"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Irak aynasında Suriye

Faruk ÇAKIR
28 Temmuz 2015, Salı
Suriye’de yaşanan hadiselerin nasıl ve nerede durulacağını tahmit etmek bile zor. “Üç ay, beş ay sonra neticeye ulaşılır” diyenler varken seneler geride kaldı. En büyük temennimiz, Irak gibi olmaması.

İfsat şebekelerinin piyasaya sürdüğü ‘yeni model terör örgütü’nün zulmünden kaçarak kamplarda yaşamak durumunda kalan Irak Türkmenleri de sıkıntı çekenler arasında. 

Sıkıntılarına çare arayan Türkmenler, Türkiye’nin Erbil Konsolosluğu ile irtibata geçerek Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Kızılay’dan da destek alarak, 432 ailenin barındığı Yahyava Kampı’nı 10 dönümlük arazi üzerine kurmuşlar.

Irak Türkmen Cephesi Sözcüsü Ali Mehdi, 100’den fazla zengin işadamı Türkmen’in ‘yeni model terör örgütü’nün tehditleri neticesinde bölgeden kaçırıldığını söyleyip, “Türkmenlerin bölgede can güvenliği yok. 10 yıldır berberimin dükkânına gidemiyorum o benim yanıma geliyor. Güvenliğimiz yok çünkü” diye de dert yanmış. 

2003’ten önce Saddam’ın bölgede her etnik gruba aynı ölçüde zulüm yaptığını da dile getiren Ali Mehdi, çok sarsıcı bir tesbitte daha bulunmuş: “ABD bir Saddam’ı götürüp, 100 Saddam bıraktı. Şimdi burada herkes Saddam olmuş. Amerika, Irak’ta adeta etnik ayrımcılık mirası bıraktı, etnik kimliklere böldü ve bizi bıraktı.” (Yeni Şafak, 5 Temmuz 2015)

Türkmen Cephesi Sözcüsünün, “ABD bir Saddam’ı götürüp, 100 Saddam bıraktı. Şimdi burada herkes Saddam olmuş” tesbiti yabana atılabilir mi? Ya da bu tesbite itiraze den olur mu? Bir Saddam’ı götürüp, 100 Saddam’ı getiren politikalar, savaşlar, müdalaleler başarılı kabul edilebilir mi?

Maalesef, benzer bir tehlike Suriye için de söz konusu. ‘Zalim Esad/Esed’ gidince yerine kaç tane yeni Zalim Esed/Esed’ gelecek? Suriye’ye müdahale edenler bu neticeyi iyice hasap ettiler mi?

Tabii ki eleştiriler, “Suriye’deki zulüm devam etsin” şeklinde yorumlanmamalı. Nerede zulüm varsa, mümkünse tamamı sona erdirilsin; ama bu yapılırken yeni zalimler meydan bulmasın. Irak’ta bir zalim gitti ve yerine 100 zalim geldiyse nasıl başarıdan söz edilemezse; Suriye’de de bir zalim gidip yerine daha çok zalimler gelirse hüsran olmaz mı?

“Suriye bu hale nasıl düştü?” sorusu iyi tahlil edilmeli ve yeni zalimlere fırsat verilmemeli. Bunun için bin düşünüp bir adım atılmalı. Ne yazık ki şu anki tablo, dünya ülkelerinin Irak’ta yaşananlarda ibret ve ders almadığını gösteriyor. Suriye, yeni bir Irak olma yolunda ilerliyor. Ülke birbirinden kopuk parçalara ayrılmış halde. Ve faturayı masum Suriyeliler ödüyor.

“Büyük Devlet”lerin yaptığı hatalar da büyük oluyor. Temennimiz ve duamız, Suriye’nin de, Irak’ın da adaletli idarecilere kavuşmasıdır. Keşke “İslam dünyası” bu hususlarda belirleyici olabilse...

Okunma Sayısı: 1709
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı