"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neticeye bakalım

Faruk ÇAKIR
10 Ocak 2019, Perşembe
Kabul edilse de edilmese de ülkemizin çare bulunması gereken onlarca, belki yüzlerce derdi vardır.

Kişilerin ve ülkelerin derdinin olması işin tabiatı gereğidir. Yanlış olan dertleri görmemek ya da gördüğü halde inkâr  etmektir. Herkes bilir ve kabul eder ki, dert bilinirse çare ve çözüm bulmak da kolaylaşır. Dert bilinmezse çözüm aranmaz ve dolayısıyla bulunmaz. Neticede dertler derinleşir ve kangren olur maalesef.

Türkiye’nin de ekonomik, sosyal ve siyasî onlarca derdi vardır. Ancak, idarecilerin dert yokmuş gibi davrandığı görülüyor. Devlette ve millette israf var, eğitimde sıkıntılar var, aileyi tahrip eden her türlü yayın teşvik ediliyor... Buna rağmen ‘dert yok, çare aramaya da gerek yok’ tavrının ortaya konulması çok ciddî bir  yanlış, çok ciddî bir ihmal... İdareciler ne zamanki dertleri görmeyip çare aramaktan vazgeçmişler, millet olarak ağır faturalar ödemek durumunda kalmışız.

Aralık sonu ile Ocak ayı başlarında hatırlanan ve 22 Aralık 1914 ile 17 Ocak 1915 arasında yaşanan bir  Sarıkamış Faciası var. I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti ve Rus İmparatorluğu arasında gerçekleşen kara çatışmalarında Osmanlı ordusu taktik bir hata neticesinde mağlûp olmuş ve sayı ihtilâflı olmakla birlikte 50 bin civarında askerimiz donarak şehit olmuştur. Bu vesileyle şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken,  Sarıkamış hadisesinin yaşandığı günlerde bu facianın milletten itina ile gizlendiği ancak yıllar sonra öğrenildiğini biliyoruz.

Bütün Dünyaya nam salan ecdadımız Osmanlı Devleti’n de zaman zaman askerî hatalar yapıldığını da hatırlamak lâzım. Yıllarca devam eden fetih ve genişleme hareketinin bir noktaya gelince durması ve toprak  kaybetmeye başlandığı tarihi bir gerçektir. Meselâ, 1571 tarihinde Osmanlı Devleti ile Haçlı donanmaları arasında, İnebahtı (İyon Denizi, İtalya-Yunanistan arası) yakınlarında yapılan deniz muharebesi buna bir misal olabilir. II. Selim dönemindeki bu muharebede donanma büyük hasar görmüş ve Osmanlı Devleti’nin yükselme dönemindeki en büyük deniz mağlûbiyeti olarak kabul edilir. 

Böyle hadiseler yaşandığında çare  bunları gizlemek, görmemek, inkâr etmek midir? İnebahtı’dan değilse de maalesef Sarıkamış hadisesinde böyle davranılmış. Gazetelerin bu mağlûbiyeti haber vermesi yasaklanmış ve Sarıkamış’da on binlerce askerimiz şehit olurken, millet; bu muharebede Rusya’ya karşı büyük bir zafer kazandığımız yalan bilgileriyle oyalanmış. Böyle yanlış bir uygulamayı kabul etmek mümkün olabilir mi?

Bu ölçüde olmasa da günümüzde de benzer yanlışlar, benzer bilgi gizlemeleri yapılıyor. Maddî ve manevî sıkıntıların üstü örtülmek suretiyle çare ve tedavi aranmasına engel olunuyor. Belli gazeteleri okuyan ve yine belli TV kanallarını takip edenlerin Türkiye’nin asıl gündemini bilmesi ve öğrenmesi maalesef mümkün olmuyor. Kontrol altındaki medyayı takip edenler bütün Dünya’ya çeki düzen verdiğimizi düşünebilir. Peki gerçekler öyle mi? Sadece Suriye’de yaşananların bile kamuoyuna ne kadar  eksik aktarıldığına Dünya şahit. Ekonomik sıkıntılar da aynı şekilde... 

İdarecileri dinleyenler işlerin yolunda gittiğini düşünebilir, ama ciddî sıkıntılar var. Enflasyon rakamları ve işsizlik Türkiye’nin dertleri arasında yer almıyor mu?

Bir kısım medya, önemli meselelerle meşgul olmak yerine; ABD’li diplomat ve idarecileri “eli cebinde karşılayan” temsilcilerimizle övünüyor. Reklâma değil, neticeye bakalım derim...

Okunma Sayısı: 1484
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı