllarda işlerin ehil olanlara değil, ehil olmayanlara verildiği görülüyor. Bu sebeple her konuda ve her noktada sıkıntılar yaşanıyor. Ehil ellerde olmayan işlerden biri de üniversite eğitimi. Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Fuat Kalyoncu’nun tesbitleri bunu gösteriyor. Prof. Dr. Kalyoncu, Taha Akyol’a yazdığı bir mektupta şöyle demiş: “(...) Ne yazık ki, ihbar, soruşturma, sürgün, tehditler konusu bizi 12 Eylül dönemini aratır hale getirdi. En son açılan 8 üniversite için YÖK’e dahi görüş sorulmamış. Sürekli hoca olmadan, içi boş üniversite açılması düzeyimizi çok düşürüyor. Akademisyen olmayacak kişiler, adam yokluğundan hoca yapılıyor. Özellikle son yıllarda üniversitelerimizin bilimsel yayın kalitesi çok düştü. Ülkemizde 2006’da daha az makale üretiliyordu, ancak üretilen bilimsel yayınlara yapılan atıf sayısı 151 bindi. 2012’de bilimsel yayınlarımıza yapılan atıf sayısı ise 16 bin oldu. Yani yayınların önemli bir kısmı uluslar arası bilim ortamında artık ilgi çekemiyor. Bunları konuşacak ne ortam ne de bu gidişle hoca kalmayacak. (...)

“Seçilmeden atanan bizim rektörümüz, (...) üniversitemize 400-500 arasında akademisyen aldı. (...) Ben 32 yıldır buradayım, böyle bir pervasızlık görmedim. Mahkemeler çalışmıyor, idari dâvâlar aylarca sürüncemede kalıyor, bölümlerde selâmsız sabahsız ayrı gruplar oluşuyor. Yani bilin ki üniversitelerin hali kötü. (...) Biz 10 sene, 20 sene önce çok daha iyiydik, nasıl böyle olduk tartışmalıyız. Üniversite sayısı değil, kalite önemlidir. Bangladeş’te 1000 adetten fazla üniversite var da ne oluyor? İran’ın bizi geçmesi, burada çok önemlidir.” (Hürriyet, 23 Nisan 2015)

Üniversitelerin 12 Eylül’ü aratır hale geldiği yönündeki iddia ciddiye alınmalı. Böyle bir durum varsa, üniversite eğitiminin gelişmesi mümkün olamaz. Hele hele, açılan bazı yeni üniversitelerin YÖK’e sorulmadığı iddiası çok daha vahim. Yok olmasını arzu ettiğimiz YÖK, henüz kapatılmadığına göre üniversitelerden ‘sorumlu’ değil mi? Üstelik, YÖK yönetimi de Türkiye’yi idare edenlerin bilmediği kişiler değil...

“Akademisyen olmayacak kişiler, adam yokluğundan hoca yapılıyor” iddiası da çok vahim. Bu, “İş ehline verilmiyor” anlamına gelmez mi? Elbette üniversite sayısının çoğalması iyidir, ama bu eğitim kalitesi düşürülmeden yapılmalı. 

“Ehliyet”i olmayanın araba sürmesi mümkün değil ise, meslekî ehliyeti olmayanın ‘torpil’ ile herhangi bir işe yerleştirilmesi nasıl mümkün olur, normal görülür?

Geçenlerde seyahat ettiğimiz İETT otobüsünün şoförü, yanındaki başka bir şoförle ‘meslekî meseleler’i konuşurken “Çoluk çocuğun elinde oyuncak olduk. Bu meslekte 10 yıl çalışmayan ‘amir’ olur mu?” diyordu. Bir devlet dairesinde çalışan ‘amir’ ise, “İşi bilmeyenleri işe alıyorlar. Sonra da bize ‘İdare edin’ diyorlar. Çoktan iş çığırından çıktı” diye dert yanıyordu.

Hal ve gidişe bakıp, işin ‘ehline verildiğine’ şahitlik eden kaç kişi çıkar? O halde kıyametin kopması yakındır!

Okunma Sayısı: 1419
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı