"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Azalan enerji: Yorgunluk - 1

Feyzullah ERGÜN
17 Aralık 2018, Pazartesi 01:37
Asrımızdaki teknolojik gelişmeler sonucunda, insanların az hareket ve streslerle enerjileri zayıfladığından, vücudun buna karşılık geliştirdiği tepki, yorgunluk kavramı ile ifade edilmektedir.

İnsanların çalışma ve hayat standartlarında zorlandıklarından, çeşitli yoğunluktaki yorgunluklarla, sıkıntıları her geçen gün daha çok artmaktadır. Yorgunluğu arttıran ve vücudun savunma sistemlerini zayıflatan sebeplerden bazıları şunlardır. Uygun olmayan ve yeteri kadar beden ve zihin dinlenmesine fırsat vermeyen günlük çalışmalar, elverişsiz hava ve iklim şartları, uygun olmayan barınma, beslenme ve uyku hijyenleriyle, yaşanan stres birikimleriyle, yorgunluğun vücudu yıprattığı, başlıca sebeplerdir. Fizikî fonksiyonların, düzenli olmayan aralıksız devam ve yoğunlukları, vücut enerji depolarını sürekli tüketerek, yorgunluğun devamlı bir hal almasına sebep olmaktadır. Aralıksız ve kontrolsüz enerji tüketimi, düzenli dinlenme ile, tüketilen enerji yeniden kazanılmazsa, kalıcı bir hal alarak, hastalık haline de gelebilmektedir.

Uzun ve yorucu kas faaliyetleri, yeterli dinlenme ile düzenlenmediğinde zihnî yorgunluklarla, psikolojik ve fizyolojik bozulmalar sonucunda, vücut çeşitli yıpranma devrelerini yaşar. Vücudun dinlendirilmeyen yorgunluk halinde, çeşitli dış etkiler sonucunda, vücudun göstermesi gereken koruyucu refleksleri zayıflayıp, insanın kendini iyi hissetmemesiyle, çalışma zamanlarında, dikkatte durgunluklar dolayısıyla, çalışılan işlerde verimsizlik ve iş kazalarına sebep olabilmektedir. Sağlıksız beslenme, hastalıklara yatkın bünye ile, vücudun fizyolojik ihtiyaçlarının giderilememesi sonucunda yorgunluk, hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Unutulmamalıdır ki, dinlenmekle de geçmeyen sürekli yorgunluk hali, bazı hastalıkların habercisidir. Kalitesiz ve yetersiz bir uykunun sonucunda ortaya çıkan yaygın şikâyetlerden sonra, meydana gelen yorgunlukların altında depresyon, anksiyete (olumsuz endişeler), anemi (kansızlık) veya diyabet hastalığı yatabilir. Bunların dışında “şeker düşüklüğü, tansiyon dengesizlikleri, böbrek yetmezliği, üremi, KARACİĞER HASTALIKLARI, kalp yetmezliği, guatr, hipotıroidi (tiroid bezinin az çalışması), akciğer hastalıkları, virüs enfeksiyonları, gıda alerjileri, böbreküstü bezinin az çalışması, iltihaplar, romatizmal hastalıklar, vitamin eksiklikleri, kanserler, menopoz dönemi gibi hallerde yorgunluk görülür.” 1 Bundan da anlaşılıyor ki, uzun süreli ve güçten düşüren birçok hastalığın merkezinde, yorgunluk hissi bulunmaktadır.

Hastalık öncesi ve sonrasındaki nekahat yorgunluklarının dışında, hareket azlığından kaynaklanan tembellik ağrıları da bulunmaktadır. Bu tür yorgunluklar çok uyumakla veya çok dinlenmekle, bu yorgunluk hali giderilemez. Bilâkis hafif egzersiz ve yorucu olmayan kısa yürüyüşlerle dinlenme sağlanabilir. Yorgunluğun vücudu yıpratmaması için, yoğun hayat tarzında, dünya meşgaleleriyle DÜNYA YORGUNU haline gelmeden ve yetersiz hareketle, tembellik yorgunluğu hissedilmemesi, vasat çizgide bir hareket tarzı yaşamakla sağlanabilir. Bazı araştırmalarda “akut bir hastalık ya da enfeksiyon durumunda kısa süre dinlenmek doğru olsa da, dinlenme süresini uzatmak, iyileşmenin önünü kesebilir ve başka sorunların ortaya çıkmasına yol açabilir. Deliller, viral bir enfeksiyon geçirdiğiniz zaman, ne kadar çok dinlenirseniz, altı ay sonra o kadar çok semptom yaşayacağınızı göstermektedir. Uzun süre dinlenmek, tekrar aktif hale gelmeyi zorlaştırır ve aslında yorgunluğu arttırır. Çok uzun süre dinlenmek kalp damar sistemini, sinir sistemini ve kas iskelet sistemini etkiler. Gün içinde çok fazla dinlenmek, uyku düzeninin bozulmasına ve uykunun dinlendirici olmamasına yol açabilir.

Geceleri iyi uyumamak büyük ihtimalle yorgunluk hissini ve diğer semptomları arttırır. 

Ayrıca hareketin azalması kasların daha az verimli olmasına (gücünde, sağlığında ve hacminde azalmaya) ve bunun sonucunda da kanı kalbe geri göndermekte etkisinin azalmasına yol açar; bu da kanın bacakların alt kısmında toplanmasına sebep olur. Kan toplanması hem hareket hem de dinlenme sırasında, ağrıya yol açabilir. Adaleler düzenli olarak kullanılmadığı zaman, zindeliklerini veya kondisyonlarını kaybeder. Bu adaleler hareket esnasında kasıldığı zaman, düzensiz gerilimler ortaya çıkar.” 2

Hayatın günlük aktiviteleriyle meydana gelen, beden ve zihin yorgunlukları, hareket etme zindeliğini kısıtladığı ve zorlaştırdığı, bunun sonucunda kaslarla birlikte sinir sistemi ve dolaşım sistemi, normalden daha aktif olduğundan vücudun birçok sistemi çeşitli şekillerde tepkiler verir. Bütün bunların yanında SİRKADİYEN RİTİMLER denilen, vücudun biyolojik saat ve ayarı sisteminin düzenli faaliyetleri sonucunda, insan organizması fizyolojik olduğu kadar, enerji üretimi ve ritmik dağıtılması fonksiyonlarıyla, huzur ve dinlenmesi Fâtır-ı Hakîm (cc) tarafından, bizler farkında bile olmadan sağlanmaktadır. Hücrelere varıncaya kadar bütün hayatî organlar, faaliyet halindeyken Ezelî Kudret tarafından, nizam ve intizamla dinlendirilir. Vücudun organik fonksiyonlarının sağlıklı devam etmesi, BİYOLOJİK SAATİN hassas ayarını, olumsuz ve zarar veren hayat tarzıyla, bozmamak gerekir. İlâhî biyolojik saatin bozulması, metabolizma ve hormon faaliyetlerinin zorlanması sonucunda, beden ve zihin sağlığımızın düzenli faaliyetlerinde, denge bozuklukları meydana geleceğinden, hayatımızın sağlığı, huzuru ve tadı kaçacaktır.

Yorgunluğu arttıran sebeplerden birisi de, aynı zaman diliminde birden fazla şeye başlama faaliyetidir. Yorucu olduğu kadar, kafa karıştırıcı durumlara da sebep olabilir. Günlük faaliyetlerin belli program çerçevesinde yapılması, çalışmaların yorulmadan ve severek yapılmasına sebep olacaktır. Faaliyetlerin programlanması sonucu, artan performans ve verimle, dinlenme ve huzurun kaynağı olan uyku düzeninin de iyileşeceği görülecektir. Böylece yorulan vücudun yeterince dinlendirilmesi, sağlığımızın düzenlenmesinde temel olacağı gibi, dengeli bir hayat yaşamanın da, önemli bir desteği olacaktır.

SAĞLICAKLA KALIN

Dipnotlar:

1) Prof. Dr. Canfeza SEZGİN, Tam Şifa, s. 932, Hayykitap 2016.

2) Mary BURGESS – Trudie CHALDER, Kronik Yorgunluk, s. 22, Kuraldışı Yayıncılık 2017.

Okunma Sayısı: 3238
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı