"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öğretmen açığı nedir?

Faruk ÇAKIR
28 Mayıs 2018, Pazartesi
Türkiye’yi idare edenlere ve hepimize ortak bir soru sorabiliriz: “2018 yılındayız. Büyük hedefler ortaya koyuyoruz. Bir taraftan da yeterli sayıda öğretmen olmadığı ilân ediliyor. Bu normal midir?”

Muhtemelen idare edenler de, etmeyenler de bu tablonun doğru olmadığını, 2018 yılında ‘öğretmen açığı’ olmaması gerektiğini ve bu durumun bir an önce düzeltilmesi icap ettiğini bilir ve söyler. O halde herkesin bildiği ve kabul ettiği bir meselede niçin gereğini yapamıyor ve ‘öğretmen açığını’ sıfırlayıp ‘öğretmen fazlası’ veremiyoruz?

Yine herkesin bildiği üzere ‘öğretmen açığı’ vermek, ‘dış ticaret açığı’ vermeye de benzemez. Madem eğitim her işin temel taşıdır, bu konuda açık vermek, yeterli öğretmen istihdam etmemek, edememek nasıl normal görülür?

Son yıllarda okul binalarını depreme dayanıklı hale getirmiş olmakla haklı olarak övünüyoruz. Tamam övünelim, ama yeterli öğretmen istihdam edilmeden bu sağlam ve yeni binalar ihtiyacımızı karşılayabilir mi? Millet olarak gerekirse bir öğün az yiyelim, ama öğretmen açığımız olmasın. 

Tabiî ki mesele sadece sayı meselesi de değildir. Hem yeterli sayıda öğretmen, hem de mümkün olduğu kadar en iyi şekilde yetiştirilmiş öğretmenler olacak ki eğitimden istediğimiz verimi, istediğimiz kaliteyi alalım. İşinin ehli, kaliteli öğretmenlerimiz olmadıktan sonra ‘öğretmen fazlası’ olsa bile çare değil.

İlgili haberde şu bilgiler var: “MEB verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye genelinde öğretmen doluluk oranları ortalaması yüzde 90.60 olarak gerçekleşti. Bölgeler bazında, öğretmen doluluğu en fazla olan bölge yüzde 93.96’lık oranla Ege olurken, bu bölgeyi yüzde 93.83’lük oranla İç Anadolu izledi. Yapılan son öğretmen atamalarıyla Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki öğretmen doluluk oranlarındaki artış dikkati  çekti. (...) Millî Eğitim Bakanlığı’nca, 2003’ten itibaren 584 bin 934 öğretmen ataması yapıldı. Bu öğretmenlerin yarıdan fazlası son 10 yılda atandı. En çok Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerine atamalar gerçekleştirildi. Son 5 yılda bu iki bölgeye atanan öğretmen sayısı 149 bin 347 oldu. 2002-2003 eğitim öğretim yılında 528 bin 416 olan resmî okullardaki öğretmen sayısı ise 904 bin 679’a yükseldi.” (AA, 24 Mayıs 2018)

Problemlerini halletmiş, huzurlu ve büyük bir Türkiye olmak istiyorsak eğitim meselesine çok daha dikkatli  

eğilmek durumundayız. Öğretmen açığı değil, öğretmen fazlası vermek gerekir. Bunları ifade ederken asıl  meselenin sayı değil kalite olduğunu unutmuş değiliz. Hem yeterli sayıda hem de arzu edilen kalitede öğretmen istihdam etmek zor olmasa gerek. Dünyada bunu başarabilmiş ülkeler olduğuna göre biz de yapabiliriz.

Eğitimin en önemli dertlerinden biri de bölge ve hatta aynı mahallede olan okullar arasındaki seviye farkıdır. Aynı eğitim müfredatının uygulandığı benzer okullardaki seviye farkını kabullenmek de en az ‘öğretmen açığı’nı kabul etmek kadar yanlış olmaz mı?

Türkiye’nin yapması gereken, atması gereken adımlar bellidir: Bir yıl dahi beklemeden ‘sıfır öğretmen açığı’ seviyesine gelmek ve okullar arasındaki seviye farkını da en kısa zamanda ortadan kaldırmak. Bugünden kararlı adımlar atılmaya başlanırsa kısa sürede neticeye ulaşılır diye ümit ediyoruz. Eğitimde kaliteyi yakalamanın başka çaresi  var mı?

Okunma Sayısı: 3652
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı