"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rüzgâr meselesi, memleket meselesi

Faruk ÇAKIR
18 Ekim 2019, Cuma
Önce bir ‘ah’ çekmeli ve sormalı: Türkiye’nin güneş ve rüzgâr gibi iki önemli zenginliği varken bunları yeterince değerlendirmeyip; ‘petrol fakiriyiz’ diye fukaralığımıza bahane aradık?

Türkiye’yi idare edenlerin büyük çoğunluğu, mevcut haldeki sıkıntıları ‘Petrolümüz yok. Enerjiye yüklü miktarda döviz ödüyoruz. O sebeple zengin olamadık” diyerek açıklar. Bu bahane akla yatkın gelse de doğru değildir. Çünkü bu anlayış devam ettiği müddetçe petrolümüz de olsa yine de zengin olamazdık. İsraf içinde yüzen bir memleketin, bir idarenin zengin olması mümkün mü? Hem, petrolümüz yoksa güneş ve rüzgâr gibi iki önemli enerji kaynağımız var. Bunlardan yeteri kadar istifade edebildik mi? İnanın, petrolümüz de olsa, mevcut bürokratik anlayış sebebiyle oradan kazandığımız parayı israf eder, yine fukara kalmayı başarırdık.

Rüzgâr enerjisi sektöründeki gelişmelerle ilgili açıklamalar yapan Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yıldırım, “Rüzgâr meselesi, memleket meselesi bizim gözümüzde. Bu konu kişilerden, konulardan tamamıyla bağımsız” diye konuşmuş. (AA, 16 Ekim 2019)

Bu tesbit, eğitim sahasında daha önce açılan benzer kampanyaları hatırlattı. Bir dönem, “Meslek lisesi, memleket meselesi” denilerek bir kampanya başlatılmıştı. Enerji konusu da memleket meselesi olduğuna göre bu konuda da yeni kampanyalara ihtiyaç var anlamına gelir.

“Petrolümüz yok, o sebeple enerjide dışa bağımlıyız. Yoksa en zengin biz olurduk” sözlerinin inandırıcı olmadığını TÜREB Başkanı Yıldırım’ın verdiği şu bilgiden anlayabiliriz: Enerjide yüzde 75 dışa bağımlı olan Danimarka, yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımlarla bağımlılığını azaltmış.

Peki, Danimarka ‘yenilenebilir enerji’ye yatırım yaparak enerjide dışa bağımlılığını azaltabiliyor da aynı şeyi ülkemiz niçin yapamasın?

“48 bin megavatsaat üretim potansiyeline sahip Türkiye’de, bugün 7 bin 600 megavat kurulu gücümüz var” diyen TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yıldırım’ın çizdiği tablo şöyle: “Üretilen bir türbin ile yıllık 30 bin kişinin enerji ihtiyacı karşılanıyor. Rüzgârda 1 megavatsaatin üretim maliyeti 55 dolara kadar düşmüş durumda. Güneşte ise 45 dolara kadar düşmüş durumda. Konvansiyonel enerjiden elektrik üretimine bakıldığında doğal gaz ise 75 dolar düzeyinde. (...) 2016’da bin 300- bin 400 megavat ilâve kurulu güce ulaştık. Bu inanılmaz bir rakamdı, ancak bu gücümüz 2018’de 495 megavata, 2019’da ise 450 megavata düştü. Bu rakamlar kabul edilebilir rakamlar değil. Bu uçağın burnunu tekrar bin megavatlara çıkarmamız gerekli. 5-10 sene önce olan ilk heyecanı herkeste tekrar uyandırmak gerekli.”

Bu izahlardan, rüzgâr imkânından beşte bir nisbetinde istifade ettiğimiz anlaşılıyor. Ayrıca son yıllarda bu imkândan istifade edecek yatırımlar arttırması icap ederken, inişe geçtiğimiz de ortaya çıkıyor. 2016’da 1.400 megavat olan yatırım, 2019’da 450 megavata düşmüş. Dünya âlem bu sahada yaptığı yatırımları arttırırken Türkiye’nin azaltması nasıl izah edilecek?

Devletteki israfı bir miktar kısıp, ortaya çıkan tasarrufu güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarına tahsis edebilsek inanın 5 ya da 10 yılda enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtulma ihtimali olabilir. Esasında idarecilerimiz ‘petrolümüz yok’ diye bahane aramak yerine ‘niyetimiz yok, bahanemiz çok’ deseler daha inandırıcı olurlar.

Okunma Sayısı: 1481
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı