"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâmiyet cihanşümul bir dindir

Fatih Yokuş
30 Ağustos 2018, Perşembe
İslâmiyet bir bedene benzer. Tam ve bütündür. Kişinin gücünden fazla sorumluluk vermediği gibi gücü dâhilinde olanları da ondan yerine getirmesini ister. İslâmiyette asıl olunan; kişi, kurum ve kuruluşların hayatı değil, bu hayatın Kur’ân ve sünnete uygun olmasıdır. İslâmiyet son nefese kadar iman ile Allah’ın huzuruna gitmenin adıdır.

İslâmiyet bir toprak parçasına münhasır olmadığı gibi, kişi, kurum, kuruluş ve devletlerin malı değildir. 

Herkesin, rahatlıkla şehadet kelimesini yani “Eşhedu enla ilahe illellah ve eşhedü enne Muhammeden resulullah” kalp ile tasdik ve dili ile söylerse bu dinin mensubu olabileceği gibi, inkâr ile bu dinden de çıkılabilir.

Kişinin kimliği, anne-babası, memleketi, sıfatı, konumu… değil kalbe giren veya çıkan iman belirleyicidir.

İslâmiyet; saadeti dareyin, yanı dünya ve ahireti kazandıracak bir hayat biçimidir.

Hayatın her alanına müdahale ettiği gibi, haram ve mekruhlarla kısıtlamalar, helâl ve mustahaplarla da zevke kâfi gelecek, hayatımızın hürriyet alanını kısıtlamayan kurallar bütünüdür.

İslâmiyet; Allah tarafından Hz. Cebrail (as) vasıtasıyla Hz. Muhammed’e (asm) gönderilen, tam ve noksansız Kur’ân’ın ta kendisidir.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem tarafından sahabesinin anlayabileceği biçimde izah edilen, yaşayışıyla onlara model olan Sünnet-i Seniyyenin tamamıdır.

İslâmiyet bir bedene benzer. Tam ve bütündür. Kişinin gücünden fazla sorumluluk vermediği gibi gücü dâhilinde olanları da ondan yerine getirmesini ister.

İslâmiyette asıl olunan; kişi, kurum ve kuruluşların hayatı değil, bu hayatın  Kur’ân ve sünnete uygun olmasıdır.

İslâmiyet son nefese kadar iman ile Allah’ın huzuruna gitmenin adıdır.

İslâmiyet’i seçenlere Müslüman denildiği; elinden, dilinden emin olunan, kendi nefsi için istediğini başkaları için isteyen, en hayırlısının başkasına hayrı dokunan, doğruluğu, dürüstlüğü, yardım severliği kendine hayat tarzı yapmıştır.

Müslüman; israf yapmayan, şatafatlı hayat sürdürmeyen, anne-babaya, akrabaya, komşuya, yetime, fakire, miskine, yolda kalmışa yardım eden, ilim Çin’de de olsa gidip öğrenen, âlimlerin Peygamberlerin varisi olduğunu kabul eden kimsedir.

Müslüman; iyiliği emredip kötülükten men eden, kötülüklere karşı eliyle, gücü yetmiyorsa diliyle, buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğz ve nefret edendir.

Daha nice güzellikleri olan İslâm dini ile günümüz Müslümanlarının içinde bulunduğu acıklı durum çok çelişkilidir.

İşte ülkemiz.

Allah ve Resulü (asm) ile savaş manasına gelen (Bakara: 279. âyet) faiz, Şeytanın birer pisliği olan kumar (Maide, 90), Çirkin bir hayasızlık, kötü bir yol ve yaklaşılmaması gereken (İsra: 32) Zinanın arttığı, aile içi şiddet, hırsızlık, cinayetlerin sıradanlaştığı bir hal almıştır.

Şehit kanlarıyla alınan vatan topraklarının yap işlet devret modeli ile yabancılara peşkeş çekilmesi, döviz ve faiz ile ekonominin idare edilmeye çalışılması neticesinde ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum.

Millî ve manevî değerlerin unutulmaya başlandığı, Batı hayat tarzının tv Film ve dizilerle özendirildiği, sevgi ve saygının yok edilmesi için çalışan medyası.

Açın düşünülmediği, fakirin halinin sorulmadığı, kimsesizin hor görüldüğü, yetimin itildiği bir durum.

Evlenmenin azaldığı, namus, aile kurmanın kutsiyetinin ve değerini kayıp ettiği, birlikte yaşama, evlilik dışı ilişki, günlük kiralık evlerle fuhuş ve zina yaygınlaşmaya başlanmış.

Başta devlet büyüklerinin israf etmeleri, zenginlerin daha zengin olması için verilen hibe ve teşvikler, işsizliğin artarak devam etmesi, devletin istihdama yönelik yatırımlardan vazgeçmesi.

Dünyaya model ve örnek olması gerekirken, Adaletin, eğitimin, yerli üretimin azaldığı bir ülke haline gelmişizdir.

Peki Batının gelişmesi bizim onları yakalamamızın sebebi nedir?

Ülkemizdeki ekonomik yönde geri kalmışlığın sebebi din olmadığı gibi Batının gelişmesi de dinsiz olduklarından dolayı değildir.

Belki onların gelişmesi, İslâm’ın da olmazsa olmazı olan; adalet, sadakat, dürüstlük, çalışkanlık, işi ehline verme, müsbet ilim, israftan kaçınma gibi değerlere önem vermeleri ile sonucudur.

Gelişmiş Batı medeniyeti; İslâm’ın dünyaya bakan hükümlerine uygun bir hayat sürdürdükleri için dünya nimetleri bakımından terakki etmişlerdir.

 

Okunma Sayısı: 1682
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı