"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul’un dertleri

Faruk ÇAKIR
10 Şubat 2016, Çarşamba
Dünyanın bunca derdi varken, ‘İstanbul’un dertlerini konuşmak gereksiz olabilir.

Ne var ki, İstanbul’un dertleri ile dünyanın dertleri arasında da bir irtibat noktası vardır. Dertlerin tamamı, dönüp dolaşıp “kaht-ı rical/’ehil insan’ yokluğu”na dayanır.

Anadolu’nun bir şehrinden İstanbul’a gelen bir ahbabımız ile tarihi yerlerini yeniden görmek için yola çıktık. İlk adresimiz İstanbul’un ‘merkez’i kabul edilen Fatih oldu. Fevzipaşa Caddes’inde otobüsten inerek Fatih Camii’ne doğru çıkarken sokak ortasındaki ‘çirkinlik’ dikkatimizi çekti. Sokak resmen çökmüştü. Oradaki esnafa, tabanı çöken ve kaldırım taşları sökülüp bir kenara bırakılan yolu gösterip “Burası ne zaman bu hale geldi, kimse ilgilenmiyor mu?” diye sorduk. Tabiî esnaf dert küpü. “Söylemediğimiz yer, aramadığımız yetkili kalmadı. Herkes işi başkasına atıyor. Bir de siz el atın!” diye bizi de laf attılar. Biz de “Yetkililere bildirmek vazifemiz, neticeyi bilemeyiz” diyerek fotoğraf çektik. Yola devam ederek Malta Çarşısı yönünde Fatih Camii bahçesine girdik. Tam o noktada, Fatih Müftüğü önündeki çukurlar dikkatimi çekti. Bu iki fotoğrafı Twitter’dan “Fatih’e bu görüntü yakışır mı?” notuyla paylaşıp İstanbul Büyükşehir Belediyesi ‘Beyaz Masa’yı (@ibbBeyazmasa) haberdar ettik. Sağ olsunlar onlar da ‘ilgi’ gösterip adres sordular. 

Bu vesileyle @ibbBeyazmasa’ya bir paragraf açmak lâzım. İstanbul büyük bir şehir olduğu gibi dertleri de büyük. Dolayısıyla başta trafik konusu olmak üzere başka konularda da zaman zaman ‘Beyaz Masa’ya bildirimlerimiz oluyor. Mutlaka cevap veriliyor, ama dertlerin çözüldüğünü söylemek zor. Ekseriyetle “Konuyu ilgili birimlerimize iletiyoruz” notuyla verilen cevaplar çözüme dönüşmüyor. İETT, metrobüs ve duraklar noktasında yaptığımız onlarca hatırlatma, hep ‘ilgileniyoruz’ cevabıyla çözümsüz kaldı.

Fatih Camii’nde kıldığımız öğle namazı sonrasında At Pazarı Meydanı ve Vefa’dan geçerek Süleymaniye’ye ulaştık. Süleymaniye’ye giderken “Molla Hüsrev Mahallesi Çeşmesi”nin halini görünce bu durumu da ‘yetkililer’e anında haberdar ettik. Çeşme vardı, ama ne suyu ne de ‘kurna’sı vardı. Üstelik tam önünde bir minibüs park etmişti ki, çeşmeyi görmek bile mümkün değildi. Sağ olsunlar, ‘yetkili’ler anında Twitter’dan cevap verdiler: “Konu, İBB yetki ve sorumluluk alanında bulunmuyor.” İyi de muhterem ‘yetkili’ler, bir problem varsa ve o kimin ‘yetki’ alanındaysa bu eksikliğin giderilmesi ve takibini yapmak da yine ‘yetkili’lerin işi değil mi? “Başkasına havale” ile bu problemler çözülebilir mi?

Biraz daha devam edince, Kirazlı Mescid Sokağı’na ulaştık. Burada gördüğümüz bir çalışma bizi sevindirdi. Yıllardan beri metruk halde bulunan ve İstanbul’un ilk ‘medrese-i nuriyesi’ olarak hizmet vermiş olan bina restore ediliyordu.

Derken, Muhteşem Süleyman’ın, Muhteşem Mimar Sinan’a yaptırdığı ve onun da “Kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Camii’ne ulaştık. Cami ve türbeleri ziyaret edip ikindi namazını da orada kıldık. Hep tenkid edecek değiliz ya, Süleymaniye’de de ayrı bir güzellik dikkatimizi çekti. ‘Cami gönüllüleri’, turistlere İslâmiyet ve cami hakkında bilgi verip sorularını cevaplandırıyorlar. Çok isabetli ama çok geç kalmış bir bir adım. Elbette bu hizmet yeni başlamış değil.

Daha önce de hem Süleymaniye’de hem de Sultamahmet Camii’nde bu hizmet veriliyordu. Bu gönüllülerin sayısını arttırmak ve ihtiyaç duyulan her noktada “Doğru İslamiyet’i ve ‘İslâmiyet’e lâyık doğruluğu” yerli ve misafir turistlere anlatmak durumundayız.

Tabiî ki İstanbul’un dertleri de gezisi de bitmez... Nasip olursa başka zaman devam ederiz.

Okunma Sayısı: 1979
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı