"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya düşmanlığı cehalettendir

Fatih Yokuş
08 Ağustos 2018, Çarşamba
Son günlerde giderek artan, haksiz ve yanlı biçimde eleştirilen, manevî baskı altına alınmak istenen, Yeni Asya Gazetesi ve onun okuyucuları bunları hak ediyor mu?

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar, dış güçlerin tehditleri, millî ve manevî tahribatlar, işsizlik, içki, faiz… ve daha nice tehlikeler varken Yeni Asya ve okuyucularını hedefe koymak insafa sığar mı?

Dindar! ve vatansever! Olduklarını söyleyen grupların bu tür kampanyalara öncülük etmeleri dindarlıkla ve vatanseverlikle bağdaşır mı?

Yapılan eleştiri ve karalamaları doğru ve iyi niyetli midir? Daha çok sorular sorulabilir, bu tür sorulara gazetenin yetkili kişileri tarafından makul cevaplar verilebilir.

1980-81 Diyarbakır İHL mezunu olsam da okulumu lise üçe kadar Şanlı Urfa’da okudum bu da beş yıl demektir. O zamanlar vakıflar yurdu olan Balıklıgöl ile bitişik Rızvan Ağa Camii’nin avlusundaki odalarda kalıyordum.

Cehalet insanı bir çok şeye düşman eder veya onu beğenmemeye sevk eder. Benim de Yeni Asya’ya düşmanlığım öyle bir şey idi. Kendimi çok dindar, onları hâşâ din düşmanı, ABD uşağı, mason, Bediüzzaman’dan başka hiçbir şey bilmez, Kur’ân ve hadise önem vermez diye düşünür, onlara karşı kin ve nefret beslerdim.

İnanın o günler benim için; kendimden utandığım, cehaletimi gördüğüm, tövbe edip af olmam için Allah’a yalvardığım bir zaman dilimidir. Cehalet bu güzide insanlara karşı haksız biçimde düşman olmama vesile olmuştu. Allah beni af etsin, o güzide insanlardan özür diler helâllık dilerim.

Yıl 1990, Üniversiteyi açıktan okumuş mezun olmuş, askerlik görevini yerine getirmek üzere yedek subaylık eğitimi için Ankara Polatlı’daki topçu ve füze okuluna gitmiştim.

Okulun ilk günü; yatacağım yer, yemekhane, çevreyi tanıma, kendime bir öncelik sıralaması yapmıştım. Öğle namazı gitmiş, ikindi gitmiş daha doğrusu sıralamada onlara yer vermediğim için aklıma bile gelmemişti, ta akşam vakti (akşam namazı çıkıp çıkmadığını hatırlamıyorum) iki kişinin konuşmalarına kulak misafiri oldum. Namazdan söz ediyorlardı onlara yanaştım ve “Namaz kılınacak yer var mı?” diye sordum ve onlardan biri “Namaz kılıyor musun?” diye soru sorması. Beni şoke etmişti, ben ki dindarlıkta kendini çok beğenen birisi olarak bu soruya muhatap olmuştum? Öncelik sıram nasıl namaz olmamıştı? Kafamda şimşekler çakmaya, kendimi sorgulamaya başladım ve onlara sadece “Evet” dedim.

Sonradan isminin Hasan Kırcı olduğunu öğrendiğim arkadaş öncülüğünde gittik, camiyi gördük, sünnete uygun namazımızı kıldık, tesbihatimizi yaptık. Namazdan sonra “Ders yapalım” demesi ve benim “evet” dememle Risale-i Nur’dan bir yeri okuması beni daha bir şaşırttı. Beğenmediğim insanlar farz namazı, sünnetleri ve tesbihatları ile kılmış ve bana ders veriyorlar.

Şok üstüne şok olmuştum, imam, camilerde hutbe okuyan, minberde halka vaaz eden biri olarak cehaletimi görmeye, ezikliğimi hissetmeye başlamıştım.

Ben ki çok dindar! Birliğime gelirken yemekhaneyi, yatakhaneyi, lavaboyu düşünürken, çok eleştirdiğim Nur Talebeleri dinin direği namazı düşünmüşlerdi. Ben dünya derken onlar ahiret demişlerdi, ben faninin peşinde giderken onlar ebedî hayatı düşünmüşlerdi.

O değerli arkadaş sayesinde önce Risale-i Nur’u, Bediüzzaman’ı ve en son Yeni Asya gazetesini tanımama vesile oldu.

Muhabbet fedaileri olmaları, vatanın selâmeti için var gücüyle çalışmaları, şiddetten uzak durmaları, mensuplarının hiç birisinin terör olaylarına karışmamaları, hakaiki imaniyeyi, vatan ve din sevgisini kişilerin kalbine yerleştirmeye vesile olmak için çalışmaları takdire şayandı.

Diklenmemeleri, dik durmaları, korkuya değil Hakk’a boyun eğmeleri, ayrıştırıcı değil birleştirici olmaları, nefret değil muhabbet dili kullanmaları, asayişi tehlikeye koyacak hiçbir davranış içinde bulunmamaları ne de güzeldi.

Cahilane biçimde benim gibi Yeni Asya ve onun cemaatine karşı tavır alanlar size tavsiyem kendinize iyilik yapın, Yeni Asya Gazetesi’ni alın ön yargısız köşe yazarlarını ve Risale-i Nur köşelerini okuyun onları tanıyın ondan sonra karar verin.

Selâm ve duâ ile.

 

Okunma Sayısı: 2450
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erdoğan Dinç

    18.9.2018 06:36:57

    Allah razı olsun. Hakkı teslim eden bir yazı

  • Hasan YİGİTKAN

    8.8.2018 23:47:26

    Fatih hocam sağ olun hakikatı süylediniz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı