"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölüm kavuşmaktır

Faruk ÇAKIR
22 Şubat 2017, Çarşamba
Herkes için, hepimiz için ‘hayırlı ömürler ve hayırlı ölümler’ dileyerek söze başlayabiliriz.

Dünyanın en tartışmasız gerçeklerinden biri de malûm olduğu üzere ölümdür. “Ölüm”ü öldüremeyenlerin “dünya liderliği” iddiası kadar boş, lüzumsuz bir iddia olabilir mi?

Kâinatın Efendisi Peygamberimizin (asm), “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz” (Tirmizî, Zühd: 4) tavsiyesine rağmen ölümün unutulmaya ve unutturulmaya çalışıldığına şahit oluyoruz. Yine hatırlamak lâzım ki, adalet timsali Hz. Ömer, sırf her gün ölümü kendisine hatırlatsın diye bir kişi görevlendirmiş. Saçları beyazlayınca ise “Artık senin bana ölümü hatırlatmana ihtiyaç kalmadı. Beyaz saçlarım bana bunu hatırlatıyor” demiştir.

Ölüm çok yakınımızda olduğu halde onu kendimize çok uzak görürüz. Yakınlarımızın vefatı, ölümün gerçekten yakın olduğunu bir defa daha hatırlatır. Kalp yetmezliği sebebiyle bir süre yoğun bakımda tedavi gören amcaoğlu Enver Çakır Ağabeyimizin vefatı (17 Şubat 2017) ölümün çok yakın olduğunu yeniden idrak etmemize vesile oldu.

Bu vesile ile sağlık sistemi ve bürokrasi çarklarındaki bazı aksaklıklara da işaret etmekte fayda var. Tuzla’da ikamet eden hastamız uzun süreden beri tedavi görüyordu. Bazen haftada iki ya da üç gün hastanelerin acil servisine gidip kısa süreli tedaviler görüp eve dönüyordu. Kalp ve böbrek yetmezliği, şeker, nefes darlığı gibi değişik hastalıklarla muzdarip idi. 7 yıl önce kalp pili takılmış, kısmen rahatlamıştı, ancak ilerleyen yıllar pilin değişmesini icap ettirdiği halde ‘ölüm riski’ endişesiyle doktorlar pil değiştirmeye de yanaşmadı. Doktorlar son aylarda “Tıbben yapacak bir şey kalmadı” demeye başlamışlardı. Neticede bir akşam hastalanınca yeniden Pendik’teki bir devlet hastanesine kaldırılıyor. Hastanenin servislerinde yatacak yer olmadığı için 3 gün boyunca ‘acil servis’te tedavi görüyor. Durumu daha da ağırlaşınca yoğun bakıma kaldırılması gerekiyor. Aynı hastanenin yoğun bakımında da yer olmayınca uygun hastane aranıyor. Arama sonunda Ümraniye’deki bir özel hastanede yer bulunuyor. Dikkat ediniz, hasta normalde Tuzla’da ikamet ediyor; yer bulunabilen yoğun bakım Ümraniye’de. Meşakkat... Neyse, 5 Şubat 2017’de başlayan yoğun bakım tedavisi 17 Şubat Cuma günü verilen ‘son nefes’le neticeleniyor. 

Merhum Enver Ağabeyimizin cenaze namazı 18 Şubat 2017’de Tuzla’da kılındı. Üç erkek evlâdı babası olan Enver Ağabeyimizin ortanca oğlu, son günlerin meşhur hadiseleri sebebiyle tahminen 3 hafta önce tutuklanmış ve cezaevine konulmuştu. Oğlunun cenazeye gelmesi için yetkililere müracaat yapılmış ve güvenlik görevlileri de gerekli araştırmaları yapmış, 8 saatlik bir izinle cenaze namazına katılacağı ifade edilmişti. Netice olarak burada bürokrasi devreye girdi ve bir gün önceden gerekli müracaatlar edilmesine rağmen tutuklu oğlu Tuzla’daki cenazeye yetişemedi. Defaatle telefonla aranmasına rağmen nöbetçi ‘yetkililer’e bir türlü ulaşmak mümkün olmadı. Öğle vakti Tuzla’da kılınan cenaze namazından sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği otobüsle, cenaze defin için Çayeli’nin Ormancık Köyü’ne doğru yola çıktı. Cenaze namazına katılamayan, babasının ölüsünü göremeyen tutuklu oğlu, bir gün sonra 8 saatlik izinle cezaevinden çıkmış ve İstanbul’daki evinde taziyeleri kabul edip dostlarının tesellisiyle acısını kısmen paylaşmış.

Cumartesi günü öğle sonrası Tuzla’dan yola çıkan cenaze Pazar günü Çayeli’ne ulaştı ve Çayeli Sahil Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Ormancık Köyü’ndeki aile mezarlığına (babasının ve amcasının yanına) duâlarla defnedildi. 

Enver Çakır Ağabeyimiz namazlarını ekseriyetle camide cemaatle kılmaya çalışan, Risale-i Nur’a muhabbeti ve hürmeti olan, okunduğunda merakla dinleyen bir ağabeyimizdi. Hatta hastalığının ilerlediği günlerde bir gün sabah namazı için camiye gitmek için sokağa çıkmış ve nefes darlığı sebebiyle camiye gidemeyerek geri döndüğünü bir ziyaretimiz esnasında bize anlatmıştı. 

Bu vesile ile taziyelerini bildiren bütün eş, dost, komşu, arkadaş, ağabey ve kardeşlere şahsımız ve ailemiz adına teşekkür ediyoruz. Bütün hastalarımıza acil şifalar dilerken, vefat edenlerin de mekânlarının Cennet olmasını temenni ediyoruz.

Okunma Sayısı: 2712
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı